27.Bölüm...

5.8K 524 422
                                    

27...

Yok, galiba kimse beni anlamak istemiyordu...

Salih baba ve Fikret komisere Irmak tarafından verilen havadisleri anlattığımda ikisi de rahat nefes aldı diyebilirim. Özellikle Rasim'in çalışma masasına yerleştirilen dinleme cihazına çok sevindiler. Bütün bu gelişmeler beni de memnun etti etmesine fakat yine de içimde garip bir burukluk vardı. Bunun sebebi tabi ki Irmak'tı. Irmağın üzüntüsünü anlıyordum, bununla birlikte bize yardım edişine tam bir anlam yükleyemedim. Buna rağmen bu iş hepimizin işine geldi tabi ki...

Beni gerçekten çok sevdiğinden mi, yoksa yeni öğrendiklerinden dolayı babasına karşı duyduğu nefretten mi bizim yanımızda yer aldı?

Neler düşündüğünü bilemiyordum! Hoş bu durumda bilmem neyi değiştirecekti ki?

"Demir! Kızlar bu akşam buraya gelecekmiş."

Young'ın verdiği bu havadisle düşüncelerimden sıyrıldığım gibi ona baktım.

"Irmak!"

"Evet, o da gelecek tabi. Demet birkaç gün sonra yurt dışına çıkıyor ve epey bir süre burada olamayacakmış, onu uğurlamak için toplanıyorlar."

"Hı! Öyle mi? Peki, gelsinler," dedim.

"İyi o zaman, ben kızlara güzel bir masa ayarlatayım, hem yemek türü atıştırmalıklarda hazırlatasam iyi olacak..."

Young, kızlar için hazırlatacağı şeyleri yapmak üzere yanımdan ayrıldı. Ofiste tek başıma kaldığımda kafamı oturduğum koltuğa gerisin geriye yasladım. Irmağı düşündüm. Büyük bir şokun içinde olmasına rağmen benden kopmaması, sevindiriciydi. Aslında böyle düşünmeme rağmen hala onu çözmüş değildim. Aslına bakarsanız çözmem de gerekmiyor ve plan işliyor muydu, sadece ona bakmam gerekiyordu. Buna rağmen, "Acaba Irmak şimdi ne halde ve ne yapıyordur," diye düşündüm.

Şu an çok mu üzgün ve bana çok mu kızgındı? Sanırım bunların cevabını pekala biliyordum.

Gece saat on gibi kızlar mekana geldi. Young'ın kızlar için hazırlattığı sahneye yakın olan masadaydım. Demet ve Naz önce gelmiş, masaya oturur oturmaz etrafa bakındılar.

"E! Irmak nerede? Gelmedi mi daha? Burada buluşacaktık. Demir karından haberinin olmadığını söyleme sakın," dedi Demet.

"Henüz gelmedi, ama gelmek üzeredir," dedim.

Ardından Naz, "Beklerken içecek bir şeyler alalım, susadım ben," dedi.
Aynı anda "Irmak," diye fısıldadım.

Irmak dememle birlikte kızlarda benim baktığım yöne doğru kafalarını çevirdiler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Irmak dememle birlikte kızlarda benim baktığım yöne doğru kafalarını çevirdiler.

Yanımıza yaklaşan mavi gözler ifadesiz görünse bile yüzü her zamanki gibi kusursuz ve bir o kadar etkileyiciydi. Üzerinde koyu renk bir kot ve vücudunu saran beyaz bir tişört vardı. Omuzları dik ve duruşu kendinden emin bir şekilde bana bakarak masaya oturdu. Masaya oturunca ifadesiz bulduğum bakışların kızgınlığa döndüğünü hemen anladım. Kızgınlığının hedefi galiba bendim, diye düşündüm. Hatta bundan kesin emindim.

YASA DIŞI/ RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin