Gün ağardığında Doyeon kafasının içindeki seslerden uyuyamamıştı. Joy tuvaletten dönünce farketti kızın pencere pervazında oturduğunu. Asasını sallayıp açık kalan gece lambasını kapadı Doyeon'un yanına giderken."Nox."
"Joy..Uyanmışsın." dedi kız gözlerini ovalayarak gelen Park Joy'a.
"Sende hiç uyumamışsın?" diye tahmin etti Joy. Gidip pervazın karşısına oturdu.
"Neyin var?" diye sordu kızdan cevap gelmeyince.
"Neden herkes bana karşı herşey bana tersmiş gibi hissediyorum?" dedi ellerini saçlarının üzerinden kulaklarına kapatırken.
"Ya Kim Doyeon..Sen iyi misin?" diyerek endişelenmiş ifadesini yüzüne yerleştirdi Joy.
"Sana anlatamayacağım şeyler var Joy. Birsürü şey üst üste geliyor." dedi gözünden akan tek damlayı silerken.
"O Min Yoongi ukalası yüzünden-" derken kızın olumsuz manada kafasını sallamasıyla sustu. Şuanda en ufak sorunu oydu.
"Min Yoongi galiba Kang Seulgi'ye aşık. Ama Seulgi şu bulanık Park Jimin'e aşık.. Of çok karışık oraları hiç açma."
"Ne?" diyip elleriyle ağzına kapadı Joy. Kocaman olmuş gözleriyle kızın basitçe söylediği şeyi sindirmeye çalıştı.
"Konuşurlarken duydum geçen gece." diye açıkladı Doyeon gizli gizli dinledim demek yerine.
"K-Kang Seulgi? Saru'lardan Jimin'e?" diye sordu inanamayarak.
"Sende Durmstranglı hergeleye aşık değil misin? Nesine bu kadar şaşırdın?" diye sordu Doyeon hala elleriyle kulaklarını kapatıyorken. Nekomata'nın sesini bastırmaya çalışıyordu zihninde.
Burnundan nefes kaçırarak güldü Joy. Inanamıyordu duyduğu şeye. Taehyung'a ilgisi yüzünden demedikleri laf kalmamıştı. Şimdi ise kendisi bir 'bulanık'tan mı hoşlanıyordu?
"Seulgi'ye bak sen.." dedi dudağının tek kenarı yukarı seğirirken.
"Yoongi'yle ilgili dediğimi duymamış gibi.." diye mırıldandı Doyeon. Kulaklarını ve gözlerini kapadı bu kez sesler yükselince. Canı yanıyordu.
"YETER!" diye bağırdı bir anda. Joy sıçradı yerinden aniden yükselen sesle.
"Hastane kanadına gidelim mi?" diye sordu Joy tekrardan dikkatini Doyeon'a verirken. Kız gözünde deli gibi gözüküyordu o an.
"Durdur şu sesleri. Yalvarırım birşey yap." dedi Doyeon saçlarından gizlenen yüzünü açığa çıkarınca.
"Ne sesi? Doyeon mantıklı konuş. Ne oldu söyle?" dedi Joy bu kez panikle. Doyeon bir anda çılgın gibi başını sağa sola sallamaya, elleriyle kulaklarını kapamaya devam ediyordu.
"Hwasa! Seulgi! Buraya gelin!" diye bağırdı Joy olabildiğince. Yatakhanede onu sadece kızlar duyabilirdi.
"Biri yardım etsin!" diye bağırdı Joy bu kez panikle. Doyeon'a sarıldı krizin geçmesini beklerken.
"Sakin ol. Geçecek. Sakinleş." diye kızı teskin etmeye çalıştı. Hwasa koşarak geldi üst kattan.
"Ne oluyor burada?" diyerek koştu Doyeon'un yanına.
"Biri şu sesleri durdursun diye bağırıp duruyor. Ne sesi anlamadım? Birşeyler yap eonnie." dedi Joy çaresizce.
"Ahhh...Yine mi?" dedi Hwasa mavi saçlarını parmaklarıyla geri tararken.
"Git Jongup'ı çağır. Ben ilgilenirim Doyeon'la." dedi Hwasa. Pervaza oturup Doyeon'un yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Bana bak. Yüzüme bak Kim Doyeon. Ne diyor sana? Ne istiyor?" diye sordu Hwasa. Joy bunu duyduysada bir anlam veremedi. Koşup Jongup'ı çağırmaya gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahoutokoro Jōshō | 魔法所 上昇
Hayran KurguDüşen karanlık, peşinde gölgelerini sürükledi 2017'nin kışına kadar. Modern hayatın sihri Mahoutokoro'nun koridorlarında tekrar yankı bulurken; Tora, Saru, Hebi ve Ryo evleri kapılarını açıyor yeniden. Yoldan sapıp beyaza dönmek kolay. Esas zor ola...