3 yıl sonra
Dünyanın en büyük hazinelerine sahiptim ben . Herkesin sahip olmak isteyeceği ama sadece nadir kişilere verilen hazinelerden ..
Mutluluğa hasret olarak büyüyen bir kızdım. Sevgiye ihtiyacı olan , güven duygusunu bilmeyen bir kız .. İmrenerek bakardım herkese . Mutlu bir aileleri , sevgi dolu ortamları vardı . Benim ise bir ailem yoktu .. Aile sadece anne ve babadan ibaret demek değildi. Evet annem vardı . Geceleri bile evde olmayan, bir kızı olduğunu umursamayan hatta varlığını bile bazen unutan . Babamı çok küçükken kaybetmiştim . Daha o yaşımda anlamıştım acının nasıl olduğunu , sevdiğin bir şeyi kaybetmeyi .. Daha sonra sevdiğim tüm şeyler yok olmaya başlamıştı zaten . Bir acı yaşandı mı diğerleri üst üste geliyordu .. Benim de öyle olmuştu . Hiç bitmeyen acılarımla birlikte büyüdüm ben . Yaşım büyüdükçe acım da büyüyordu .. Hep kaybettim .. Her şeyi .. Ben hayata yenilmiştim başta . Hayata 1-0 yenik başlamak tabiri tam bana göreydi..
Sonra ne mi oldu ?
Karanlık geceme güneş doğdu .. Yalnızlığıma ilaç oldu .. Ve sevgiye muhtaç ruhuma eş oldu ..
Gülümsemesi yaşamamım oldu .. En son, varlığı nefesim oldu ..
Bir an onu da kaybedeceğimi sanmıştım .. Bir an gerçekten pes edip , beni bırakacağını düşündüm . O beni bir kez daha yanıltmıştı ..
Ne garipti değil mi ? İlk aşkım başka kişiyken son aşkım Deniz olmuştu .. Sonra da ilk aşkım son aşkım olmuştu .. Kalbi benim için atan bir kalp benim kalbimin attığı bedene girmişti.. Acısını halen yaşasam da ona minnettardım .. Nefesimi bana geri vermişti.. Belki onu sevememiştim , ama onun kalbini sevecektim ...
....
'Bebeğim biraz hareketsiz dur da şu tokayı takalım saçına ' dediğimde düşe kalka yürüyordu . . Yeni yeni öğrenmeye başlamıştı . Saçına tokayı takmaya çalışıyordum ama yerinde sabit duramadığı için başarılı olamıyordum . Deniz'i görünce hızlanmaya başladı . Deniz dizlerini yere çökmüş kollarını ona açmıştı . Kucağına doğru yürüdüğünde Deniz dayanamayıp onun gelmesini beklemeden kucağına aldı .
'Kızım anne sana ne yapıyor böyle ' dediğinde Masal kollarını Deniz'e sarmıştı . Yeni yeni kelimeler öğreniyordu . Sadece söylediği Baba kelimesiydi. Bu biraz sinirimi bozsa da o kadar şirin söylüyordu ki ona kızamıyordum .
'Deniz sende duruyor . Biraz tut da saçına şu tokayı takalım . Daha ayakkabısını giydireceğiz. Bakalım onda kaç takla atacağım giydirmek için ' dediğimde gülmeye başladı . Masal'ı kollarıyla iyice sarıp yanağını öptü .
'Demek ki canını acıtıyorsun kızımın. Takma tokayı her haliyle güzel benim Masal'ım . Dimi babacım ? '
'Amcasının düğününe saçı dağınık mı gitsin ? ' dediğimde bana doğru yaklaştı . Masal'ı diğer koluna alıp bir kolunu da benim omuzuma attı .
'Canını acıtmadan tak o zaman ? '
Başımı salladığım da Masal'ın saçına tokayı taktım . Babasının kolların da oldukça rahat duruyordu . Bu küçük yaşında bile babasını benden daha çok sevdiğini o kadar belli ediyordu ki. Gece onun kollarında olmadan uyumuyordu . Deniz anca onu uyuttuktan sonra yanıma gelebiliyordu . Bazen çocuk konusunda bu kadar acele etmememiz gerektiğini düşünüyorum . Ta ki o gülene kadar . Gülünce her şeyi unutup onsuz bunca yılı nasıl yaşadığımı düşünüyorum .
O bizim Masal'ımızdı .. Bir varmış bir yokmuş la başlayan Masalımız . Kötülerin cezalandırıldığı iyilerin sonunda mutlu olduğu masalımız ..Ama şu vardı ki ; Bir varmış bir yokmuş la başlayan masal biz de öyle olmamıştı .. Biz var olduk ama hiç yok olmamıştık . Bizim Masal'ımız biraz değişikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Sen
RomanceBir bataklıkta başlayan aşk ... Annesinin borcu yüzünden kaçırılan 17 yaşındaki Eylül'ün kötü yollara düşürülmesi.. Kısa bir eğlence için , bir kaçamak yapmak içindi Deniz'in oraya gidişi.. Bir hayat kadınının 'Hayatının kadını ' olacağını nerede...