Daha önce Duyguyla konuşurken Sabahattin Ali'nin bir öyküsünün Poe'nun tarzına çok benzediğini söyledi. Bu ilk çıtlatmayla pek ilgimi çekmedi. Bunu duyduktan birkaç gün gibi kısa bir süre sonra sıkı bir Poe çevirmeni olan Tomris Uyar'ın Gündökümü 1 adlı günlüğünü okurken de bu konuya değindiğini ve aynı öykünün Poe'ya benzetildiğini okuyunca ilgimi çekmeye başladı. Bir de Aralık ayı Poe'nun 100.ölüm yıldönümüne geldiğinden yazmamak kaçınılmaz oldu ve 1 gece de incelemeyi yazdım.
Şu sıralar Kayıp Rıhtım 10.yıl Şenlikleri için yayımladı ve tam da tahmin ettiğim gibi aslında çok bariz olan, o kadar bariz ki yazar bunu söyleşilerde belirtmiş, bu benzerlik okurları tarafından yeni fark edilmiş. Gerek Poe okurları gerek Ali okurları benzerlikten bihaber! Ben de öyleydim.
Bu arada Sabahattin Ali'nin soyadı Ali olarak değil A(ğ)li olarak okunuyor. A yumuşak, ufak bir bilgi olsun. Yazı dış bağlantıda, aynı şenliklerin içinde Tanpınar ve Tolkien yazısı da var ama o Mecelletü's Sema'dan sizlere tanıdık olduğundan bağlantı vermiyorum. Yoruma da ayrıdan yazacağım.
Ve son olarak FABISAD'da kişisel sayfamı açmışlar, Aylık Öykü Seçkisinin 100.sayısında yer aldığım için. Mutluluğumu sizlerle de paylaşmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soruşma
No FicciónBu çalışmada her telden çalan deneme yayımlanacaktır. ''Aytmatov'un sürekli kullandığı bir sözcüğü çok sevdim yalnız: soruşmak. Tartışma, kertleşme, kavrayıp sevmek gibi çok yanlı, zengin anlamlar taşıyor.'' Tomris Uyar-Gündökümü 1, 1 Ekim 1975