10 bölüm (kalp kırıkları)

84 8 0
                                    

Dün geceden sonra görmemiştim onu, evde yoktu. sabah erkenden çıkmış olmalıydı.acaba mezarlığamı gitmişti inanmışmıdır öldüğüme.eğer inanırsa onu kendime aşık etmeme gerek kalmazdı.imzaladığım sözleşmeyide kaan hancızade halederdi bir şekilde.bende bu evden giderdim.

Peki gitmek istiyormuydum? onu her gördügümde,deli gibi atan kalbim gitmek istermiydi?yada kalbimin onun kalbi için atığı kişi gitmemi istermiydi?

Lanet olsun ki. artık,ona karşı birşeyler hisetmeye başlamıştım.başından beri korktuğum şey başıma gelmişti.onun bana karşı birşeyler hisetmesi gerekiyordu,benim değil.kurduğum tuzağa ben düşmüştüm.ve içimdeki his hiç iyi şeyler olmayacağıydı.

Eski eve geri dönmüştük,o geceden kalan izlerin hepsi yok edilmişti.cam kırıkları,kanlar ve bir sürü yaralı adamlar neyseki ölen olmamı ştı o murat şerefsizine ne olduğundan en ufak bir bilgim yoktu.umurumdada değildi doğrusu.çünkü adam az kalsın bizi öldürecekti.umarım iyi bir cezayı hak etmiştir.ben düşünceler eşiğinde dalıp gitmişken telefonumun odaya yankılan sesiyle irkildim.telefonumu ustünde uzandığım yatağın yanındaki çekmecenin üzerinden alıp ekranda yazan Mert ismini görmemle,hemen cezvapladım

Mert Arıyor...

"Alo"dediğimde Mertin endişeli çıkan sesiyle hemen yataktan fırladım.

"Alo Elif bak her nerde neyapıyorsan,bırak ve evdekilere hiç bir şey beli etmemeye çalış bügün izinliyim diye çık evden seni dışarda bekleyen arabaya bin ve tek bir soru sorma hadi lütfen acil"dediğinde tam konuşacaken,telefonun

Dıd.dıd.dıd

Sesiyle önce telefona aval aval bakıp, neler olduğunu anlamaya çalıştım.cevap bile vermeme fırsat vermemişti. sesinde önce endişeli sonra sinirli çıkmıştı.

Hemen yataktan fırlayıp.zaten çantamı nereye koyduğumu hatırlamaya başladım.nihayet yatağın altında bulduğumda kapıdan çıkıp fatma teyzeye' izin günüm bügünmüş benim çıkmam lazım meral hanım sana emanet' diyip konuşmasına fırsat bile vermedim Mertin bana yaptığı gibi.

Koşar adımlarla dışarı çıktığımda kapısı açık olan bir araba ve yanındada şöför olduğunu düşündüğüm bir adam vardı.beni bekliyor olmalıydı, arka koltuğa biner binmez,kapıyı hızla kapatıp şöför koltuğuna oturdu aniden gaza basınca sarsılıp ufak bir çığlık atım.

Son sürat Deli gibi sürüyordu.benim atığım çığlıklardan bile etkilenmiyordu korkudan tek kelime bile etmiyordum.

Nereye gidiyorduk? neler oluyordu?

Orman gibi olan bir yerde hızla ilirliyordu araba.iki taraftada ağaçlar hızlı bir şekilde geçiyordu.

Yaklaşık bir yarım saat sonra bir dağ evin önünde durduk. burası çok soğuk ve ısız bir yerdi.

Merti evin içinden çıkıp hızla arabanın kapısını açtı.dışarıya çıktığımda bedenimi çok soğuk bir dalga yayıldı burası gerçektende çok soğuktu.

Mert kolumdan tutup evin içine sürüklemeye başladı.

"Mert ne oldu? niye beni buraya getirdin"dediğimde.

"Enes vuruldu"dediğinde sanki başımdan aşağı kaynar sular döküyormuş gibi ağlamaya başladım.

"Ne nasıl olur mert sen ne dediğinin farkındamısın nasıl vurulur"dedim.deli gibi ağlıyordum

Mert Tısladı.

"Seni buraya ağla diye getirtirmedim.yarasını bak diye getirdim"

"O iyimi "dediğimde "bilmiyorum" dedi.

Çünkü Sen(Geceme Gündüz Oldun.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin