Geçmişe yönelik duygusal bir bölüm oldu. Bir kaç bilgi için böyle bir bölüm gerekliydi.
İyi okumalar🍒
SENELER ÖNCE.
Genç kız, elinde ki market poşetlerini zor bela evine ulaştırmıştı. İstanbul'un sakin bir semtinde ikamet ediyordu.
Onun için bunca ağırlıktaki market poşetlerini uzun ve dik yokuşlardan taşımak artık biraz daha kolaydı.
Derin bir soluk verip kıvrak merdivenden seri bir şekilde çıktı. Taktığı deri bel çantasından evin anahtarını çıkardı.Kapı açılır açılmaz yüzüne vuran rutubet kokusuyla yüzünü buruşturdu. Genç kız bu eve mahkumdu. Seneler önce annesi ona bu evde veda etmişti.
Bu zamansız vedanın acısını kendine işkence ederek çıkarıyordu. Rutubetin taht kurduğu evin her karesinde bir anısı vardı. Ve o bu evi asla terketmeyecekti.
Poşetin içindekilerini dolaba yerleştirdi. Neredeyse öğlen olacaktı ve o sabahtan beri bakmadığı telefonunu aklına geldi. Acaba Miran'dan mesaj gelmişmiydi.Salondaki kanepeye attığı çantasını eline aldı. Cep telefonunu elinde aldığında mesaj geldiğini fark etmişti.
Her zaman olduğu gibi. Heyecanlanmamıştı, hatta mesaj geliyor olmasına garip olarak sevinmemişti bile. Telefonun tuş kilidini girip oldukça kısa olan mesaja tıkladı.
Günaydın :)
09.12
yazmıştı Miran. Erkenden kalkıp ev için alışverişe çıkmıştı. Dışarıda biraz da oyalanınca ancak öğle vaktinde evde olmuştu. Mesaj saat dokuzu çeyrek geçe yazılmıştı. Saatin şuan on iki olduğunu varsayarsak genç kızdan mesaj gelmemesi onu meraklandırmamıştı. Ama Loya bunu normal karşıladı.
Oldukça soğuk bir ilişkileri vardı zamanında. Lise hayatında dahil böyle duygulara yabancı olan kız, ilk sevgilisine karşı oldukça soğuktu. Daha fazla yapamayacağınıda anlayınca ikisi içinde ortak karar ayrılmak oldu. Ama ilişkileri sürüyor gibiydi, arkadaştan öte bir yakınlıkları vardı.
Mesleğinin ilk yılıydı.
Annesinden sonra hedeflediği tek meslek olan polisliği kazanmıştı. Annesinin ona sürekli 'koluna bir altın bilezik takmalısın' dan kastını her zaman net olarak anlamıştı.Başarmıştı.
Bu başarı aynı zamanda ona Miran'ı da kazandırmıştı. Birbirlerini henüz tam olarak tanımıyorlarken sevgili olmuşlardı. Ama aralarında bir elektriklenme olduğu kesindi.
Loya da arkadaşının yazdığı mesajın aynısını yazıp göndermişti. Tek fark vardı, Loya konuşmaların sonuna gülücük koymazdı.Saatler ilerlerken Loya izin gününü evde tek başına değerlendirdi. Yakın arkadaşı Azra bugün emniyetteydi. Akşam ona uğrayacağını belirten bir mesaj atıp, işine geri dönmüştü. Yarım saatte bir gelen mesajlarıyla Miran da Loya'yı Yanlız bırakmıyordu.
Loya tüm evi topladı, sildi süpürdü. Sonra akşam yemeği için bir şeyler hazırladı. İlk defa bir günü bu kadar sakin geçiyordu.
Akşam olduğunda nihayet kapı çaldı. Hızla yerinden doğrulup kapıyı açtı. Koca gözleriyle ona gülümseyen Azra'yı gördüğünde durgun hali gitmiş morali yerine gelmişti.
"Hoşgeldin." dedi Loya arkadaşına sarılırken.
"Hoşbulduum." ikisi birlikte eve girip arkalarından kapıyı da kapattılar."Kurt gibi aç olduğunu varsayıyorum ve seni sofrayı kurmaya davet ediyorum." Azra eşyalarını bir kenara bıraktıktan sonra ellerini birbirine sürterek arkadaşına doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Vurgun
Teen Fiction"Nefesinden.." dedi zor bela. "Nefesinden nefes nefes çekesim geliyor..." Bir damlacık daha ağladım. "Gitme.." dedi kapanan gözleriyle. Ama daha fazla duramazdım. Gözleri kapalıyken tuttuğu elimi havalandırıp dudaklarına yaklaştırdı. "Gitme.." de...