"Kırmızı olan ruh taşı. Doğru söylemiş Jongup" diye onayladı Irene gördüğü resimde. Büyülü ekranda kızın yüzünü hepsi görebiliyordu. Teknoloji büyü dünyasına da uğruyordu arada.
150 boylarında, monolid ve sevimli surata sahip bir kızdı gördükleri. Adının Yoojung olduğunu bilmeselerde görüntüsünü biliyorlardı artık.
"Ne istiyor Yeri'den.." diye endişeli endişeli lafa giren Jungkook olmuştu.
"Bilemiyoruz. Bir fikrin var mı Yeri?" diye sordu Jisoo.
Olumsuz anlamda başını salladı kızıl saçlı kız.
Bu sırada davetsiz bir misafirin geldiğini belirten sirenler çalmaya başladı. Mino bakışlarını Jisoo'ya çevirdi.
"Birini mi bekliyorduk?" diye sordu adam. Jisoo panikle Mino'ya 'hayır' der gibi başını salladı.
"Takip mi edildiniz?" diye sordu Mino çocuklara dönüp.
"Mahou Shoujo'yu Yoongi kovalıyordu.." dedi Seokjin. Takip edilebileceklerini hiç düşünmemişti.
"Kaçmış demek ki. Kahretsin!" dedi Mino asasına sarılarak.
"Burada kalın." diye emretti Jisoo. İtiraz edecek gibi oldularsa da ciddi bakışları tartışmaya kapalı olduğunun göstergesiydi.
"Eonnie! Ben geleyim." diye öne çıktı Irene.
"Gelenler Mahou Shoujo'ysa azap tohumuyla saldırabilirler. Bırakın geleyim sizinle." diye ısrar edince Mino başıyla onayladı.
"Sadece sen." dedi kıza takılıp gelmeye kalkışan Youngjae'yi durdurmak için.
Onlar depodan üst kata çıkarlarken Moonbyul bu sırada Jimin'i tuttu kolundan. Duyulmayacak bir köşeye sürükledi.
"Bunun seninle bir alakası yok değil mi çirkin?" diye sordu cesaretini eline alıp. Jimin inanamıyor gibi baktı gri saçlı kıza.
"Ne ima ediyorsun nuna?" diye sordu kızgın surat ifadesiyle.
"Seulgi ile aranda ne var bilmiyorum ama..Peşimize düştüler Jimin. Seni takip etmiş olamaz değil mi?"
"NUNA!" diye bağırdı Jimin gözleri dolarken. Onu ihanetle mi suçluyordu ablası gibi gördüğü kız?
Moonbyul ekibin iyiliği için sormalıydı bunu. Seokjin de şuan bunu yapmak istiyordu ama Jimin'le o kadar samimiyeti olmadığından sessizce bekliyordu. Göz ucuyla ikisini izliyordu.
"Hayır de bana Jimin.. O kızla o anlamda bir alakan olmadığını söyle nolur." diye yalvaran gözlerle baktı Moonbyul Jimin'e.
"Beni hiç mi tanımadın? Size ihanet eder miyim ben?" diye sordu Jimin hayal kırıklığı sesine yansırken. Dolu gözleri ağlamak üzere gibi duruyordu. Pes etti Moonbyul. Serti oynamak onun tarzı değildi. Hele ki sevdiklerine karşı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahoutokoro Jōshō | 魔法所 上昇
FanfictionDüşen karanlık, peşinde gölgelerini sürükledi 2017'nin kışına kadar. Modern hayatın sihri Mahoutokoro'nun koridorlarında tekrar yankı bulurken; Tora, Saru, Hebi ve Ryo evleri kapılarını açıyor yeniden. Yoldan sapıp beyaza dönmek kolay. Esas zor ola...