Gözlerini açan Gwen, bütün vücudunun üstünde olan ve onu kaplayan bir şey fark etti. Nefes almasını engelleyen bir şey. Görüşünü kapatan bir şey.
Su...
Refleks olarak kafasını kaldırıp doğruldu ve vücudunun belden üstü sudan çıktı. Uyanır uyanmaz kafasında sesler duymaya başladı. Araba kornaları, bebek ağlamaları, çığlıklar. Bunların hepsi kulağının dibinde gibiydi.
Etrafa bakarken kafasına bıçak gibi giren acıyla dişlerini birbirine bastırdı. Su dolu camdan bir küvetin içinde olduğunu fark etti. Suyun içinde...
Bacakları, ayağı suyun içindeydi. Garip hissediyordu kız. Kafasındaki o sesleri zihninin dışına açılan kapıdan zar zor itiş kakışla çıkardı. Suyu hissetmeye çalıştı. Hissettiği şey ise ürpermek oldu. Üşüdüğünü hissetti. Kollarına baktı, tüyleri diken dikendi.
Kollarına bakarken, bedenine baktı. Kimdi? Kimin nesiydi? Kafasında bir cevap bulamıyordu. Cam küvetin içinde ayağa kalkmaya niyetlendi. Ayakları üstünde doğruldu. Bütün ağırlığını iki ayağına vermek, en başta zorlayıcı geldi. Fakat küvetin kenarlarından destek alarak bunu başardı.
Tam bir ayağını dışarıya atmıştı ki, kafasında tiz, beynini sızlatan bir ses duydu. Dengesini kaybedip düşecekti ancak küvetin kenarlarına tutunduğu için düşmedi. Çıplak ayağını küvetin dışındaki mor halıyla yavaşça buluşturdu.
Mor halı, yumuşaktı. Tüylüydü. Tüylü zemin, hayvan derisiyle kaplanmış gibiydi. Hayvan derisi? Hayvan yüzmek, iğrençti. Gwen yüzünü buruşturdu ve etrafına baktı. Islak ve çıplak bedenine kafasını eğip bakarken, karşısındaki boy aynasına takıldı. Beyaz duvarlı, ahşap zeminli lüks eşyalarla döşenmiş bir mekandaydı. Ancak kocaman odayı avizenin tek bir ışığı aydınlatıyordu.
Karşısındaki aynaya baktı sarışın kız. Kendisini boydan inceleme şansına erişti. Son gördüğüne göre daha olgun bir bedene sahipti. Aynaya doğru yürüdü. Ağır ağır attı adımlarını ahşap zemin üstünde.
Ahşap zemin gıcırdadı o her adım attığında. Gıcırdayan ahşap zemin? Korku filmlerinde olurdu. Korkutucu ve ürkütücüydü. Tıpkı erkek arkadaşı ve onun izlediği korku filmlerinde olduğu gibi. O ve onun erkek arkadaşı...
Kimdi o çocuk.
Aynanın öbür tarafındaki Gwen'e bakan Gwen Stacy, elini aynaya koydu ve kendisini tekrardan inceledi. Bu büyümüş ve daha da olgunlaşmış bedenini anlamakta güçlük çekiyordu. Doğrusu, çevresinde kendisi dahi olan her şeyi anlamakta güçlük çekiyordu.
Işık, kısık olmasına rağmen yüzüne doğrultulmuş gözlerini kör edecek kadar güçlü bir spot ışığı gibiydi. Bastığı zeminden çıkan gıcırtı camları çatlatacak bir tizliğe sahipmiş gibi sinir bozucuydu. Aynadaki bedeni daha önce hatırlayamadığı kadar karmaşık bir bilmeceydi.
Kafasının içinde dönen erkek arkadaşı ise ne olduğunu bilemediği karanlığın içindeki gölgeydi.
Elini yavaşça kendi göğsüne götürdü. Bu kadar dik ve büyük olduğunu hatırlamıyordu. Bedenine baktıkça, bedeniyle olan alakalı iyi ve kötü anılarının hepsi aklına geliyordu. Ancak aklına gelmeyen bir şey vardı.
Gwen bu bedeni nerede bırakmıştı. Gwen ne zaman gözlerini Dünya'ya kapamıştı? Bu nasıl olmuştu? Hatırlayamıyordu. Gözleri kapalıyken neler gördüğünü de hatırlamıyordu. Bir flaş patladığını ve kendini suyun içinde bulduğunu hatırlıyordu.
Flaş? Fotoğrafları çekerken patlatılan ışıktı. Erkek arkadaşının ondan habersiz beraber fotoğraf çekildiklerinde çıkan o ışık.
Beraber fotoğraf çekilmişlerdi. Sürekli yakınlardı. Çocuğun teni ve kendi teni sürekli temas etmişti. Hala göğsünde olan eli farkında olmadan göğüs ucuna değdi. Değer değmez bütün vücudunun içinde soğuk rüzgarlar esti kızın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimlik -- Gwen Stacy || Aranea #1.5
Fanfiction"Aranea Serisi 1.5: Gwen Stacy" "Serinin okuma listesini profilimde bulabilirsiniz." Köprüden düşerek canını vermiş olan Gwen Stacy, şimdi nasıl olduğunu bilmeden hayata geri dönmüştü. İlk olarak hayata geri dönüşünü sorgulayacak, ardından sevdiği...