Acı.
Ruhumda ki yaralar şekillenmişti, sancılarım dile gelmişti, benim şehirlerimde ses yoktu, yorgundu artık.
Bütün hücrelerimde zehir vardı öfke vardı ve beni içten içe, yavaş yavaş, acıta acıta öldürecekti birgün.
Büyük bir yapbozdaki tek eksik parçaymışım gibi.
***
Küçük acı dolu bir nefes beraberinde hıçkırıklarım,
BİR YERE TAŞINIYORDUM..
Bilincim yerine geldiğinde kuzey belirdi sonra oturdu taşlar yavaş yavaş yerlerine.
Ensemdeki dayanılmaz acı bedenimdeki ağrılarla vücut buluyordu."Öykü, öykü" kuzeyin sakinlikten uzak sesi endişeliydi.
"Özür dilerim, seni bu lanet olası yerde yalnız bıraktığım için özür dilerim" bunları derken aynı zamanda beni arabanın arka koltuğuna yatırıyordu.
Kendimi toparlayarak konuşmaya çalıştım "kuzey...iyiyim ben" dedim"Öykü orada neler oldu"
"Bana bir yardım etde kalkayım...ozman anlatacağım her şeyi" merdivenden düştükten sonrası flu bir görüntüydü hatta yoktu.
Kuzey kollarımdan tutarak beni oturur hale getirdi, ardından arka koltuğa oda yerleşerek bana çapraz oturdu.
Kafamda ki acı dayanılmaz bir hal alıyordu.
Sabır dilenir gibi baktım havaya.
Ardından anlatmaya başladım...
"Ne olduğunu bilmiyorum annemgilin alyanslarını almı...kuzey alyanslar nerede!!""Bilmiyorum yanına gittiğimde baygındın...." sanki o anı hatırlamaya çalışıyormuş gibi dikti gözlerini bir noktaya.
"...yok hayır alyans felan yoktu eminim" Dedi"Ama ben aldım sonra bi...biri beni merdivenlerden aşağıya itti yüzünü göremedim ama yere düştüğümde sanırım alyanslar halâ elimdeydi...evet evet elimdeydi, sonra o...o kişi yanıma geldi sonra kafama bir darbe aldım ondan sonrası bende Yok" sesim titriyordu.
"Öykü Ozaman o kişi biz evde olduğumuz süre zarfı içinde hep oradaydı" tüylerim diken diken olmuştu, kanım buz tuttu.
Kafamı salladım "o...o ailemin katilimiydi?" soru ağzımdan çok keskin çıkmıştı.
Sert bir nefes bırakarak "Büyük ihtimalle" Dedi sakince kuzey.
Artık ağlıyordum, içime akıttığım kan taşmıştı artık.
"Ve, ve bana okadar yaklaştı" artık kıpırdayamıyordum vücudumdaki ağrıları Yok sayarak bacaklarımı kendime çektim."Öykü yapma güzelim, bırakma kendini hadi gel hastaneye gidelim kötü görünüyorsun" kuzeyin endişeli sesini Yok sayarak olduğum yerde oturmaya devam ettim.
Hissizleşmiştim."Öykü?"
"Öyküü?!" Kuzeyin yüksek çıkan ses tonuyla irkildim
"Hadi gel hastaneye gidelim" bir anda kendime geldim hastaneye gidemezdik.
"Hayır, olmaz amcamgilin öğrenmesine izin veremeyiz, açıklayamayız " dedim panikle.
"Ama öykü birine haber vermeliyiz, şafağı arıyorum" elindeki telefonu sertçe alarak "olmaz" dedim
"Kuzey, Şafak abartır ona anlatmadığım için bana kızacaktır bu riski göze alamam" dedim
"Tamam ozaman senş ben eve götüreyim ama birine haber vermemiz lazım, ortamı toparlayacak biri" derken ikimizinde aklına aynı şey gelmiş gibi baktık birbirimize.
Ben hemen "hayır kuzey, o olmaz hayır"
SAVAŞI kastediyordu."Kusura bakma ama şu boka saran durumdan bizi kurtaracak tek kişi mafya kılıklı" Dedi
Kuzey haklıydı ama yardım edeceğini pekte sanmıyordum."Yardım edeceğini sanmıyorum" dedim yenilmiş gibi.
"En azından deneyelim" Dedi kuzey "...ama ona herşeyi anlatmak zorundayız"
Çok güzel, bu kadar güçsüz olmasaydım şuan bu durumda olmayacaktık.
Oflayarak arkama yaslandım ve telefonumu çıkardım, vücudumun birçok yeri hala sızlıyordu.
Sıkıcı kavradığım telefona bakmadan önce kuzeye baktım ama vazgeçecek gibi görünmüyordu.
Pes ederek telefonuma şafağın zoruyla kaydettiğim savaşı aradım telefon 2. Çalışında açıldı, telefonun diğer ucundan gelen ses bir anda bütün bedenimi alarma geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşın öyküsü 1 #wattys2018
Teen FictionKADEHLERE SIĞAMAYIP TAŞAN ASİ RUHLARIN HİKAYESİ. Koca bir sessizliğin içinde çığlık atan bir genç kız... Hayatı hissizleştiren, ölümü kendi önünde diz çöktüren bir adam. Zedelenmiş kalpler, harcanmış ruhlar, itaatkâr bedenler, Ve kusurlarla dolu bir...