7.BÖLÜM: GİRDAP

195 22 13
                                    

Hatırlatma...
Kuzey kendini toparladı " sencede artık o katili bulmanın zamanı gelmedi mi? " dedi ve beni düşüncelere terk etti
7.bölüm.
Kuzeyin teklifi fazlasıyla cazip bir o kadar da, tüyleri diken diken eden türdendi elbette ailemin katilinin şuan dışarda nefes alıyor ve hayata devam ediyor oluşu canımı çok sıkıyordu ama, acaba yüzleşmeye gücüm varmıydı.

Kuzey beni eve bıraktığında saat 12 ye geliyordu.
Evdeki Işık'lara bakılırsa amcamgil gelmişti.
Eve giderek kapıyı çaldım, duymadıklarında, bu sefer zile bastım.
Kapı yavaş hareketlerle açıldığında karşımda ki kişi ellerimin bembeyaz olmasına, yüzümdeki kanın çekilmesine ve vücudumun uyuşmasına sebeb oldu.

Karşımda bana gıcık gıcık sırıtan kişi IŞILDAN başkası değildi.
Işıl "öykücüm hoşgeldin, kendi evin gibi davran" Dedi ve bir kahkaha patlattı.
"Emin ol öyle davranacağım, ışıl" dedim ve onu taklit ederek tiz bir kahkahada ben patlattım.
Işıl bu dediğime  yüzünü ekşitsede, kapıyı daha fazla açarak içeri girmemi sağladı.
İçeriye girdiğimde savaş koltukta yayılmış elindeki alkollü olduğunu tahmin ettiğim sıvıyı yudumluyordu, gözleri beni bulduğunda samimiyetten uzak bir tebessüm bıraktı, benim yıkılmış gururuma.
Savaş "öykü hoşgeldin, bak tavsiyeni dinledim ve ışılı çağırdım, çok haklıymışsın ışıl beni çok eğlendiriyor" Dedi ve ışıla çapkınca baktı, ayaklarım bana ihanet ederek geri gitmek istiyordu beynim ise kalmamı söylüyordu, ya gururum?
Işıl "öykü bize katılmak istermisin, sanada bir bardak katarız.. ay sen şimdi küçüksün alkol alma ama istersen sana meyve suyu katabilirim." Dedi beni aşağılayan bir tonla.
Vücudum ve gözyaşlarımın daha fazla dayanamayacağını anladığımda,
"Meyve suyunu kendine sakla canım, lazım olur belki bir gün, size iyi eğlenceler" dedim ve titrememeye çalışarak merdivenlere yöneldim son kez kafamı çevirdiğimde ışıl memnun bir şekilde televizyona bakıyor, savaş ise bana bakıyordu, keşke o ifadesiz gözleri bana biraz daha merhametli baksaydı.

Odama girdiğimde, telefonumu yatağın üzerine attım ve banyoda saatler geçirmek istediğimi düşünerek, banyoya gittim.

Sıcak suya kendimi bıraktığımda düşünceler beynimi işgal ediyordu, aşağıda savaş ve Işılın ne durumda olduklarını düşünmek bile istemiyorum.
Savaş beni bir kardeş olarak bile görmüyorken ben ona aşık oluyorum, belki aşk değildi ama tutuluyordum, bence bu sevgiye olan açlığımdan kaynaklanıyordu diğer yaşamım boyunca hiç böyle bir şey olmamıştı.

20 dk daha kalıp, hamama çevirdiğim banyodan çıktım çıkarken, etrafa yayılan dumanlar hamam düşüncemi destekler nitelikteydi.

Üzerime kısa siyah bir şort, üzerime civciv sarısı salaş t-shirt giyip saçlarımı kuruladım, saçlarımı ensemde topuz yaparken aşağıdan gelen kahkahalar gergin sinirlerimin tamamen kopmasına sebeb oldu.
Bir hınçla kapımı açıp sert adımlarla aşağıya inmeye başladım, aşağıya indiğimde ışıl savaşa sokulmuş savaş ise televizyona odaklanmıştı macera filmi izlediklerini görünce ışılın kahkahalarının sahte olduğunu anladım.
Savaş yüzünü bana döndürdüğünde, ilk şaşırsada sonra tekrar önüne döndü ve kolunu ışılın omzuna yerleştirdi, ışıl bu hareketine şaşırmışcasına savaşın omuzundaki eline baktı, kafasını bana döndürdüğünde, küçümseyen bir bakış daha atarak beni görmezden gelmeye çalıştı, gerizekalı.
Gururumu kenara iterek, karşılarındaki koltuğa yerleştim bu yaptığımın ne kadar yüzsüzce olduğunu biliyordum ama sahayı boş bırakamazdım..

İkisininde tuhaf bakışlarını üstümde hissediyorum, şuan neden böyle birşeye kalkıştığımı sorguluyordum,bu çok şey... utanç verici.
Işıl "öykü bize katılman ne hoş" Dedi herzamanki edasıyla.
"Dimii bende öyle, düşünmüştüm" dedim ışılı gıcık etmeyi seviyordum.
Savaşın ne yapıyorsun dermişcesine bana bakıyordu.
Koltuğa bıraktığım telefonum titremeye başladığında son kez savaşa bakış atıp telefonu açtım.
"Naber, bebeğim" Dedi kuzey her zamanki gibi mutluydu.
"İyi kuzey" savaşın soğuk bakışlarını üzerimde hissediyordum beynim ona bakmamı emretsede gözlerim itaat etmek istemiyordu.
"Yarın başlıyoruz" Dedi heyecanla, ne olduğunu biliyordum yarından itibaren hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı, ben ailemin katili bulacak ve daha rahat uyuyacaktım...umarım.
"Bende öptüm, yarın görüşürüz" dedim abartarak.
Işıl "oo öykü, sanırım değerli biri"
"Çok değerli" dedim savaşın gözlerine bakarak.
Kapının çaldığını ışılın ben açarım diye bağırmasından anladım, gelenlerin amcamgil olduğunu düşünürsek, ışıl amcamgilin gözüne girmeye çalışıyordu, ahh akıllı kız.

Savaşın öyküsü 1  #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin