Acı.
Şu anki ruh halimi tanımlayabilecek, tek cümle;yaşayan ölü.
Olayın üzerinden tam bir ay geçti ne acım azaldı,ne de içimdeki boşluk küçüldü.
O günü unutamıyorum, amcam geldi annemgilin öldüğünü söyledi "ÖLDÜLER ÖLDÜLER ÖLDÜLER"
Babamla, annemi sadece 2 kurşunla benden aldılar.
Yaşama sevincimi sadece 2 kurşunla Yok ettiler.
Hayatımdaki değerleri sadece 2 kurşunla bitirdiler.
Ve en kötüsü...
Benliğimi benden çaldılar.
Ne uğruna? 1 aydır düşündüğüm tek şey neden,niye,ve kim.
Soruşturmanın devam ediyor olması kesinlikle içimi rahat ettirmiyor o katil şuan dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor ama Benim anne babam... düşüncelerime devam edemeyeceğimi gözlerimden yaşlar boşalmaya başlayınca anladım, olay gününe dair,öldüler itirafından sonrasını hatırlamıyorum,sanırım bayılmışım,gözümü açtığımda amcamgildeydim,başımda tedirgin ve üzgün Şafak, çökmüş bir Vural Sancaktar ve eşi Hülya yenge,herşeye rağmen onlar ayaktalar ben ise ne yemek yiyebiliyorum ne de konuşuyorum doktor ise bunu,olay sonrası travmaya bağlıyor,ben ise söyleyecek hiçbirşeyim olmadığı için susuyordum.
Bunları düşünürken odayı incelemeye başladım,beyaz rengin hakim olduğu oda Benim üzüntümü yansıtmıyordu,koltukların açık mavi rengi, perdelerdeki toz pembe çicekler ve duvardaki renk cümbüşü tablolar, oldukça sade duruyordu..
"Öykü" şafağın bana seslendiğini duyduğumda hiç bir tepki vermeden etrafı incelemeye davam ettim odanın kapısı açıldığında Şafak elinde yemek tepsiyle bana acı acı gülümsüyordu ne kadar güçlü durmaya çalışsada ben onun içinde fırtınalar koptuğunu biliyordum,babamgilin ölümüne üzüldüğü kadar, banada acıyordu ama umarsamıyordum,ben bile kendime acırken başkasının bana acımasını yadırgamak komik olurdu.
Şafak "Artık kendini toparlamalısın,dünyada bir çok kişi yakınını kaybediyor onların acısı geçiyor seninde geçecek"
"Sence onlar acılarının azaldığı ve geçtiği içinmi hayatlarına devam ediyorlar, hayır acı ne azalır nede geçer ,sadece acıya alışılır,acı,alışkanlık haline gelir ve vücut artık acının varlığını hissedemez,ama her fotoğrafta,her anıda o acı tekrar pekişir" 1 ayın sonunda tekrar konuşmuştum bu şafağın dikkatini çeksede sarf ettiğim sözlere daha çok odaklanmıştı,sözlerim onu etkilemişti gözleri doldu ve ani bir reflexle bana sarıldı, ben ise hiçbir tepki veremedim.
Şafak beni yalnız bırakmak için odadan ayrıldığında,saat bir'e geliyordu ne ara bu kadar geç oldu diye düşünürken artık zaman kavramınıda yitirdiğimi anladım "ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok önemli değildir aslında" annemgilin ölümünden sonra hiçbir şeyi takmamın sebebini bu düşünceye bağlıyorum.
Ne ara uyudum ve ne ara sabah oldu bilmiyorum gözlerimi açtığımda,gün aşıkları odanın penceresine çarpıyordu.Artık yataktan kalkmam gerektiğini hissediyordum yataktan kalkınca ilk sarsılsamda sonra dengemi sağladım uzun zamandır tuvalet dışında yataktan kalkmamam bu ani sarsıntıyı açıklıyordu.
Duş aldıktan sonra üzerimi değişmek için etrafıma bakınmaya başladım en sonunda koltuğun üzerinde ki kıyafetleri fark ettim sanırım şafağındı, vakit kaybetmeden koltuğun üzerindeki kıyafetleri giymeye başladım,siyah eşofman takımını giydiğimde aynaya bile bakmadan aşağıya indim, Vural amcam masanın başında,şafak ve Hülya yengem ise amcamın yanında oturuyorlardı bu görüntü gözlerimin dolmasına neden oldu,herşeye rağmen arkamda durabilecek insanların olduğunu bilmek güzeldi.
Yanlarına geldiğimde hepsinin şaşkınlığı yüzlerinden okunuyordu.
Hülya yenge tereddütlü bir şekilde "öykü, günaydın tatlım, otur lütfen"
Eliyle işaret ettiği yere yerleşip tabağımı önüme aldığımda hepsinin gözünün bende olduğunu biliyordum hepsi benim durumumun nereye gideceğini bilmiyordu,açıkçası bunu bende bilmiyordum.
Ben tabağımda bulunan salatalığa Çatalımı batırırken bir telefon sesi yükseldi çalan telefonun şafağa ait olduğunu anladığımda Şafak telefonun ekranına şaşkın şaşkın bakıyordu daha sonra aynı şaşkınlıkla telefonu açtığında "alo...tamam...bekliyoruz.." bu soğuk konuşmadaki karşı tarafı merak etmiyor değildim.
Amcam "kimdi o"
Şafak "A..abim geliyormuş"
Amcamın yüz hatları bir anda yumuşadı, uzun zamandır görmediği oğlu geliyordu amcam adına sevinip önümdeki tabakla oynamaya devam ettim.
Kahvaltıdan sonra odaya geri döndüğümde arkamda Şafak belirdi mutlu bir şekilde "abim geliyor"diye çığlık attığında buruk bir şekilde gülümsedim ben daha yatağa geçmeden,yatağa atlayıp,benide yanına çekti ve konuşmaya başladı "öykü, biliyormusun abimi sadece yılda bir kez felan görüyorum, babamın ilk eşi yani abimin annesi babamla ayrıldıktan sonra , abimi yanında Amerika'ya götürmüş o yüzden babam, abimi çok özlüyor bunu fazla belli etmiyor ama ben anlıyorum,onu gördüğünde gözleri parlıyor, aradığında mutlu oluyor" şafağı dinlerken uzun zamandır merak ettiğim şeyleri anlatıyordu normal bi zamanda olsaydın bunları öğrendiğime sevinirdim ama tepkisiz kaldım ve Şafak devam etti "abim babama garip bir şekilde kin besliyor, ben..ben bunu anlamıyorum bence tek sorun babamın annesinden ayrılması değil,her neyse seni rahat bırakıyım,yat dinlen sonra yine gelirim" dedi
Bende,şafağa hafif bir gülümsemeyle cevap verdim.
Açık konuşmak gerekirse bende şimdi merak etmiştim ama merakımı bastırarak yatağa tekrar uzandım,amcamgilin, bizim evimiz gibi gösterişli bir evleri vardı hatta bizim evden bile gösterişli, büyük bir havuzu ve güzel bşr hobi bahçesi vardı...
Benim annemde bahçeyle uğraşmayı çok severdi.
Ne görsem aklıma annemgili getiriyor,acımın var oluşunu kutluyordum,ben pencerenin önüne geldiğimde ağladığımı fark ettim artık vücudum ağlamaya alışmış olacakki ağladığımı bile sonradan anlıyordum, berbat bir histi Ailemin artık olmaması, hele de üzüldüğümde kimsenin saçımı okşamayacak olması,işte bu daha zor.
Hayat kazanmak ve kaybetmek üzere iki ayrılıyor
Ve ben bu zorlu savaşta kaybettim ya da sadece öyle zannediyorum.
Derken akşam olmuştu akşam yemeğine inme konusunda kararsızdım çünkü indiğimdede yemek yemiyor, sadece tabağımla bakışıyordum,masada surat asıp insanlarında canını sıkmak istemiyordum.
Ama Şafak gelip "hadi öykü aşşağıya gel"dediğinde kırmamak için indim aşşağıya geldiğimde masa fazlasıyla doluydu çeşit çeşit salatalar ve adını bilmediğim bir sürü yemek vardı ben bu özel masanın nedenini düşünürken,Şafak beni anlamış olacakki "bu hazırlık abim için" diyerek beni aydınlattığında herkes yavaş yavaş masada yerini aldı yine aynı yerlerde oturduk ve beklemeye başladık ben önümdeki tabağın desenlerini incelerken Şafak pencerenin önünden bize doğru koşarak "abim geldi" diye bağırmaya başladı Amcam heyecanlanmıştı,açıkcası ben bile heyecanlanmıştım, gözüm Hülya yengeme kaydığında ise,yüzünün asık olduğunu fark ettim,sonuçta kocasının ilk eşinden, olan çocuğu geliyordu,kapı çaldığında Şafak kapıya doğru koştu bizde karşılamak için ayağa kalktık ve beklemeye başladık şafağın "yakışıklı abim gelmiş" gibi kelimeler sarf ettiğini duyabiliyordum ve Şafak içeri geldi...
Arkasından benden 4 yaş büyük ve 13 yıldır görmediğim,fazlasıyla değişmiş kuzenim;
SAVAŞ SANCAKTAR girdi.2.BÖLÜM SONU
Arkadaşlar 1. Ve 2. Bölümler geçiş bölümüdür, ama lütfen okumayı bırakmayın,diğer bölümler bomba gibi geliyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşın öyküsü 1 #wattys2018
Fiksi RemajaKADEHLERE SIĞAMAYIP TAŞAN ASİ RUHLARIN HİKAYESİ. Koca bir sessizliğin içinde çığlık atan bir genç kız... Hayatı hissizleştiren, ölümü kendi önünde diz çöktüren bir adam. Zedelenmiş kalpler, harcanmış ruhlar, itaatkâr bedenler, Ve kusurlarla dolu bir...