(Önemli, okuyalım lütfen.)
Ilk bölüm burdan başlıyor. Giriş bölümünü okumadan 1. Bölüme geçmeyelim lütfen. Çünkü girişi okumadan 1. Bölüme geçen okurlar en başında neler yaşandığını anlamıyorlar, bilginize...
;) Kitabımdan ufak bir çalıntı olursa eğer, hemen yasal işlem başlatılacaktır...Merhabalar arkadaşlar, ne diyeceğimi bilmiyorum. Ben bu güne kadar bir kaç tane kitap yazıp, sildim. Ve sonunda bu yazdığım kitap'a ısına bildim. Bu günden sonra tek bir amacım var. Bu kitabı iyisiyle, kötüsüyle yazmak istiyorum. Belki çok begenilen, belki de pek beğenilmeyen bir kitap olur, bilemiyorum. Ama tek dilegim, iyisiyle bitirmek. Girişle başlamak istedim ve bu kitapta bir çok gizemli şeyler var. Aşk dolu, korku dolu, ama sonları iyi ve kötü de olsa mutlu bitmesini istediğim bir kitap olacak. Ben şimdilik bir ünlüyüyü veya tanınmış bir kişiyi karakter olarak kulanmak istemiyorum. İleriki zamanda karakter koyarmıyım, bilmiyorum. Eğer kendi hayalinizde bir karekter yeşertirseniz bu daha güzel olur. Ben hep öyle yapmışımdır ve çok güzel bir duygu benim için. Yazım yanlışlarım olabilir, özelikle noktalama işaretlerinde. Bunu bana belirtirseniz kitabımı daha güzel bir şekilde yazmama yardımcı olursunuz. Bu kitap hepimize uğurlu gelmesi dileğiyle iyi okumalar diliyorum. Oy vermeyi unutmayalı:)
Yeni hayat. Yeni yaşam.
Yeni güzellikler; Belki
bu kurtuluş tekrardan
her şeyi yeni doğmuş bir
bebek gibi baka bilmesine,
Sebep olur...Karanlık odalara hapsolmuş bir ruhum var. Kapalı kapı arkalarında kurtarılmayı bekliyorum. Ben, Yaprak Keskin küçükken evimden zorla alınarak buraya getirildim. Üstüm başım yırtık elbiselerden ibaret, boş bir oda. Hiç yabancı gelmeyen yılların paslı yüzeyleri vardı. Acı ve kahır rengi de cabasıydı.
Tavan bölgesinde küçük bir pencere ve yıllar önce gözlerimi gökyüzünün eşsiz maviligine kapatmış olan yeşil gözlerim.
Karşımda küçük bir masa, hafif odayı aydınlatan bir lamba, hiç yabancı değil bunlar. Çünkü, tamı tamına beş sene burada hapis kalarak yaşadım. Burda bir çoğu insanı tutuyorlar, eziyet ediyorlar, acı çektiriyorlar. Buradaki insanların vücutları yara bere içinde; benimki de onlara dahil, her odada bir yabancı! Çocukluğunu yaşayamıyan genç kızlar! Burada neden ve ne için tutulduğumu bilmiyordum, ta ki; bu güne kadar.
Kapının seneler öncesini taşıyan pası, kirliligi ve şahitliği vardı. Kapı açıldı, hiç bir zaman değişmeyecek olan yüz hatları ve duruşuyla içeriye girdi. Yine o! Ne olursa olsun, zihnimden asla silinmeyecek olan kadın! Gözlerini gözlerime dikti ve alaycı ses tonuyla, "Yaprak." diye seslendi. Bacaklarımı kendime doğru çekerek sıkı sıkıya sarmaladım. Gözlerimin içine bakan o kötülüğe bürünmüş olan gözlere baktım. Hala sessiz, sinsi tavrını kaybetmeksizin gözlerime bakıyordu.
"Benden ne istiyorsun?"dedim oturduğum yere sinmek istercesine.
"Herşeyi öğrenmişsin! Bütün dosyaları karıştırmak ne haddine senin!"dedi yakamdan tutup kıvrak bir haraketle beni kendine çekti.
"Bize ne yapacaksınız? O dosyalarda mafya olduğunuz yazıyor! Ne tür bir pisliksiniz siz?" Ağzımdan çıkanları geri yutmak istedim. Her yaptığım ve her söylediğim söz, aleyhime işliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aydınlığım Sensin
Genç Kurgu"Benden ne yapmamı istiyorsun?"dediğimde açtığı kapıyı tekrar kapattı. "Benimle anlaşma yapıp, buradan kurtulmanı..."dedi emin çıkan ses tonuyla. "Sana nasıl güvene bilirim?" dedim gözlerimi kısıp adını bile bilmediğim bir adamla anlaşma kuralların...