8.Bölüm: "Kulübe"

403 127 19
                                    

Multimedyada Yaprak var.
Bölüm şarkısı multimedyada...
Alan Walker; Faded

Belkide bu hayatta en çok sevdiğim şeydi, yolculuk yapmak. Sessiz geçiyordu ama güzeldi. Savaş'ın bu sessiz hallerine alışmış gibiydim. Herşeyden uzakta, o karanlık odadan uzakta, Olga'dan uzakta! İşte bu adam benim kurtuluşum olmuştu. Başımı çevirerek o kusursuz yüze baktım. İçinde kim bilir neler gizliydi bu adamın. Belkide içten içe feryat ediyor, bağırıp çağırıyordu ama, kimse duymuyordu. O izin vermedikçe kimse duymuyordu onu... Elleri direksiyonu güçlü bir şekilde kavramış, göz ucuyla dikiz aynasına bakıyordu. Mavi gözleri beni bulduğunda gözlerimi kaçırmadım.

"Yaprak?"dedi sakince,"Kemer'in bağlı mı?"

"Evet."dedim kemerimi kontrol ederek.

"Hızlanacağım, kemerinin takılı olduğuna emin ol ve panik yapmadan sıkı tutun."

"Neden?"dedim telaşla kemerimi tekrar kontrol ederek,"Birşey mi var?"

"Sanırsam,"dedi tekrar dikiz aynasından bakarak,"Takip ediliyoruz."

"Ne! Nasıl? Kim?"dedim telaşla arkama bakıp. Birkaçtan araba vardı sadece.

"Telaş yapma, onları
atlatacağım."dedi sakince.

Dört saattir yoldaydık ve takip edileli çok olmuyor gibiydi. Sakin kalmaya çalışıp, dikiz aynasından göre bildiğim kadarıyla dikkatlice bakıyordum. İzimi bulmuşlardı. Korkmuyordum. Kendimi güvende hissediyordum ve korkmuyordum. Savaş'ın yanında güvendeydim.

"Sıkı tutun."Savaş'ın dediğini yaparak kendimi sabit tutup, kapının kolunu tuttum. Direksiyonu ormanlık alana kırarak gözden kaybolmaya çalışıyorduk. Savaş hızını dahada artırarak ağacların arasından geçti. Arabayı durdurarak yanan ışıkları söndürdü. Arabanın motorundan gelen ses susmuştu.Aynadan arkaya baktım, heryer karanlıktı ve hiçbir araba ışığı yoktu. Peşimizden gelen yoktu.

"Onları atlattık galiba."

"Hayır, atlatmadık." dedi tam karşımızdaki arabayı gösterip. "Geliyorlar, in!"

"Nereye?"

"Dediğimi yap ve in arabadan."dedi gözlerime bakarak. Mavi gözleri karanlıkta parıldıyordu.

"Sen! Sen gelmezsen hiçbiryere gitmem."

"Yaprak, in arabadan ve patika yola çık. Yola yaklaşınca ormanlık alandan yürü, kimseye görünme. Şimdi dediğimi yap ve in arabadan."dedi sinirli bir şekilde.

"Sen ne olacaksın? Ben gidemem, korkarım, olmaz!"

"Biraz kendini düşün! Şu siktiğimin hayatında biraz kendini düşün!"

"Ama ben..."

"İn, hadi! Çok yaklaştılar. Dediğimi yap. Hadi, güzelim."

"Beni tekrar bulacak mısın?" Göz yaşlarımın dudaklarımda bıraktığı tuzlu tadı hissettim.

Eliyle yanağıma dokunup,"Bulacağım. Sana söz veriyorum, hadi in." Acıyı hissettim.
"Hızlıca, durmadan koş. Bir kulübe var. Oraya gir ve sakın çıkma. Al bunları, birşey olursa bütün tayfanın numarası var, ara hemen. Geldiklerini görürsen hemen çık ordan, ileride bir ağaç ev var, oraya gir. Ben gelene kadarda sakın çıkma, hadi şimdi in," Torpidoyu açarak içinden bir telefon ve silah çıkarıp bana uzattı,"Hadi güzelim."

Başımı sallayarak arabadan indim. "Dediğimi yap ve durmadan koş, hadi!" Arabanın kapısını kapatıp, silahı ve tekefonu sırt çantama koydum. Savaşa son kez baktım. Sanki onu artık hiç görmeyecekmişim gibi. Arkamı dönüp durmaksızın koştum, koştum, koştum.

Aydınlığım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin