İyi okumalar☘️🕊️'Bir sevda kondur gönlüme, bir öpücükle geçsin acım.' 🌙
Sessizlik insana düşündüğünden çok daha fazlasını söyler.
Aynı zamanda da herkesten ve herşeyden daha çok yorar insanı.Çünkü sessizken kendini dinlersin, o vakit anlarsın işte içinin ne kadar kalabalık olduğunu..
İşte o kalabalıkta daralırsın bunalırsın, en sonunda da boğulup gidersin zaten.İnsanın kendine olan yenilgisi budur işte. 'Bu aralar başım çok kalabalık' dediği şeyde budur.
Ne yazık ki benimde bu aralar başım çok kalabalık.
Boğazıma kadar doluyum, aldığım nefes bile bu aralar fazla gelir oldu bana.
Sebebi şu aptal kıskançlıklar ya da liseli ergenler gibi çektiğim aşk acısı değil. Sebebi kendimi bu halde görüyor olmam, asla girmem dediğim toplara kafa atmam.Uyanır uyanmaz tekrar derinlere dalmamla günüm yine aynı efsaneliğiyle doğmuştu. Dün Alper'den sonra deliksiz bir uyku uyumuştum. Gözlerimi aralar aralamaz da zaten düşünceler istilaya başlamıştı.
Yattığım yerden doğrulup yukarı kıvrılan tişörtümü indirdim. Saçımda ki lastiği çıkarıp dağılan saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra bağladım. Banyoda olan rutin işleri hallettikten sonra da aşşağı inmek için yavaş adımlarla ilerledim.
Şayet dün olanlar tekrar gözümün önünde olup bitmişti.
Neydi Behram'ın dün ki hali? Ayla'ya sinirlenmesi, benim için endişelenmesi, sonrasında eski haline bürünüp ortadan kaybolması..
Hepsi bir saçmalıktan ibaretti, özellikle Ayla'nın söyledikleri. Dün bana söylediklerinin yanına kalacağını zannediyorsa eğer yanılıyordu. Bugün o çenesini bir daha açılmamak üzere kapatacaktım.
Merdivenleri parmak uçlarımda yürüyerek indim. Son basamağı inmeden, duyduğum seslerle duraksayıp bir adım geriledim.
Kapı dinlemek bende adet mi olmuştu?
Hayır hayır asla.
Kulak misafiri oluyordum, oda zorla.
"Nereye uğrayacaksın? beraber gidelim." Bu ses Alper'e aitti. Karşısında ki kişinin de Behram olduğuna adım kadar emindim.
"Dünki mesleyle ilgili. Gidip şu aldıkları dosyaları birde ben inceleyeceğim. Gerçi bir şey çıkmaz diyorlar ama deneyeyim şansımı." ardından sandalye nin itilme sesi geldi. Ayağa kalkmıştı. Hemen bir kaç adım daha gerileyip, duvarın dibine sindim.
"Tamam, bende geleyim beraber inceleyelim." Alper bu konuda ısrarcıydı.
"Olmaz. Sen evde kalsan çok daha faydalı olur." Alper'in sinirle güldüğünü duydum.
"O ne demek öyle?" sebebini bende merak etmiştim.
"Her gittiğim yere Ayla'yı götüremiyorum. Bugün evde kalacak. İkisini başbaşa bırakmak ne kadar doğru olur dersin?" derdini işte şimdi anlamıştım. Çok değerli sevgilisine zarar vereceğimi falan mı düşünüyordu?Gayette doğru düşünüyordu o zaman.
"Haa şimdi anladım. Loya bugün Salih komisere gidecek zaten. Evde kalmaz, sorun yok yani." Doğru ya bugün Salih amcaya uğrayacaktım.
Uzun zamandır uğramamıştım. Ve açıkcası biraz da utanıyordum. Sürekli kendini hatırlatmasına gerek duyuyor gibi hissettiriyordum.
"O halde nasıl gitmeyi planlıyor? Halinden haberi yok anlaşılan." onaneydi ki? Benimle ilgili hiç bir şey onu ilgilendirmiyordu. Gidip bunları suratına söyleme arzusuyla dolup taşsamda kendimi dizginlemeyi başardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Vurgun
Teen Fiction"Nefesinden.." dedi zor bela. "Nefesinden nefes nefes çekesim geliyor..." Bir damlacık daha ağladım. "Gitme.." dedi kapanan gözleriyle. Ama daha fazla duramazdım. Gözleri kapalıyken tuttuğu elimi havalandırıp dudaklarına yaklaştırdı. "Gitme.." de...