BÖLÜM 7

2.4K 151 25
                                    

'Her gece daha yorgun, her sabah daha kırgın.' 🕊️

İnsanın istemediği ot, burnunun dibinde bitermiş. Şuan ki durumumu ancak bu cümle ifade edebilirdi. Iki nefret bile edemediğim insan ile birlikte, tüm pislikleri temizleyene kadar aynı evde kalacaktım! Kamelya otel odalarında kalmamızın pek etik olmadığını söyleyip, geçici olarak bir ev kiralamıştı. Şu an ise evimizde karşılıklı sükût içersinde oturuyorduk.

"Bu şey sonlandığında bana ne olacak?" Gözlerimi devirip, ela'ya baktım.

"El bebek gül bebek yaşamaya devam edeceksin. " şaşkın bir ifadeden sonra yerinde zıplayarak doğruldu.
"Gerçekten mi?" Yapmacık bir kahkaha atarak bende doğruldum.

"Kızım sen katıksız mal mısın? Uyuşturucu çetesinin, belkide en büyüğünün içindesin. Üstelik yakalandın. Bundan sonra ki yaşantında en iyi ihtimal müebbet yiyerek hapisene köşelerinde çürürsün. " sıkıntıyla yüzünü buruşturdu.

"Abartıyor, eğer olayı babanın üzerine yıkarsan, en fazla bir kaç sene yersin. Ama merak etme ben seni beklerim. " Behram'ın suratında ki çapkın ifadeye bakıp göz devirdim. Kızla kafa buluyordu. Ela cevap vermeyip ağlamaya başladı.
"Ama ben size yardım edeceğim. Hiç mi bir yararı olmayacak? " bu kızın saflığından en iyi şekilde yararlanmak gerekirdi.
Sert ifademi bir kenara bırakıp olabildiğince yumuşak bir sesle konuştum.
"Olacak tabi. " burnunu cekip, kızarmış gözlerini bana çevirdi.
"Yine dalga geçmiyorsun değil mi? " kafamı iki yana salladım.

"Bize elinden gelinceye kadar yardım edersen, en sonunda senin icin bir şeyler düşüne biliriz. " gözlerinde bir ışık parlayıp tekrar söndü. Her ne kadar ona sinirlensem de şuan ki sevincinde ona acımıştım. Bir kaç seneden beraat edeceği için bile sevinmek, ne bileyim üzüyordu insanı. Behram'la göz göze geldiğimde ne yaptığımı anlamış olacak ki sırıtarak önüne döndü.
"Şimdi buna sen karar ver. Bize yardım edeceksin değil mi?"İstesede istemesede edecekti, fakat her hangi bir hâinlik durum söz konusu olmasın diye, tatlı dille işi halledebilirdik.

"Evet, edeceğim. Sende sözünde duracaksın ama değil mi?" Sözüm söz olsaydı tabiki dururdum ama, sözüm söz değil !
"Tabiki." Kafasını sallayıp, arkasına yaslandı.

"Ben zaten pişman oldum sonradan. Bir daha söz karışmayacağım böyle şeylere. " icimden küfur ede ede gülsedim. Dakika başı değişkenlik geçiren duygularıma da göz devirmeden edemedim. Kızın en ufak bir cümlesine bile uyuz olabikiyorken, bir bakışına bile üzülüyordum.
"Senin için en iyisi. " oda gülerek bana baktı.

"Artık bana kötü davranmayacaksınız değil mi? " gözlerimi Behram'a çevirip sırıttım.
"Asla. " behram'da sırıtarak Ela'ya baktı.

"Elbette sana kötü davranmayacağız." Ela ellerini birbirine vurup sevinçle gülümsedi.
"Ben cidden çok mutluyum. " Mutluluğunun uzun sürmeyeceğini biliyordum. Ama bunu piş işlere bulaşmadan önce düşünecekti.

"E hadi madem, siz duruken dışarıdan mı söyletelim yani? Bir şeyler hazırlayın da yiyelim. " ellerimi dizime koyup, öne doğru eğildim.

"Elacım, biliyorsun ki çok yorgunuz. Bize bir şeyler hazırlasanda yesek? " gülerek hemen ayaklandı.
"Tabiki hazırlarım. Siz dinlenin. " Ela mutfağa doğru koştururken, arkasından iğreniyormuş gibi baktım.

"Şimdi sen bütün işlerini artık kıza yaptırırsın. " kafamı behram'a cevirip baktım. Kanepede boylu boyuna uzanmıştı. Bende karşıdaki kanepeye uzanıp, kumandayı aldım.

"Yaptırırım, sanane? " gözlerini devirip, önüne döndü. Televizyonu açıp izlemeye değer bir kanal ariyordum ki, Ela içeriden seslendi.

"Buzdolabında hic bir şey yok ki!" Derin bir nefes verip, kafamı sağa çevirdim. Behram'da benim gibi bıkkınca etrafına bakıyordu.
"Kalk hadi, bir kaç şey alalım. " söylene söylene ayaklanırken, Ela'yıda yanıma çağırıp, evden çıktım.

Büyük Vurgun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin