Yarı kısmı cam olan kapı açıldı ve soluk renkli dar koridora genç bir çocuk çıktı. Sırtında sırt çantası, üstünde siyah tişört, siyah pantolon ve siyah ayakkabıları ile kendini karanlığa bulamıştı. Elinde ise bir deste dolusu para vardı.
Paraları teker teker sayarak koridorun sonundaki asansöre ilerliyordu. O sırada arkasından gelen kalabalık ayak adımlarını işitti. Kafasını çevirmedi, zihnindeki hisler ona adamı yaklaştığını söylüyordu zaten.
Arkasından beş polis kovalatan suçlu tam genç çocuğun yanından geçip asansöre gidecekti ki, çocuk ona çelme taktı. Adam dengesini kaybedip düşecekti ki, hırkasının arkasından çocuk onu yakaladı ve duvara yapıştırdı.
"Bir daha olmaz," diye mırıldandı çocuk ve suçlunun burnuna vurarak onu bayılttı. Lacivert üniformalı polisler geldiğinde ise adamı polislere bırakıp, arkasına bakmadan, polislerin ettiği teşekkürü dinlemeden ilerlemeye devam etti.
Binayı terk ettiğinde ise parasını çoktan çantasına koymuştu. Sağanak yağmurun altında kapüşonunu kafasına geçirmiş şekilde hızlı hızlı yürüyordu. Caddenin kenarındaki kaldırımdan usulca evine doğru yol almaktaydı.
Yolun kenarından yürüdüğü sırada, gecenin karanlığına kırmızı ve mavi ışıkları karıştıran beyaz polis arabaları son sürat ile geçti. Çocuk, arabaların arkasından baka kaldı. Yürüyüşünü kesti ve kırmızı-mavi ışıkların gece karanlığında, yağmur damlaların arkasında kalarak kaybolmasını istedi.
Kapüşonlusunun içine baktı. Hiçbir şey yoktu. Orada bir şey olması gerekiyormuş gibi cildine dokundu çocuk, sonrasında ise hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti.
---
Gwen, ona verilen adrese gelmişti. Queens'te bulunan ve sıra sıra dizilmiş müstakil evlerden biriydi. Yolu, uzun bir birbirine fazlasıyla benzeyen iki katlı ve arka bahçeli evler sırası oluşturuyordu.
Evin arka bahçesine dikilmiş bir ağacın üstünde olan Gwen, üstünde hiç sevmediği bir kıyafet vardı. Bütün vücuduna yapışan, göğüsüne kadar beyaz, omuzları ise kolları ve maskesiyle beraber kapüşonu da siyahtı. Ayakkabı kısmı ise kırmızıydı. Kollarının altı ve kapüşonunun içi ise mavi.
Ağaçtan eve doğru uzun bir sıçrayış yaptı ve beyaz ahşap duvara yanaştı. Sağ kolundan iğneyi çıkararak pencere kilidini kırarak açtı. İçeriye sızdı. Girdiği yer Peter'ın odası olmuştu. Etrafta çizgi romanlar, figürler ve çeşitli posterler görmek mümkündü.
Görevine gidecekti Gwen ancak girdiği oda takılmasına neden olmuştu. Kafasının içindeki gerçek Gwen'den dökülme anıları dinledi bir anlığına. Kulağında çınlayan anılar, kıza yatağın yanındaki çekmeceye gitmesini söyledi.
Yatağın yanındaki komidinin çekmesini açan Gwen, bir defter ile karşılaştı. Defteri açtı ve içini karıştırdı. Uzun uzun metinler, şiirler vardı. Yazıdan farklı olarak fotoğraflar da yapıştırılmıştı. Gwen ile beraber olan fotoğrafları.
Sahile gittikleri, piknik yaptıkları, asansörde tıkılı kaldıkları zamandan kalma fotoğraflar.
Hepsine duygusuz mimikler sergileyerek bakıyordu. Bir çok fotoğrafa baktıktan sonra defteri alıp camdan dışarıya attı. Siyah defter çimenlerin üstüne düştü.
Görevine dönen kız, kapıyı açtı ve odaları kontrol etmeye başladı. Üçüncü baktığı odada görevini buldu. May Parker. Yatakta sessizce, her şeyden habersiz yatmaktaydı.
Norman ona evi yakmasını söylemişti. Ancak Gwen'in içindeki hapis olmakta olan Gwendolyne biliyordu ki May yanan bir evden kaçmayı başaracak kadar becerikliydi. O yüzden onu yatağında öldürmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimlik -- Gwen Stacy || Aranea #1.5
Fanfiction"Aranea Serisi 1.5: Gwen Stacy" "Serinin okuma listesini profilimde bulabilirsiniz." Köprüden düşerek canını vermiş olan Gwen Stacy, şimdi nasıl olduğunu bilmeden hayata geri dönmüştü. İlk olarak hayata geri dönüşünü sorgulayacak, ardından sevdiği...