Stephen King

11 0 4
                                    

 Neil Gaiman'ı çok kıskanıyorum. Doctor Who'ya* 2 bölüm yazmış. Matt Smith, Karen Gillan(ah, Karen) ve Arthur Darvill ile tanışmış. Rahmetli(ler) Terry Pratchett, Douglas Adams ve Ursula K. LeGuin ile dostlukları var. Şu sıralar Kıyamet Gösterisi dizisinin çekimleri için danışmanlık yapıyor ve bu dizi üzerinden David Tennant ile de tanışmış oldu. Kendisi kıskanılmayacak gibi değil.

Başlık Stephen King olduğu halde neden Gaiman'dan konuşarak başladığımı merak ediyorsanız, bir nedeni yok. Neticede bu bir sohbet yazısı, içimden geldi diyerek bu sorudan kurtulabilirim.

Stephen King, 84 romana sahip bir yazar. Bunu kendisini çok seven Barış Özcan'dan öğrendim. Günde 6 sayfa yazmak gibi bir yazarlık politikası var. Özellikle 99'da başından geçen kamyonet kazasından sonra zamanının her an bitebileceğini fark ederek aklına gelen her şeyi yazması ve bunu da geciktirmeden yapması gerektiğini anlamış. Bu yüzden hala durmadan yazıyor. Anlaşılan o da "tabutuna son çivi çakılana kadar**" yazmayı sürdürecek.

Bu dışarıdan güzel gibi görünebilir ve hatta artık okur sıfatından çıkıp hayran sıfatına giren pek çok deli(!) için harika bir şey olabilir. Ancak King için genel bir bakışla bakarsanız o kadar da iyi olmayabilir. Yazarın her romanını inceleyip, hakkında yazı yazmak elbette mümkün değil. 84 roman demek 84 ayrı inceleme demek. O yüzden yazara genel bir bakış atmak kolaycılığına kaçabiliriz.

Bir yerden sonra, ki bu yeri tam olarak 2000 sonrası diye gösterebilirim, düzenli yazmak King'in gelişmesini engellemiş. Gelişmek bir yazar için hayatidir. Ancak sürekli yazan ve iki kitap arasında 3 ay gibi kısa bir süre olan bir yazar için gelişmek o kadar da mümkün değil. Gelişmek derken neyi kastettiğimi burada açsam iyi olacak: Gelişmek tam olarak yazarın dilinin, üslubunun ve konularıyla kurgusunun gelişmesini kapsıyor. Bir yazar kitaplarının çoğunda aynı konuları işliyorsa o yazar konu ve kurgu bakımından sıkıntı çekiyordur. King'in de en önemli sorunu bence bu. Kitaplarının önemli bir bölümü aynı şaşırtmacalara, aynı olay örgüsüne ve karakterlerin aynı davranış özelliklerine dayanıyor. Sanki yazar bir kereliğe mahsus büyük bir arayışa girmiş ve bu arayışın sonunda iyi, işe yarar bir şeyler bulunca bir daha da hiç arayışa girmeden, temcit pilavı gibi her seferinde kendini tekrar ederek kendi etrafında dönüyor gibidir.

Öte yandan meselenin derininde Batı dünyası ve medeniyeti ilginç bir şekilde yazarlığı sanat mertebesinden meslek mertebesine indirgemiştir. Orada yazarların çoğunun günlük yazma sınırları ve belli bir zamana kitabı yetiştirme zorunluluğu vardır. Bu da yazarı bir sanatçıdan çok zanaatçı yapar.

Oysa bizim dünyamız ve medeniyetimiz de yazarlık bir sanattır. Yazarlarımızın asistanı ve ekibi yoktur. Onlara çalıştıkları yayın evinin editörü yardımcı olur. Yazarlarımız sık sık yazmaz. Edebiyatımızda her kitap arasında 25 yıl olan bir üçleme yazan bir yazarımız dahi var.***

King'in yazarlığının derininde bu durumda var. Yine de King yazmaya devam ediyor, umarım ileride kendini tekrarlamak yerine üslubunu geliştirmeyi tercih eder.

*: 23 Kasım 1963'den bu yana, sadece 89-96, 96-2005 araları haricinde, devam eden İngiliz bilimkurgu dizisidir.

**: Zaman Çarkı serisinin yazarı Robert Jordan'ın sözü.

***: Merak edenler için yazarın mahlası Adam Şenel, asıl adı Alaeddin Şenel'dir.   

SoruşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin