Genç kız valizini toplayarak kenara koydu.Sabah saat 9'du. Yatağının üstünde duran siyah elbise ve krem rengi ayakkabıları ayağına giydi.Saçlarına çok hafif bir maşa yapıp saldı.Yüzüne makyaj yapmak istemediğinden sadece gözlerine sürme çekti.Yemyeşil gözleri böylelikle ortaya çıktı.
Genç kızın sabahtan beri içinde anlamlandıramadığı bir his vardı.Bugün babasını görücekti.Ne yapması gerekiyordu? Ne tepki vermeliydi? Kafası çok karışıktı.Ama emin olduğu birşey vardı.Babasına hala kızgındı.Abisinin sesiyle içeriye yöneldi.
"Miniğim hangi kıravat'ı tak-
derken kardeşinin üstünde gezdirdi gözlerini bedirhan.İçindeki kıskançlık duygusuyla
"Miniğim s-sen çok güzel olmuşsun.Ama sanki bu elbise biraz açık"
diyen bedirhanla kendini gülmemek için zor tutan ahu
"Abiciğim bence elbise gayet güzel.Biliyorum orası mardin ama ben asla kendimden taviz veremem.Ben burda nasılsam ordada öyle olacağım.Lütfen ilk kavgamız bu yüzden olmasın ve siyah olan kravatı takmalısın"
diyerek göz kırpan ahuya bakan bedirhan sesizce homurdandı.Abi olmak zordu.Kardeşi çok güzeldi ve onu paylaşmak istemiyordu doğal olarak.Düşüncesi bile sinirlerini zıplatmıştı.Siyah kravatı takan bedirhan aynada kendini süzerken bugün yaşanıcakları düşünüyordu.
Ulusoy Konağı
Boran ağa kahvaltısını yaparken annesini konuşmasıyla ona döndü.Rojda hanım"Oğul bedirhan kaç gündür evde değil.Bu işte bir iş var.Başımıza dert olacak"dedi.
Boran ağa zıplayan sinirleri ile annesine döndü.Bu kadın yine ne saçmalıyordu.Onun yüzünden yıllardır oğluyla arası açıktı.Kızını ve karısını kaybetmişti ve hala onu doldurma peşindeydi.
"Ana kendine gelesin.Benim oğlum hakkında düzgün konuşasın yoksa olacaklara karışmam"
diyerek karşısında iki kadına tiksinerek bakarak masadan kalktı.Hala karısının geri döneceğini umut eden boran ağa rojin denen iğrenç kadını evinde tutuyordu.Başına gelen olayları ne zaman hatırlasa kendine kızıyor,öfkeleniyor ve üzülüyordu.Keşke diyordu içinden o gün o kadını eve almasaydım.O gün rojin ağlayarak harap bir halde gelmişti konağa.Kendiside merhametli bir adam olarak almıştı evine.Misafir kovulmazdı onların adetlerine ve törelerine göre.Söylediklerine göre ailesi evden atmıştı.Kanmıştı Boran ağa o sözlerine.Sabah uyandığında yanında o kadını görmesiyle kıyameti koparmıştı.Daha sonra ise çalışma odasında karısının bıraktığı mektubu bulmuştu.Neler yazmıştı meleği o mektupta hala dün gibi aklındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanımda Kal
RomanceKadın üzgündü adamsa kırgın,derin bir nefes çekti genç kadın içine bu sözleri bir erkeğe söylemek onun için çok zordu.Fısıltıyı andıran sesiyle genç adamın parmaklarını tuttu. "Başından beri duvarlarım vardı benim Akif Mirza Hancıoğlu, ancak bu duv...