Berk bunları anlattıktan sonra içim bir garip olmuştu. Ama hiç belli etmiyordu böyle olduğunu. Kim belli eder ki? Daha sonra daldığımı fark edip, Berk'i sarılmayı bıraktım. Berk bana baktı ve:
- Ha sen en son ne yapıyordun? Gitsene Anıl Bey'in yanına.
+ Yaa yapma böyle, bende bilmiyordum.
- Neyi bilmiyordun?
+ Böyle olduğunu.
- Yalan söyleyemiyorsun bile Ceyda
+ Yaa gülme! Yada gül ya, gülmek yakışıyor sana.Dedikten sonra bir sessizlik oldu, ben ne diyorum ya? Berk bana gülümseyerek 1 veya 2 dakika baktı. Ben gözlerimi hafifçe çevirdim. Az olsa da utanmıştım böyle dediğim için. Daha sonra konuyu çevirmeye başladım. Söze atıldım tabi:
- Ne olursa olsun insanların gülmeye ihtiyacı vardır. O yüzden ne olursa olsun gülmen lazım, yani her insana gülmek yakışır ve dolayısıyla bende sana bu yüzden gülmek yakışıyor dedim deyse niye diyeyim ki demi?
+ Tamam, hadi Anıl seni bekliyordur git bence.
- Ben ne diyorum, sen ne diyorsun?
+ Tamam, hadi git.
- Kovuyor musun beni?
+ Nasıl anlamak istersen öyle anla.
- Haa, kovuyorsun galiba.
+ He kovuyorum Ceyda hee.
- Oo Reis konuştu.
+ Komik mi?
- "Evet" diyerek sırıttım o anda. Damarına basmak istemiyorum. Ama elinde sonunda gidecektim spor salonuna. Hem telefonumu da almadım. Hayır o kadar gittim birde almadan geri döndüm. Salak Ceyda işte olcak!Berk arabaya doğru ilerledi, bende arkasından gittim ve seslendim:
- Nereye gidiyorsun Berk!
+ Napıcaksın!
- Merak ettim!
+ Etme merak!Uzun mesafe olduğu için ikimizde bağırmak zorunda kalıyorduk, acaba nereye gidiyor? "Arkasından gitsem mi acaba?" diye düşünürken Berk öylece arabaya bindi. Bende koşa koşa arabaya doğru yürüdüm. Arabaya bindim ve Berk önden gitti. Onu takip etmek istemiyorum, sonuçta nereye giderse gitsin, kafasını dinlemek istiyordur. Bu yüzden o sağ taraftaki yola, ben ise sol tarafta ki yola doğru koyuldum. Şimdi üzerimden sıcak sıcak terler akıyordu. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde yola devam ettim.
Arabayı park edip, dışarı çıktım ve tam o sırada Anıl dışarıda sinirli bir şekilde bekliyordu. Direk beni gördü ve gözlerini benden kaçırdı. Ne olduysa işte o anda oldu. Yanına doğru gittim Anıl'ın. Yüzüne bakamıyordum bile. Dayanamıyordym ve direk söze girdim:
-"Telefonumu alabilir miyim?" dedim ve cevap vermedi. Haa birde trip atıyor ya! Kaşlarımı çattım ve:
- Telefonum nerde acaba?
+ Ben nerden biliyim...!
- Sen bulmadın mı işte Anıl
+ Görevlide, git al.Ona gidiyorum o trip atıyor, buna geliyorum bu trip atıyor ya! İyi o zaman bende trip atayım tam olsun. Anıl ordan seslendi:
- Bak Ceyda, senle daha doğru dürüst bile spor yapamadık biliyorsun. Fakat senin sürekli işin bitiyor ve sürekli işlerin çıkıyor. Üstelik bitmek bilmiyor. Karar ver! İstemiyorsan ben eğitmenlik yapmam. Ama bu son nokta oldu artık karar ver!
- Ne sesini yükseliyorsun!
+ Olduğu gibi davranmaya çalışıyorum.Hızlı adımlarla içeri gittim ve orada görevli vardı. Ona sordum dolabıma koymuşlar. Ordan telefonumu aldım. Şarjım %98'di. 5 tane mesaj, 3 tane cevapsız arama, ayrıca interneti açtım 18 mesaj ve 63 bildirim gelmiş. Direk spor odama gittikten hemen sonra bir koltuğa oturdum. Tekrar teker cevaplamaya başladım. 5 tane mesaj Yağmur'dan:
- Yağmur
Nerdesin? Aloo sana diyorum. (15.56)- Aferin mutfak olduğu gibi duruyor. (15.57)
- Kızım sana diyorum, öldün mü kaldın mı cevap ver👿👿
- Tamam ya cevap verme sen.
- Öldün mü??
5 tane mesaj böyle ve sadece benim attığım mesaj şu idi:
- Ölmedim, yaşıyorum.
Evet 3 cevapsız arama 2 defa kim olabilir sizce? "Tabikide Yağmur" dediğinizi duyar gibiyim. Evet 2 defa Yağmur aramış. Bi dakika ya. Gözlerime inanamıyorum. Ee 2. Arayan ise Teyzem. Yok ben şok falan geçiriyor olmam lazım. Merak ettim ve direk teyzemi aradım...
Açmadı... Aradan 10 dakika falan geçti sanırım, bende o sırada bildirimlere falan baktım işte. Bir daha arayım dedim ve bu defa açtı:
- Alo. Teyze sen misin?
+ Yaa Ceyda'm benim. Nasılsın kuzum?- İyiyim, siz nasılsınız?
+ Bizde iyiyiz. Ben seni şey için aradım. Sen hangi ilde yaşıyordun?- Niye sordun?
+ Biz şimdi ilk uçakla İstanbul'a geliyoruz, o yüzden sordum canım benim.- Niye geliyorsunuz?
+ Taşındık bitanem.
- Hmm..
+ Sen neler yapıyorsun bakalım?
- Aynı.
+ Box'a devam mı hâla?
- Evet.
+ Mesleğini eline alsana, Boxor olup ne yapıcaksın?- İyi böyle, stres atıyor insan.
+ Sen bilirsin bitanem. Benim senden bir isteğim olacak.- Söyle Teyzecim.
+ Biz işlerimizi, evimizi ayarlıcaz, bir müddet sende kalabilir miyiz diye soracaktım. Biliyorsun şimdi çat kapı olacak, seni aramıyorum biliyorsun çalışıyorum sürekli.- Tabiki, siz şimdi neredesiniz?
+ 1 saate orada oluruz. Ama sen spor yapıyorum şimdi falan dersen, bu gece otelde kalırız.- Yok ya olsun. Hem bende özledim sizi.
+ Bitanem bizde seni özledik. Nerede kaldığını bana mesaj olarak gönderebilir misin?
- Olur,atarım şimdi.
+ Tamam canım, biz geliyoruz. Görüşürüz.
- Bay bay..Haydaa.. Şimdi nerden çıktılar teyzemler. Galiba özledim onlarıda. Ha bu arada ben size anlatayım. Benim teyzemler İzmir'de yaşıyorlar. Teyzem Avukat, eniştem ise Memur. 3 tane çocukları var. 1 erkek ve 2 kız olmak üzere tabikide. İlk çocuğu ile sürekli konuşuruz sosyal medyadan, çok iyi birisi. Adı Umut, 19 yaşında. Aynı yaştayız yani..
2. kızı ise Pınar, fazla konuşur, her şeyi merak eder, 17 yaşında. Biraz süslü vs birisi.
3. kızı Irmak. 5 yaşında olması lazım galiba. Çok şirin ve akıllı birisi, biraz sakar ve meraklıdır.
Eniştem ise ayrıntılı ve dürüst iyi bir insandır. 38 yaşları arasında. Teyzemde 37 yaşında galiba. Özünde iyi bir insanlar. Ayrıca annemler vefat ettikten sonra İstanbul'a direk teyzem geldi yanıma 1 ay süreçle kaldı. "Bizde kal istersen" diye konuştuk. Ben istememiştim tabi. Durumlar böyle işte, benim şimdi eve gidip üstelik rapor alıp, teyzeleri karşılamam lazım. Teyzeme mesaj attım "ben sizi alayım garajdan" diye. Daha cevap vermedi. Uçaktalar galiba. Yağmur'u aradım o sırada koltuktan kalktım ve montumu giyerek kapıdan çıktım. Anıl yoktu yada ben göremedim. Arabaya bindim ve Yağmur "efendim" diye cevap verdi. "Teyzemler geliyor İzmir'den, bizde kalacaklar. Börek, çörek falan yapabilir misin?" dedim ve direk "Aa ciddi misin? Tabide hemen gidiyorum mutfağa. Sen nerdesin peki? Mesaj atmışsın." dedi. Güldüm ve "Yanına geliyorum" dedim. Görüşürüz gibi dedikten sonra
Telefonu kapattım.Eve doğru geldim ve Berk'in arabasıyla yoktu. Garaja park ettim arabayı ve mesaj geldi "Yarım saat sonra gel canım" demiş teyzem. Anlaşılan ben alacağım. Olsun teyze anne yarısıdır nede olsa. Onu seviyorum iyi birisi. Herkesi seviyorum ama Pınar biraz gıcık o kadar. Daha doğrusu her boku öğrenmek istiyor o kadar. Neyse anahtarı elime aldım ve çıktım merdivenlerden. Kapıdan içeri "Bismillah" diyerek girdikten sonra burnuma güzel kokular geldi. Yağmur ise önceden 2 sene boyunca aşçılık yapmış. Börek ve pasta gibi şeyler çok güzel yapıyor. "Ben geldim" diyerek içeri girdim ve üstüme Vinny zıpladı. Aldım kucağıma ve sevdim biraz. Gelirken cips, çikolata ve kola, çerez gibi şeyler aldım. Yağmur içeriden "Oo hoşgeldin Ceyda hanım." dedi. Mutfağa girdim ve eli hamurdu. Yanağından öptüm Yağmur'un. Ya kız benim için her şeyi yapıyor ve gıkını çıkarmıyor. Yani biraz kızıyor olabilir ama seviyorum onu, hatta herşeyim gibi oldu. Bende mutfağa koydum aldıklarımı ve olayı yani teyzelerin niçin geleceğini falan o sırada rus salatası yaparken anlattım. Sevindi aslında,mutlu oldu. Yağmur gülümseyerek "Mercimekli ve Patatesli börekler hazır!" diyerek fırından çıkardı. Off off.... Çok mis kokuyor dayanamayıp 1 tane aldım börekten. Neyse ben gidip hazırlanayımda teyzemleri alayım.
Devam edecek 🕊️ 🕊️