13.Bölüm: "Korku"

199 37 30
                                    

Bir bölüm daha çok geç geldi biliyorum. Ama benimde bildiğiniz üzere bir hayatım var ve bir takım sorunlarım olabiliyor. Vaktim olmuyor pek ne yazık ki. Bu yüzden çok geç yazıyorum ama eminim bu bölümle sizi biraz tatmin ede bilirim. Oy ve yorum yapmadan geçmeyin lütfen, iyi okumalar...❤

Aynanın karşısına geçerek tişhörtümü havaya kaldırdım. Geçmiş olan yaralarıma göz attım; sadece ince bir çizgi kalmıştı geriye. Eskisi gibi değildim artık; bedenim, yüzüm, gözlerim. Bir haylice kilo da almıştım. Yanaklarım dolmuş, göz altımdaki o ilk günkü mor halkalar yok olmuştu. Gözlerimin içi parlıyordu, mutluydum..

"Göbeğim çıkmış."dedim mırıldanarak.

"Bence gayet iyisin." Arkadan gelen sesle irkilmiştim.

"Korkma." Dedi Savaş.

"Boşluğuma geldi bi an." Dedim küçük bir tebessümle.

"Olur öyle şeyler."Dedi gülümseyerek. "Geçen günki gibi dışarıya çıkalım ister misin?"

"Kar topu oynayacaksak olur." Dedim gülerek.

"Olur, hazırlan gel."Dedi kıkırdayarak, hoşuna gitmiş olmalıydı.

Hızlı bir şekilde hazırlanarak salona indim.
"Savaş?" Diye seslendim. Bir kaç saniye bekledim, ses yoktu. Soğuk havanın içeriye dolduğunu hissettim, titremiştim. Dış kapının açık olduğunu fark ettim. Dışarıya çıkarak Savaş'ın arabada olduğunu fark ettim. Hızlı bir şekilde kapıyı çekerek merdivenlerden aşağıya indim. Arabaya doğru küçük adımlarla ilerledim. Arabanın kapısını açar açmaz sıcak hava yüzüme temas etti ve gıdıklandığımı hissettim. Ön koltuğa oturarak kapıyı örttüm.

Savaş bana dönerek, "Nereye gidelim istersin?" Diye bir soru yöneltti.

"Senin olduğun her yer güzel bana."dedim kemerimi takarak. Bir an duraksayıp başımı kaldırıp Savaş'a baktım. Ne demiştim ben az önce? Savaş'ın bana pişkin pişkin sırıtığını gördüm.

"Öyle mi?"Dedi, hala sırıtıyordu. "Peki o zaman." Diyerek arabayı çalıştırdı.

Sesimi çıkarmadan arkama yaslandım.
Bir süre yolu izledim. Neden utanıyordum bu kadar? O beni öperken utanmıyordu, ben neden bu denli utanıyordum? Ayaklarıma doğru eğilerek giydiğim botların fermuarını aşağıya indirip ayağımdan çıkardım. Dikelerek bacaklarımı kendime doğru çekip kolumu bacaklarıma doladım. Arkama yaslanarak Savaş'a doğru döndüm. Onu izlemek bile huzur veriyordu bana. Neden böyle hissediyordum bilmiyordum.

"Çok şanslı."dedim Savaş'ı izleyerek.

"Kim?"

"Gelecekte olacak olan karın ve çocukların."

"Neden?"

"Çünkü senin gibi naif bir adamla tanışacaklar ve mutlu olacaklar."dedim küçük bir tebessümle.

"Ya mutlu olmazlarsa?"

"Bu mümkün değil."dedim kendimden emin bir şekilde.

"Neden bu kadar eminsin?" Dedi kaşlarını çatarak.

"Hiç tanımadığı birine evini açan biri eşi ve çocukları için neler neler yapmaz."dedim kendimden emin bir şekilde."Sen benim aydınlığım oldun, gökyüzüm oldun." Çatılmış olan kaşları yavaş yavaş yerini hüzne bırakır gibiydi, "Sen bana, ev oldun Savaş."dedim yutkunarak.

Aydınlığım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin