5.Bölüm...

33.4K 2.3K 427
                                    


5...

Özgürlüğümü çalan, her biri diğerinin kopyası saatlere, günlere, yıllara beni sürgün eden adamın artık benden kaçışı olamayacaktı...

Young'ın ayak sesleri yavaş yavaş kaybolurken elime tutuşturduğu kıyafetleri yatağın üzerine bıraktım ve gayriihtiyari derin bir nefes çektim. Dizlerimi karnıma doğru ve kollarımı etrafına sararak yatağın başlığına yaslandım. Gözlerimi bembeyaz tavana diktiğimde, hayal meyal de olsa annemin yüzünü hatırlamaya zorladım beynimi. Ona ne olduğunu öğrenememenin verdiği huzursuzlukla dişlerimi sıktım. İçimden, Salih Özer'i ilk gördüğüm yerde ona annemi soracağımı kafama yazarak yataktan fırladım.

"Artık hazırlanmalıyım," dedim yüksek sesle...

Evet, bir an önce hazırlanıp aşağıya inmeli ve planımızın önemli parçası olan kızı görmeliydim...

Yatağın üzerine bıraktığım kıyafetleri gerisin geriye dolaba astım. Siyahlara bürünmeye hiç niyetim yoktu.

"Young'a bak sen! Resmen bu kalabalık ortamda beni pişirmeye niyetli, deri cekete ne gerek var," diye kendi kendime konuşarak dolaptan ilk gördüğüm açık mavi kot gömleği üzerime geçirdim. Ayna da sabah kahvaltıdan sonra kestirdiğim saçlarımı ellerimle düzeldikten sonra önce evimden ofisime oradan da o uzun koridoru arşınladım ve aşağı mekanı gören galerinin başına geldim. Bir süre aşağıda Young'u aradı gözlerim; önce kalabalıktan onu fark edemedim, meğer barda oturmuş beni bekliyordu. Aşağı kata inerken yanıma garsonlarımdan biri geldi, "Efendim Young bey sizi barda bekliyor, isterseniz sizi oraya götüreyim," dedi.

Garsonun omzuna elini koydum, "Gerek yok ben gördüm onu. Kendim giderim," dedim.

Müzik eşliğinde dans eden insanların arasından geçerek bar masasına doğru yürüdüm. Young yuvarlak bar kısmının kapıyı gören tarafında oturuyordu. Elindeki kadehi bana doğru uzatarak, "Hoş geldin kardeşim yolumuz açık olsun bundan sonra," dediğinde gözlerimi kısarak hafifçe gülümsedim.

"Oğlum yavaş ol, yoksa seni görmeyeli iyice içkiye mi alıştın."

Young kahkaha attı, "Yok be kardeşim içtiğim alt tarafı soda, sen de ister misin? İçki yok, ustamıza söz verdik."

Sözü biter bitmez cevabımı almadan barmene aynısından hazırlamasını söylerken gözünü kapıdan ayırmamaya da dikkat ediyordu.

Önüme gelen sodama dokunmadan Young'a sorularımı birer birer yöneltmeye başladım, müziğin yüksek sesine rağmen...

"Hadi kardeşim anlat şu kızı. Kimdir, neyin nesidir ve bizimle ne ilgisi var?" gibi arkası gelecek sorularım bitmeden yanıma iyice yanaştı.

"İşte bu o! Şu ortada olan," deyip gözlerini kapıdan ayırmadan dirseğiyle kolumu dürttü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İşte bu o! Şu ortada olan," deyip gözlerini kapıdan ayırmadan dirseğiyle kolumu dürttü.

Kızgın bir bakış fırlattım ona, "Neden bahsediyorsun, anlamadım?"

YASA DIŞI/ RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin