Pembe Düşler

51 3 1
                                    

23.09.2017

Medya: Karsu Dönmez-Gesi Bağları 

Yazının adının böyle olmasıyla herhalde içerikte neden bahsettiğimi de anladınız. Konuyla ilgili kaynakları dış bağlantı ve yoruma ekliyorum. Dileyen oradan bakabilir. 

İnsanları pembe arabalara tıkmakla kadına yönelik tacizi önleyebileceğini düşünmek saflıktan başka bir şey değildir. İsterseniz pembe okullar, fakülteler, üniversiteler ve hatta şehirler yapın. Evet, pembe şehirler. Baştan aşağı kadınlarla dolu olsun. Bakkalı, manavı, muhtarı, akademisyeni, öğretmeni, halkı. Hepsi düpedüz kadın olsun, erkek olmasın. Pembe şehirler kursanız da eğer siz zihniyeti değiştirebilecek bir eğitim koymazsanız sonuç hep aynı olacaktır. Nitekim bakınca da anlayabiliyorsunuz. Siz insanlara, kadın erkek de ayırmıyorum, bunu yapmanın yanlış, gayri ahlaki olduğunu aşılamazsanız ve zihinlerde bu şekilde yerleşmezse o zaman bunlar devam eder. Artarak hem de, mesele kılık-kıyafet, kahkaha, saç baş, oturuş, duruş, bilgi meselesi değil. Bu zihniyetle alakalı. Aklı bozuk olanın davranışı da bozuktur. 

Bu ayın 22'sinden sonra 1 Ekim'e kadar Sancaktepe Kitap Fuarı var. Yakında onlara duyururum ama fazla bir çeşitlilik yok ne yazık ki. Yine de bu ilçenin kısıtlı ortamında bu bile bir nimettir. İlçeyi de bilen bilir. 

Dün de 2.kez Vesikali Yarim'i izledim. Muhteşem bir filmdi, o ünlü ''Sevgi de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık.'' repliğinin bu filmde yer aldığını fark edince yine şaşırdım. O repliği yüzlerce kez görmeme rağmen bu filmi sadece 2 kez izledim. Sanırım Planet Türk Cuma geceleri yayınlıyor. Tavsiye ederim, filmin müziği olan Şükran Ay'ın Kalbimi Kıra Kıra parçasını da dinlemenizi tavsiye ediyorum. Türkan Şoray ve İzzet Günay için hiçbir şey diyemem. Televizyon da yer alan saçma sapan dizilerden bin kat daha iyiydi ama siyah beyaz dönem Türk filmlerinin de kötüleri var. Ecel Teri gibi, filmde Tamer Yiğit ve Sezer Güvenirgil oynuyor. Çok fazla mantık hatası vardı ve en komik yanı da Tamer Yiğit bir suçludur ve Sezer hanım ile ailesini rehin alır. Sezer hanım da ona araba getirtip buradan kaçacaklarını söylüyor. Bekliyorlar birkaç saat ve Tamer Yiğit arabanın gelmediğini görünce ona ihanet ettiğini düşünüp Sezer hanımla kaçmayı düşünüyor. Tam kapıya çıktıkları sırada daha önceden dışarı çıkan, iş için, evin babası elinde tüfekle karşı kaldırımdan Tamer Yiğit'i vuruyor ve silah elinden düşüyor. Silahı alan Sezer hanım da Tamer Yiğit'i vuruyor. Bu sırada da eli silahlı, birinde tüfek var kocaman, baba kızı umursamayan bir adam oraya gelerek ''Arabanızı getirdim.'' diyor. Bunun üzerinden Tamer Yiğit kadından özür diliyor ve kadının söylediği tam olarak şu ''Ben sana ihanet edebilir miyim hiç?'' Bunu da vurduktan sonra söylüyor. 

Bir kaynak daha bırakıyorum yorumlara, onu da siz yorumlayın. Çünkü benim yorumlamaya dilim elvermedi. Bu arada Duygu'nun Melodilerin Öyküsü adlı öykü kitabını okumuşsunuzdur. Orada farklı ve sapkın kültürleri konu edinen bir öykü vardı. Konu edinmek değil de aslında öyküleştiren diyelim. Ona benzer bir olaya rastladım, sizinle paylaşmak için onun da yoruma ekliyorum. 


SoruşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin