Oy verip, yorum yapmadan geçmeyin lütfen. İyi okumalar...
Kasvetli hava bütün hücrelerime kadar işliyor, kazağımı delip geçerek tenimle birleşiyordu. Soğuk, bütün bedenimi esir almış gibiydi; titriyordum, yorgundum. Gözlerimi araladım. Ormanın yeşil görüntüsü düştü gözlerimin önüne ve bir miyavlama sesi duydum. O eşsiz koku doldu içime. Beni kucağında taşıyan, sarı saçları dağılmıştı ve yorgun görünen o eşsiz kişiyi gördüm.
"Savaş."dedim bitkin bir sesle.
"Benim, korkma." Kolları bedenimi daha sıkı kavradı.
"Geldin," Kulaklarıma ilişen ayak sesler ve kurumuş yaprak çatırtıları vardı,"Sözünü tutun."Başımı göğsüne dayayarak o eşsiz kokuyu çektim içime. Bu bir parfüm veya sürülmüş ağır bir koku değildi sanki; Bu kendine has bir kokuydu...
"Verdiğim hangi sözü yerine getirmedim?"dedi başını bana döndürüp.
Hafif bir gülümseme yayıldı dudaklarıma,"Hepsini yerine getirdin."dedim minnettar bir şekilde.
"Selin, arka kapıyı aç."dedi Savaş. Hiç zorlanmadan benimle birlikte bindi. Başımı dizlerinin üstüne koyarak, bir pikeyi üstüme örttü.
"Gece, Gece nasıl?"dedim başımı Savaş'a doğru çevirip.
"Gece mi?"dedi Selin elindeki kediyi göstererek,"İsmi Gece mi?"
"Evet, dün gece çalılıkların arasında buldum. Yeni doğmuş sanırım."
Alp,"Evet, iyi,"dedi Gece'nin tüylerini okşayarak,"Sen nasılsın Yaprak?"
"İyiyim."dedim sakince. Başımı Savaş'a çevirdiğimde camdan dışarıya bakıyordu.
"Savaş?"dediğimde başını hafifçe bana çevirdi,"Sen, iyi misin?" Gözlerimin içine baktı. Yorgundu. Ona yük gibi geldiğimi düşünüyordum artık.
"İyiyim."dedi, sadece. Başını tekrar cama çevirerek hafiften yağan yağmuru izledi. Doğrularak oturur pozisyonu aldım. Kalktığımı anlamıştı ama hiçbir tepki göstermemişti. Pikeyi üstüme çekerek başımı arkaya yasladım. Yağmur yağıyordu; Beni kurtardıkları günki gibi yağıyordu yine.
Selin arka tarafa doğru dönerek Alp ve Savaş'a baktı,"Bu gece dışarıya çıkıyoruz, değil mi?"dedi gülümseyerek,"Geçen sene yaptığımız gibi evde oturup o saçma salak filimlerinizi izlemek istemiyorum beyler."dedi imayla.
"Savaş çıkalım derse çıkarız."dedi Alp.
"Savaş, beni duymuyor musun?"dedi Selin kaşlarını çatarak.
"Bugün ne var ki?"dedim Selin'e dönerek.
"Bugün 31 Aralık. Yeni yılla giriyoruz."dedi sevinçle. Yeni yılla ilk defa bu kadar çok insanla girecektim.
Savaş bana bakarak,"Dışarıya çıkmak ister misin bu gece?"dedi, sesi haliyle yorgundu.
"İsterim."dedim gülümseyerek.
"Tamam, çıka bilirsiniz."
"Ayy, inanmıyorum,"dedi Selin sevinçle,"O zaman bu gece hep beraberiz."
***********
Sessiz geçen bir yolculuğun ardından eve varmış, Gece'yi Selin'den alarak odama çıkmıştım.
"Sanırım Gece acıkmış olmalı." Selin elinde bir kap ve sütle içeriye girdi. Elindekileri yere indirerek sütü derin kaba boşaltıp Gece'nin önüne indirdi.
"Teşekkür ederim."dedim buruk bir gülümsemeyle.
"İyi olduğuna eminsin değil mi Yaprak?"
"İyiyim ama, Savaş'ın neyi var Selin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aydınlığım Sensin
Genç Kurgu"Benden ne yapmamı istiyorsun?"dediğimde açtığı kapıyı tekrar kapattı. "Benimle anlaşma yapıp, buradan kurtulmanı..."dedi emin çıkan ses tonuyla. "Sana nasıl güvene bilirim?" dedim gözlerimi kısıp adını bile bilmediğim bir adamla anlaşma kuralların...