8.BÖLÜM: ISDIRAP

145 20 8
                                    

Son aylarda ağlarken sesim çıkmasın diye tuttuğum nefeslerde boğulacağım bir gün.
Boğazımdaki yumrular olacak benim katilim.
Kalbimdeki cam parçaları.
Ve ruhumda ki jilet izleri.

Ama herşeye rağmen ben buradayım diyen gözlerim var benim,burada olmamı sağlayan insanlar var, herşeyden önce ilgilenmem gereken bir kendim var benim.

Ailemin katilini neden şimdiye kadar aramaya başlamadığım konusundan hiç bir fikrim yok geçmişide değiştiremem zaten
ama gelecek...işte o benim elimde ve ben geleceğe açılan kapıdan bugün içeri gireceğim.

Kuzey ellerini gözümün önünde sallayarak "iyimisin" Dedi
Dalgınlıktan kurtularak "hiç bu kadar iyi olmamıştım" dedim kendimden emin bir şekilde.

Kuzey  "vaov ozaman hadi" Dedi

Yavaş adımlarla kapının önüne geldik kuzey kapıyı biraz inceledikten sonra "yalnız bir sorunumuz var, kapı kilitli, zaten...." sözünü keserek ona inanamayarak baktım ve cebimde ki anahatarı ona uzattım.
Altın bulmuş gibi anahtara baktı ve bana döndü "bunu yapmak istermisin" sorusunu geç idrak etsemde bunu yapmak istemediğimi belirten bir mimik yaptım ve kuzeyin Kolu yavaşça ittim,
O kapıyı açmak üzere hareketlendiğinde son kez bana baktı ve kapı açıldı.
Önden benim girmem için yavaşça geri çekildi ben kararsız adımlarla içeri girdiğimde hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu ve her şeyin aynı yerde olduğu gördüm tabi ailem dışında...
Gözümü evimin en küçük ayrıntısına kadar dolaştırıyordum, kuzeyin arkamdan gelerek omuzlarımı sıvazladı, fark etmesede verdiği cesaret çok büyüktü.
Gözüme ilk çarpan odaya yani salona girdiğimde herşey yerli yerince duruyordu gözelerimin buğulanması görüş mesafemi kısıtlıyordu.
Salondan hızlı adımlarla çıkıp aklıma ilk gelen yere gittim, annemle babamı son gördüğüm yere; mutfağa.
Mutfağa girdiğimde ölümün daverkâr yüzü karşıladı, ardından kısa bir sessizlik ,canlanan anılar ve hayali bir şekilde beliren annemin cesedi..
Sendeleyerek mutfak tezgahına dokundum
Ardından kuzey vücudumdaki ağırlığı almak istercesine tutundu bana,.
Sakinleşmem 1 dkmı almış olsada daha iyiydim canlanan anılarımı kenara iterek, etrafı incelemeye başladım, belki gözden kaçmış bir şey belki bir delil veya daha fazlası,
kafamı toplayamıyor ve sağlıklı düşünemiyorum adrenalin hormonu şuan oturup ağlamamı engellesede
içimde yeniden tutuşan yangına ev sahipliği yapıyorum.
Ben çıldırmış gibi etrafı ararken kuzeyde boş durmuyor dolapların içine bakıyordu,
Heryere bakmama rağmen hiç birşey bulamamış oluşum beni hiçliğe itiyordu, kuzey de benden hallice bir durumdaydı.
Kuzey "öykü,ben üst katlara bakacağım" diyerek onayımı beklemeden yanımdan ayrıldı.
Ben sonuçsuz kalan arayışımın ardından tezgahtan aşağıya kayarak cenin pozisyonu aldım, birbirini tutmayan çok şey vardı
1-ailemi kim neden öldürdü
2-niye hala yakalanmadı
3-acaba sıra bana gelecekmi
Kafam bu sorularla dolup taşarken vücudum titriyordu.
Merdivenlerden gelen seslerle yerimden doğruldum ve yanıma gelen kuzeye döndüm
Kuzey "öykü bir baksan iyi olacak" Dedi ve yukarıya hızlı adımlarla çıktı bende arkasından merdivenleri tırmanıyordum.
Beni kendi odama yönlendirdiğinde bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.
Odama girdiğimde herşey yerli yerind...
PENCEREMİN ÖNÜNDEKİ TEKLİ KOLTUKLAR DIŞINDA...
Koltuklar normalde çapraz bir şekilde birbirlerine dönük olmaları lazım ama şimdi ikisinde ayrı yerlere bakıyordu
Kuzey " öykü odana iyi bak bana biraz dağınık geldi,yani o son günü hatırla"

Son gün yaptıklarımı düşünmeye çalıştım ama, olmuyordu
"Kuzey, 2-3 ay geçti hatırlayamıyorum ama ben bu koltukları asla böyle yapmam, bu konuda küçük yaştan beri takıntılıydım" dedim
Kuzey " hemen heyecanlanmayalım, sonuçtan ailen...ııı öldürüldüğünde evinize polis ve olay yeri inceleme gelmiş olmalı" haklıydı ama koltukların bu kadar tuhaf durmaları  ve odamın bu denli dağınık olmasını kafamda kuramıyordum.

Savaşın öyküsü 1  #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin