Walpurgis Gecesi, cadılar bayramının İskandinavya tarihindeki yansıması gibidir. Bu gecede kötü ruhlar, cadılar ve kara büyülerin dünyaya salındığına inanılır. Cadıların dünyaya inip yanan bir ateş çevresinde dans ettiği söylenir. Walburga’nın çeşitli Iskandinav dillerdeki anlamı ölüm ve kurban sembolizmiyle ilgilidir. Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla eski Pagan inanışlarını karalamak için Pagan Bahar Bayramı olan Walpurgis Gecesi, şeytanın uşaklarının gecesi olarak adlandırılmıştır.
1 Mayıstan önceki son dolunay gecesidir.
| Bunlar muggle kitaplarında yazılan haliyle Walpurgisnacht (Walpurgis Gecesi)'ın tanımıdır. Ancak her gerçeğin, dolunay gibi iki yüzü vardır.
"Ya Song Mino!" dedi Seungyoon girdiği bar kapısını aralarken. İçeride başka kimsenin olmayacağını biliyordu. Yağlı Teresa'ya yılın bu dönemi kimse gelmezdi. Kasuke'nin en harabe barıydı. Buluşmak için bilerek burayı seçmişti Mahoutokoro Müdür'ü.
"Yüzünü göremez olduk Kang Seungyoon!" diyip ayağa kalktı Mino. Kocaman sarıldı eski dostuna.
"Okuldan dışarı adım atamıyorum ki. Jisoo nasıl?" diye sordu Seungyoon. Epeydir onunla da görüşemiyordu.
"Biz iyiyizde..Ne boklar dönüyor yine bu büyücü aleminde? Jinyoung ve Mina hiç iyi şeyler söylemiyor." diye sordu Mino. Jinyoung ve Mina hala Bakanlık görevlerine devam ettiğinden haberleri onlardan alıyorlardı. Jisoo ikinci çocuğunu doğurduktan sonra Bakanlık'taki işine bir süre ara vermiş, Mino ile Quidditch koçluğuna ilgi duymaya başlamıştı.
Seungyoon yutkunup etrafına bakındı.
"Geçen seferki gibi bir boklar dönüyor. Minatozaki Sana geri döndü." dedi kimsenin olmadığından emin olunca.
"Siktir ordan." diyip ağzını kapattı Mino.
"Güvenli ev hala duruyor mu acaba? Biliyor musun?" diyerek tereddüt ederek yaklaştı Mino'ya.
"Jungyeon ve Jackson ilgilendi en son o iki güvenli evle. Onlarla görüş istersen." dedi Mino emin olamayarak.
"Baksana..Song Mino."
"Söyle dostum?"
Park Joy çoktan geç kaldığı Astronomi dersine koşuyordu. Bir kaç deftere sarılı halde koştururken çarptığı şey geri sendelemesine sebep oldu.
"Ya!" diye cırlayacağı sırada kafasını kaldırıp Taehyung'u gördü.
"Önüne baksana." derken az önceki yüksek volümden eser yoktu. Üzerini silkeledi. Çocuğun yüzüne kaçamak bakışlar attı.
Taehyung eğilip yüzüne bakmak durumunda kaldı kızın. Bakışlarını kaçırdığından tanıyamamıştı.
"Sen Wheein'e zorbalık eden kızdın!" dedi parmağını havada şıklatarak. Alt dudağını ısırdı gülerek. Komik birşey söylemiyordu halbuki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahoutokoro Jōshō | 魔法所 上昇
FanfictionDüşen karanlık, peşinde gölgelerini sürükledi 2017'nin kışına kadar. Modern hayatın sihri Mahoutokoro'nun koridorlarında tekrar yankı bulurken; Tora, Saru, Hebi ve Ryo evleri kapılarını açıyor yeniden. Yoldan sapıp beyaza dönmek kolay. Esas zor ola...