Kyoto'daki evin bahçesinde Sakura ağaçlarının dalları bomboştu. Bambuların arasından görünen ev birsürü farklı büyüyle korunuyordu. 25 gündür bu malikanede bazen uyku bile uyumadan çalışıyorlardı. Bu yer daha büyüktü sıkışık apartman dairesinden.
Ama Tokyo'daki evin eski ruhu yoktu ne yazık ki..
Depo yerine aynalar dolu bir odada çalışıyorlardı. Ama Jisoo eski evin ufak deposunu daha çok seviyordu.
"Bütün anılarımız..O evle yandı." dedi Jisoo derin bir nefes vererek. Volta attıkça postalları zeminde gıcırdıyordu.
"Çokta güzel günler değildi Jisoo. Savaştaydık." dedi Mina da köşede onu izlerken. Dışarıdan bakan gerçekten bir askeriyenin kadın komutanları sanabilirdi ikisini. Özensiz toplanmış saçları, siyah postalları ve her daim üzerlerinde taşıdıkları yedek asa askılıklarıyla post apokaliptik dönemde yaşayan savaşçılara benziyorlardı.
Tek farkı, gerçek silah yoktu.
"Silah kullanımında ok ve yay önermiş Seungyoon. Hala ateşli silah kullanmıyor oluşumuz saçmalık." dedi Jackson üst kattan depar atarak inerken.
"Avada kedavra varken ateşli silahı nerene sokacaksın animagus." dedi Jungyeon kendine has tavrıyla eşinin yanına gelirken. Elinde asa çeviriyordu. Oda mor atleti ve üzerine astığı asa askılığıyla aynı havayı taşıyordu.
"Ok ve yay çok lazım çünkü."
"Sessiz ve iz bırakmaz. Bence mantıklı." diyen Jinyoung olmuştu. Kendinden beklentidiği gibi yine mantıklı konuşuyordu.
"Ah siz iki zeka küpü sakın ağzımı açtırmayın." diye yaka silkti Jackson. Artık uzamış olan bıyık ve sakallarıyla cidden orta çaplı bir animagusa benziyordu.
"Dolunayda dönüşüyor mu bu?" diye sordu Jinyoung Jungyeon'a. Jackson'ı tiye alıyordu.
"Inan ki benden ondan korkuyorum. Bir gece haberim bile yokken dönüşecek diye." diyerek yanıtladı Jungyeon gülerek.
"Ya!" diye çıkışmasıyla hepsi Jackson'a güldüler. Sonra Lisa geldi yanlarına.
"Kyoto'yu niyeyse özlememişim." dedi sarışın kadın Jisoo'ya kahve uzatırken. Sabahları erken uyanıp direk işe başlamak için ihtiyaçları oluyordu.
"Uzun zamanda geçse de bir yere ait anılar hep kalıyor, dimi?" dedi Jisoo da ne yanıt vereceğini bilemeyerek. Lisa acıklı acıklı gülümsedi Lord Dragon'ın Kyoto'daki malikanesinde geçirdiği korkunç günlerin hatırasıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahoutokoro Jōshō | 魔法所 上昇
FanfictionDüşen karanlık, peşinde gölgelerini sürükledi 2017'nin kışına kadar. Modern hayatın sihri Mahoutokoro'nun koridorlarında tekrar yankı bulurken; Tora, Saru, Hebi ve Ryo evleri kapılarını açıyor yeniden. Yoldan sapıp beyaza dönmek kolay. Esas zor ola...