11.Bölüm:"O, Başkasını Seviyor...!"

428 88 60
                                    

Ben geldim! Biliyorum, çok beklettim sizi. Bu yüzden yeni bölümü yazar yazmaz yayımladım... Umarım iyisinizdir, ben çok iyiyim. Bu bölümde de diğer karakterleriden bir kaçını dahil etmek istedim. Daha öncede ediğim gibi, bütün karakterlerim ağzından bölüm yazacağım. Onları unutmayacağım... Çok konuştum biliyorum, özür dilerim güzel okurlarım. Umarım yeni bölümü keyifle okursunuz. Karanlık bir odaya geçelim ve en sevdiğiniz şarkılarından birini açıp, okumaya başlayalım. Keyifli okumalar diliyorum. Sizleri seviyorummmm...♡♡♡♡😍💋

Tepeden topladığı kızıl saçlarını açarak önündeki test kitabına geri döndü. Kızıl saçları dağılmış bir vaziyetteydi, başının ağrıdığını hissetti.

"Off, tam bir özürlüyüm!"dedi kendi kendine.

Saatlerdir önündeki test kitabını çalışıyordu ama hiçbirşey anlamış değildi. Matematik'te hiç iyi değildi. Bir soruyu anlasa, diğerini anlamıyordu. Telefonunun boğunuk ve uzaktan gelen zil sesini duydu. Masadan kalkarak odasına doğru koşar adımlarla ilerledi. Yastığın altındaki telefonu çıkartarak kim olduğuna bakmadan aramayı onayladı.

"Efendim?"dedi gözlerini ovuşturarak.

"Kapıyı aç kızıl kafa."
Tanıdık sesle gülümsedi. Telefonu kapatarak merdivenlerden hızlı adımlarla aşağıya indi. Kapıyı açarak Alp'e gülümsedi.

"Ne o, çok sevindin ben
görünce."dedi Alp sırıtarak.

"Sana o kadar ihtiyacım vardı ki, bilemezsin."dedi Selin, Alp'e sarılarak."Diğerleri nerede?"

"Ben tek geldim, evde kimse yoktu."

"Neredeler ki?"

"Savaş, Yaprak'a silah dersinden sonra araba sürmeyi öğretiyor, Arda Allah'a emanet, diğerlerinide biliyorsun zaten." dedi Alp test kitabının başına oturarak."Anlaşılan yine başın dertte."

"Alp, beni çalıştırman lazım." dedi Selin yalvarır bir şekilde, "Yoksa bu dersten yine kalacağım."

Alp yanındaki sandalyeyi göstererek,"Gel bakalım buraya kızıl kafa." dedi.
Selin yanına oturarak kalemi eline aldı.

"Hangi soruları anlamadın?"

"Hiçbirinden anlamıyorum."

"Yuh! Toplamayı ve çıkartmayı da biliyorsundur inşallah?"

"O kadarını da biliyorum."dedi Selin somurtarak.
"Hadi, başlayalım." kızıl saçlarını geriye attı.

Alp başka bir kalem eline alarak Selin'in bilmediği konuları tek tek anlatmaya başladı. Bazı yerlerde takılıyordu ama sonunda çöze biliyordu. Yarım saatir çalışıyorlardı ve kafaları kazan gibi olmuştu. Selin durmadan ofluyor, sıkıldığını belirten haraketler yapıyordu.

Selin başını masanın üstüne indirerek, saçlarının aşağı sarkmasını sağladı. Başı fena şekilde ağrıyordu ve hiçbir şey yemediğini hatırladı. Alp'in sözünü keserek,"Birer kahve içelim mi?"dedi bıkınlıkla.

"Tamam, kaldır istersen bunları, akşam devam ederiz."dedi Alp elindeki kalemi bırakarak. Selin masanın üstündeki kitapları toplayarak, düzgün bir şekilde kenara indirdi.

Kalemlerden birini alarak saçını bir araya toplayıp, kalemle tutturdu,"Mutfağa gecelim o zaman."dedi saçlarını halederek.

Nazik bir şekilde mutfağa doğru ilerledi ve Alp de peşinden gitti. Alp sandalyelerden birini çekerek oturdu. Selin'i her izlediğinde içinin kıpır kıpır olduğunu hissetti.

Üstündeki pijema takımı ona çok yakışmıştı. Ona geçen sene doğum gününde aldığı pijema takımı olduğunı fark etti, gülümsemesi genişledi. Selin narin elleriyle kahveleri doldurarak bardağı eline aldı ve Alp'e uzattı. Uykusuz bir şekilde kahvesinden bir yudum aldı. Alp sadece onu izlemekle yetiniyordu.

Aydınlığım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin