31|Gizli Aşk, Beyaz Gardenya..

2.5K 126 80
                                    

Multimedya; Yeni kapak tasarımımız.
Bölüm Şarkısı; Ziynet Sali - Herşey Güzel Olacak🎶

Çok uzun bir zaman geçti aradan, ben her zaman derim yazmak bir Tutku! Çok mutlu oldum açıkcası, kaygılandım diğer yandan. Paslanmışım galiba biraz. Bu bölümü covid-19 testi pozitif çıkan canım arkadaşım, meslektaşım Ümmühan Topçu'ya ithaf ediyorum. Bölüm şarkısı içinde ondan yardım aldım. Kendisi seçti. Ve dediğimiz gibi herşey güzel olacak!

31. Bölüm "GİZLİ AŞK, BEYAZ GARDENYA.."

"Kalbin.." diye fısıldadı ardımda kalan bir ses. Etrafta o kadar çok gürültü vardı ki, sesin tam olarak nereden geldiğini bilmiyordum. Etraf alaca karanlığın içine hapsolmuş, boş bir arazideydim. "Onu tanıyan kalbin.." Sesin bir kez daha gelmesiyle etrafımda döndüm. Hiç bir yer net olarak görülmüyordu. Etraftaki uğultu git gide artarken rahatsız edici bir hal almıştı. Tam tur bir kez daha döndüm etrafımda. Artık başım ağrımaya başlamıştı. Sanki bir çok insan aynı anda yükses ses tonuyla konuşuyordu ve konuşulanlar anlaşılmayacak kadar uğultu yapıyordu. Gözlerimin önünden teker teker geçen görüntüler benim geçmişime aitti.. Kendimi kaybettiğim o uçurum kenarına. Birbirine sıkıca sarılmış iki insan vardı gözlerimin önünde. Acıyı paylaşan bir kadın ve bir adam.. Aynı zamanda insanlar bir şeyler anlatmaya devam ediyordu, içinden sadece tek kelimeyi seçebildim. Tuna..

Anlık bir hareketle seslerden kurtulmak için kıpırdandığımda yataktan aşağı düşecekken güçlü bir kol karnıma sarıldı. Uçurumdan kendini atan hisselerim gibi bir an içim titredi, korkmuştum.

"Keşke doğru düzgün uyumayı da bir becerebilsen.."

Bıkkınlık içinde sessiz ve uykulu sesiyle konuştuğunda sıcak nefesi saçlarımın arasında gezindi. Gözlerimi kısarak başımı omzundan kaldırıp ona baktım.

"Ben sana söylemiştim buraya sığmayacağımı.."

Güneş'in altında parlayan karışmış saçlarını düzeltti eliyle. Derin bir nefes alıp bıkkınlıkla geri bıraktı. Henüz gözlerini aralamamıştı. Hala uyuyor muydu acaba?

Kıvrık kirpikleri birbirinden ayrıldığında keskin kahve gözleri gökyüzünü gördü ilk önce. Bir süre orayı izledi, sanki gözlerinde bir anıyı yaşıyor onu da gökyüzüne resmediyordu.

Yavaşça yutkundu, kusursuz vücudunda adem elması yukarı doğru çıkıp indi. Gözlerim saniyesi saniyesine onu takip ederken yutkunma ihtiyacı hissettim. Bu adam benim nefesimi kesiyordu!

"Umarım Mevsim resmini bitirmiştir." dedi ardı ardına aldığı hızlı nefeslerini bırakırken. "Yoksa başım büyük dertte."

"Hangi resim?"

Merakıma yenik düşüp aklımdan geçen ilk soruyu sordum. Fakat o cevap vermek yerine hatta daha doğrusu beni dinlemek yerine hala gökyüzünü izliyordu.

"Annesi ona bir hikaye yazmıştı," diyerek söze girdiğinde uzun süre açık kalan gözlerini anlık kırptı. "Mevsim henüz doğmamışken."

Bir süre ne anlatacağını düşündü. Kafası karışık gibiydi, gözlerinde her ne yaşıyorsa ortak olmak istedim. Ama onun izin verdiği kadar onunla olabilirdim.

"Gözlerinde yaşadığın masalı bana da anlatır mısın?"

Sorumla birlikte önce kaşları çatıldı, yüz hatları gerilmişti. Sanki onun için çok zor olan bir şeyi istemiştim ondan. Öyle bir memnuniyetsizlik vardı ifadesinde.

Başımı tekrar omzuna koyarak tanıdık kokusunu içime çektim. Aradan biraz zaman geçti ne kadar bilmiyorum. Derin bir nefes alıp bıraktı. "Rengarenk bir masal.." dedi ve devam etti. "O hikayede üzüntüye yer yoktu hiç bir zaman. Aşk vardı, sevgi, mutluluk vardı." Bir kez daha yutkundu. "Kocaman bir gökyüzü vardı, aynı gökyüzünde güneş, ay, yıldızlar ve bulutlar vardı. Hepsi bir arada."

GARDENYA MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin