Beyazın siyahla, morun da mavi ile harman olduğu kostümüyle gecenin parlak ışıkları altında dimdik durmaktaydı Gwen Stacy. Yanındaki adam ise diz çökmüş, çatının kenarından iki bina arasındaki dar ve küçük çıkmaz sokağın içinde dolanan polis memurlarına tepeden bakmaktaydı.
"Burada ne olmuş böyle?" Fell sağ eliyle çatının kenarına sımsıkı tutunmuştu. Gözleri korkuyla bakıyordu aşağıya. Hayatında hiç cinayet görmemiş gibiydi. Fakat Gwen onu hiç adam öldürürken görmemiş olsa dahi tahmin ediyordu onun ne ceset yığınlarının altından kanlarla beraber çıktığını. "Bir tür cinayet ama polisler cesedin üstünü çoktan örtmüş bile."
Gwen ise bir şey demiyordu. Örümcek hisleri kızı feci bir şekilde uyarmaktaydı. Şiddetli veya gürültülü bir uyarı değildi. Daha çok, çınlıyordu kafası sessiz sessiz. Maskesi ve kapüşonu kafasında, bakışları Fell ile aynı noktada. Yüreği ise hala Peter'da.
Ensesinde yükselen çınlamalar yüzünden Örümcek hislerinin verdiği güçle arkaya döndü ve düşünmeden ağ attı. Nereye attığını kendi bile fark etmemişti. Atar damarının olduğu noktadan çıkan ağ topu hızla gitti.
Fakat hedefine varmadı. Çünkü üstüne ağ topunun yaklaştığını gören insancağız, büyük bir çeviklik gösterisi yaparak Gwen'in ona attığı ağdan yere eğilerek kaçmıştı. Kız tekrar yerden kalktığında Fell'e baktı ve gülümsedi.
Gwen'in ağ atmasıyla dikkatini aşağıdan çeken Fell, yanındaki beyazlı kızın arkasına döndüğü görünce o da arkasını dönmüştü. Tanıdık simayı gördüğü vakit ise karşısındaki kişinin yaptığı gibi gülümsemiş ve ayağa kalkmıştı. Sırtındaki mekanik kanatların olduğu çantayı kenara bıraktı hemen ve heyecanla karşısındaki kişiye seslendi.
"Nadia!" Elini ileriye götürdü tokalaşma amacıyla. "Seni tekrardan gördüğüme sevindim."
Esmer ve hafif kilolu olan kız, saçlarını geriye attı ve gülümsemesine devam etti. "Görüşmeyeli çok uzun bir zaman olmadı ki? Neden yıllarca görüşmemişiz gibi davranıyorsun?"
"Bilmiyorum," dedi Fell ve bakışları aşağıya düştü. Dudaklarını birbirine bastırdı. Üstüne bir cevap ekleyemedi ve genç adam öyle kala kaldı.
Nadia isimli kadının bakışları ise Gwen'e yöneldi. Gwen, Fell'in bir kaç defa bahsettiği kadını sonunda görmüştü. Dış görünüş olarak Gwen'de hiçbir duygu ya da hiçbir izlenim uyandırmamıştı. Ne sinir olmuştu kıza, ne de tanıştığına sevinmişti.
"Sen Gwen olmalısın?" Nadia, Gwen'i baştan aşağıya süzdü. "Kostüm yakışmış. Renkler uyumlu ve vücudun da kostüme uyumlu. Tasarımı gerçekten beğendim."
"Sağ ol," dedi Gwen soğuk ve samimi gelmeyen bir şekilde. "Sen de dedektif olmalısın."
Gülümseyen Nadia, işaret parmağını kaldırdı. "Özel dedektif, lütfen. Alias soruşturma dairesinde Jessica Jones'un yardımcısı olarak çalışmaktayım. Yardımcısı derken, çırağı gibi düşünme. Daha çok ortak gibiyiz."
Gwen soğuk tavrına devam etti. Fell, Nadia ile konuşmaya başladı ve Gwen ikisinden de koptu bir anlığına. Onların seslerini duyamaz oldu. Kendi kendine zihninin içinde bir tur dolaşmaya çıktı. Ancak sorun ise bunu istememesiydi. Vücudu onu o istemeden gerçek dünyadan çekmiş ve kendi gerçekliğine sürüklemişti.
Kafasında bir şeyler uyanıyor gibi hissediyordu. Uzun zamandır uyumuş ve kendini belli etmemiş bazı şeyler ayaklanıyor gibi sezinledi. Bu olanlar, ona baş ağrısı olarak geri yansıdı. Elini başına koyan genç kız yüzünü ekşitti.
Beyninin içinde bir yol hisseder gibi oldu. Ona, aklının almak istemeyeceği, unutmaya çalıştığı şeyleri yapan adama giden yol. Geriye doğru bir kaç adım attıktan sonra diz çöktü. Dışarıdan bunu gören adam ve kadın hemen Gwen'in yardımına koştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimlik -- Gwen Stacy || Aranea #1.5
Fanfiction"Aranea Serisi 1.5: Gwen Stacy" "Serinin okuma listesini profilimde bulabilirsiniz." Köprüden düşerek canını vermiş olan Gwen Stacy, şimdi nasıl olduğunu bilmeden hayata geri dönmüştü. İlk olarak hayata geri dönüşünü sorgulayacak, ardından sevdiği...