41 ;

190 16 122
                                    


"Sen söyle..Ölüler konuşabilir mi Namjoon-ah?"

Yutkundu Namjoon ağacın dalına oturan küçük sevgilisini görünce. Ne zamandan sonra öldü bildiği tek aşkı karşısında kendisine nefretle bakarken birşey söyleyemedi. Aeri süzülür gibi atladı ağacın dalından.

"Özledin mi beni sevgilim?" dedi korkunç bir gülümseme yüzüne yerleşirken. Boynundaki taş parlıyordu inat gibi.

"S-Sen..Sen nasıl? Aeri.." diyip kıza doğru bir kaç adım yürüdü. Gözleri doldu Namjoon'un. Elini kızın saçına uzattığında sertçe bakarak ittirdi adamın elini Aeri. "Söylemedi bana. Nekomata seni hissedebilirdi. Söylemedi." dedi Namjoon aklındaki sesleri sesli dile getirip. Aeri sert ifadesini koruyordu ama şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Hala bu adamın ona hisleri mi vardı?

"Bilsen kaç yazar? Senin yüzünden..Senin yüzünden ruhumu o sarı gözlü şeytana verdim. Seni sevdiğim için kendi ruhumu parçaladım ama olana bak. Canavara dönüşmüşsün sen." dedi Aeri gözlerini büyütüp.

"Aeri..Öyle söyleme. Seni kaybettikten sonra-" diye lafa girecekti ki kızın yüzünde asla yumuşamayan ifadeyi görünce durumu idrak etti.

"Onların safına geçmişsin." dedi adam kaşlarını indirip. Namjoon'un yüzünden geçen saniyelik kırılganlığı farketti Seungyoon.

"Doğru yolu seçti.. Aeri..Şimdi!" dedi Seungyoon.

Sonra koca bir ışık parladı 3ünün ortasında.











Savaş başlamadan hemen önce..

"Joohyun-ah.." dedi Seungyoon sakince. Kızı tuttukları yer bir tablonun arkasındaki gizli odaydı. Hatta onlar öğrenciyken Momo'yu bu odalardan birinde tutuyordu Müdür Kyoru.

Irene'den eser kalmamıştı yine buz gibi bakışlarında.

"Kendiniz ölecekseniz ölün. Bırakın Irene kazanan tarafta olsun." dedi aynı buz kesen sesiyle.

"Bae Irene burada olmayı kendi istedi zaten küçük kız." dedi Seungyoon yine sakince.

"Irene aptalın teki çünkü. Aşık olduğu o gerizekalı yüzünden ikimizi de tehlikeye atıyor!" diye çırpındığında görünmez büyüden ipler kollarını yatak başına sabitlediğinden hareket edemedi.

"Joohyun-ah..Ah Joohyun-ah..Irene taklidini yapabilseydin belki kazanacaklardı. Ama artık bizim elimizdesin. Ben sana ne söylersem, Nekomata onu duyacak." dedi elindeki sakura asayı Irene görünümlü Joohyun'un şakağına yaklaştırırken.

"Bırak ben-"

"Legilimens!"

Seungyoon Joohyun'un zihnine Chaeyong'un kalede olduğuna dair sahte bir anı yerleştireli pek süre geçmemişti. Ancak amaca ulaşıldığını Namjoon'un Chaeyong diye sayıklamasından anlayabiliyordu Müdür Kang. Kimselere söylemedi bu durumu. Nekomata'ya aksi bir ışık yakmamak için. Sadece Yugyeom anlayabilmişti güçleri sayesinde. Aeri'ye verdiği saatte söylediği yerde olması gerektiğini tembihlemişti. O dev sakura ağacında.. Monster'ın ilk azap tohumunu Aeri'nin sakladığı yere. Yeri ve Jungkook'un sene başında kazdıkları yere..

Chaeyong'un kalede oluşu tamamen düzmeceydi. Mino ölen arkadaşının son emanetini koruma güdüsüyle bunun için onu asla affetmeyecek olsada kimseye söyleyemezdi.






 Mino ölen arkadaşının son emanetini koruma güdüsüyle bunun için onu asla affetmeyecek olsada kimseye söyleyemezdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mahoutokoro Jōshō |  魔法所 上昇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin