BÖLÜM 25

1.6K 127 10
                                    

'Bakış açını değiştirdiğinde, baktığın şey de değişir.'🌼

"Dünya da sanki bir tek sen şöförsün!" Kaşlarını daha öncekine nazaran daha da kıstı.

"Kadın şöförlükten ne anlasın? Git evinde bılaşık yıka, zaten her şeye ortak olmaya başladınız." Yanımda ve arkamda kıkırdayan iki dangalağı sallamayıp, arabadan indim.

"Kadın milleti mi şöförlükten ne anlasın? Sen ne anlıyorsan, onu anlıyor. Hatta belkide daha fazlası!" Kendini nimetten sayan bu fasulyeye tüm kadınlar adına ağzının payını vermek, artık boynumun borcuydu.

Sabah tekrar emniyete gitmek için yola çıkacağımızda anahtarı bay en gereksizden alıp, arabayı ben kullandım. Arabayı park etmek için boş bir yer bulduğumda, tam park ediyordum ki önüme geçen araçtan, bu derce geri kafalı bir insan çıkmıştı.
Park yeri kavgasından baslayan konuşma, şöförlükten kadınların yaşantısına kadar uzandı.

"Bacım işim gücüm var oyalama beni. İlk ben park ettim o kadar. Senin söförlüğün falan neyse neyse.." arabanın kapısını sertçe örtüp, adamın yanında bittim.

"Ne biçim konuşuyorsun lan sen?" Yaşının benden büyük olduğu belliydi, ancak arsız ve terbiyesizdi.
"Hasbinallah! Bak-" eliyle arabasını gösterdi.
"Arabayı park etmişim. Daha neyin davasını yapıyorsun? " Ellerini birbine vurup, tekrar konuştu.
"Yorgan gitti kavga bitti. "

O yorganıda kavgayıda göstereceğim ben sana!

Dün geceden beri tepemde olan cinlerim, bu adamı bir kaşık suda boğmam için destekliyordu beni.

"Arabayı çek , arabamı park edeceğim. Benimde acelem var." Gözlerimin içine bakıp alayla güldü.
"Arabayı çekecekmişim. Rüyanda görürsün. " sinirle arkamı döndüğümde sabahtan beri aynı ifadeyle beni izliyen iki çift gözle göz göze geldim. Hâlim çok hoşuna gitmiş olacak ki, bıyık altından gülüyordu. Alper arkadan hareketlenip, arabadan indi.

"Loya, başka boş yerlerde var. Boşver hadi, devam edelim. " dünden ona da sinirli olduğum için, gözlerimi devirip önüme döndüm. Adam hâla aval aval bana bakarken, ona doğru bir adım daha yaklaştım.
"Çekmiyorsun yani? " kafasını ânında iki yana salladı.
"Hayatta çekmem !" Gözlerim kısa bir süre arabasına doğru gitti geldi. Sonra âniden elindeki araba anahtarını çekip, bir adım geriledim. Adam ne olduğunu anlamayarak bana bakmaya devam edince, sinsice gülümsedim. İki adım ötedeki kanalizasyonun yanına gidip, anahtarı deliğe doğru tuttum.

"Çekiyor musun, çekmiyor musun? " gözleri korkuyla aralanırken, kafasını salladı.
"Ta-tamam. Sakın öyle bir sey yapma." eğildiğim yerden dogrulup, gülumsedim.
"Aferin, şöyle yola gel." suratını düşürüp, sinirle bana baktı.
"Çattık ya!" Gözümle kanalizasyonu gösterdiğimde susup, dudaklarına fermuar cekti.
"Ona göre!" Sessizce yerinde duruyorken, anahtarı elimde arabaya doğru yürüdüm. Alper şaşkınlık dolu bakışlarını gönderirken, Behram tebrik ediyor gibiydi. Tekrardan göz göze geldiğimizde ona igreniyormuşcasına bakıp, kafamı çevirdim.

Anahtarı çevirip , arabayı biraz gerilettim. Adam hâla beni bekliyorken, ağır hareketlerle arabadan inip onun arabasına doğru ilerledim. Elini uzatıp, anahtarı alacağı sırada kolumu hızla çektim.
"Anahtarı alıp, kaçmayacağını nereden bileyim? " sabırla kafasını iki yana salladı.

Gerçi kaçsa ne değişecek ki. Arabası burda. Çizilmedik yer bırakmazdım. Arabayı açıp, sürücü koltuğuna geçtikten sonra park ettigi yerden uzaklaştırdım. Daha sonra inip, kendi arabamı park ettim. Arabadan çoktan inmiş iki dalyan gibi adamı gördüğünde, bir adım gerilemişti..

Büyük Vurgun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin