Sabah oldu. Başım felaket bir şekilde ağrıyordu. Bugün günlerden Pazar. Spor salonuna tek başıma stres atıp gelmeyi düşünüyorum. Son arama kayıtlarında Yağmur vardı. Ama en sonda Mert'e mesaj atılmış "Sevgilime dokunma, deyse canını yakarım" diye. Gönderen Berk olmalıydı. Çünkü o saatlerde ben uyuyor olmalıydım. Muhtemelen ben uyurken Mert, Berk'e mesaj atmış olabilir. E tabi Berk'te durur mu hiç? Oda mesaj atmıştır kesin. Ama sevgilim derken? Anlamadım ben hiç bir şey. Bunlar kavga ettiler yine kesin. Vinny yanıma doğru geldi,yaramaz hemen beni yaladı, Bu yalayışı bilirim. "Günaydın" yalayışı bu. "Vay be günler ne çabuk geçiyor" derken yan tarafıma baktım, Yağmur'un yatağı düzeltilmiş ve üzerindede bir not vardı, sanırım Yağmur yazdı. "Canım ben Meriç'le dışarı çıkıyorum. Bir şey olursa seni ararım, merak etme" demiş. "Canım" dediğine göre Yağmur bu. Zaten Yağmur'dan başka kim bana not bırakacak ki, evde biri varmış gibi. Neyse yine çok konuştum. Aklıma Berk geldi birden. Acaba noldu dün ya çok merak ediyorum. Neyse ben öğrenirim Berk'ten nasıl olsa. Vinny'i üzerimden kaldırıp, yere bıraktım. Mutfaktan çok güzel kokular geliyordu. Önce banyoya gidip yüzümü yıkadım. Sonrada mutfağa gidip, yemek yemeğe koyuldum. Allah'ım cennetteyim sanki, ya birde bana çok güzel bir şekilde masa hazırlamış Yağmur. Kıyamam ya, birtanem benim...
Kahvaltı yaptıktan sonra, mutfağı düzenledim. O sırada telefon çaldı, arayan Mert Bey. Off valla bu çocuk musallat oldu bana resmen ya gerizekalı. Niye arayıp duruyo ki? Ama dünkü olayı öğrenmem lazım bu salaktan. Deyse Berk bana söylemez ki neler olduğunu. Telefon hala çalıyordu. Açtım "Alo" diye ses geldi. Bir şey demedim ilk başta ama sonra "Mert, dün neler oldu?" diye sordum. "Senin haberin yok mu? Sevgilin Berk bana mesaj attı. Üstelik ben seni aradığımda beni tehdit etti aklı sıra. Ama ben ona göstericem. Sen niye söylemedin sevgili olduğunuzu?" dedi. Halâ ve hâlâ şaşkınım. Ya çünkü niye durduk yerde sevgilim desin ki? Yine kafam karıştı. "Biz sevgili falan değiliz, sende bir daha beni arama!" diye bağırıp, yüzüne kapattım. İki deli'de beni buldu resmen. Nolduğunu anlamadım. Dün arbada uyumayaydım iyiydi , en azından nolduğunu anlardım. Ama olsun. Yani şimdi Berk beni korumak için o salağa "biz sevgiliyiz" mi demişti? Bu kelime bana hoşnuk geldi biraz. Nede olsa her kızın hayalidir Berk Sancak gibi sevgilisi olması. Aman ben ne diyom ya bende mallaştım iyice. Ben onu falan sevmiyorum. Aman bana zaten onu seviyosun diyen yok ki! Yine kendi kendime konuşuyum ben, yine..
Saate baktım öğlen olmuştu. Of kafam ne biçim ağrıyor ya! Telefonu masaya koyup, he bu arada telefonu sessizden çıkardım. O sıra dolabı açtım,ilaç almak için. Ağrı kesici alıp, suyu doldurdum. Hapı ve suyu içtikten sonra dolaba koydum ilaçları. Üstümü değiştirmek için odama gittim. Spor çantamı aldım ve bende spor bir şekilde giyindim. Vinny'i okşadıktan sonra kulaklığımı alıp, telefonuma bağladım. Hemen müzik açtım. En sevdiğim, kıymetlim olan çikomuda çantama koydum. Normalde erir çikolatam ama ben onu eritmeye bırakmadan yerim kesin. Bu arada Yağmur'da Meriç ile ne yapacaksa artık? Bir anda güldüm ve anahtarı aldım elime. Araba'nın anahtarını ben nereye koydum acaba, tam oturma odasına giderken dünkü aldığım çantada olduğunu fark ettim. Hemen geri odama gittim ve dünkü çantamı elime aldım. Ön gözünü açtığımda zaten oradaydı anahtar. Aldım elime anahtarı. Kapıyı kilitledikten sonra hemen çıktım evden. Berk'te dışarıdaydı. Bahçede oturmuş düşünüyordu öylece. Elinde telefonu vardı birisiyle mesajlaşıyordu sanırım. Aman banane diyorum şimdi ama sorma sorcam ona "Sevgilim'den uzak dur!" lafını. Onun yanından geçerken görmezden geldim ve hızlıca geçerken Berk ayağa kalktı mı? Birde bana baktı mı? Birde birşeyler dedi mi? Tam oldu işte buda. Kulaklığı çıkardım "Ne?" dedim. "Günaydın diyorum günaydın, kulaklığı çıkardın nihayet, 3. söylüyorum." Ya beni koruyor eyvallahta "Sevgilim" lafı ne alaka? "Gün ayamadı malesef" dedim. İlerledim,garaja doğru. "Oo belli ki sen yine kızgınsın, noldu?" diye sordu arkadan bir ses. "Of Berk git!" diye söyledim arkamı dönmeden. Ama ben hiç öylece gider miyim? Garaja doğru gittim ve arkamı döndüm yine geliyordu peşimden. Anahtar zaten elindeydi, arabaya bindim. Hemen Berk'te arabaya bindi "Sana bir şey olmuş, noldu hadi söyle" diye sordu.
Birde anlamamış numarası yapıyor. "Olan oldu, in arabadan!" diye bağırdım. "Niye çok sinirlisin, yav kızım noldu sana, şimdiye senin bıdır bıdır konuşman lazımdı"diyerek yüzüme doğru baktı." İn arabadan"diye söyledim. Emliyet kemerini takmaya başladı şimdide "Bak insene diyorum ya, neden dinlemiyorsun beni?" dedim. "Camı açar mısın, hava çok sıcakta" dedi camdan bakarak. Yüzüne doğru baktım ve "Yok ya, in arabadan" diye bağırdım. Cevap vermedi. Emniyet Kemerini üzerinden çıkarmaya çalıştım ama yok olmuyor. Hayvan gibi kilitlemiş kemeri. "Bırak ya nabıyosun?" diye sordum, bana bakarak "Ya önlemimi alıyorum ben şimdiden, ya aniden fren yaparsan nolacak? Sende tak bak" diyerek gülümsedi. Yarabbim sen bana sabır ver. "Birde dalga geçiyorsun sen!" dedim, Gülümsedi. "Bunun nesi dalga geçmek, ben seni aniden fren yaptığın zaman görürüm, hem sen nereye gidiyorsun?, spor spor giyinmişsin" diyerek bana bakarak gülümsedi. Yok yok bu çocuğun gideceği yok bunun ama benlede gelemez ki! "Tamam, tamam beni çarşıda indir sen" diyerek gülümsedi. "Tamam'da benim yolum çarşıdan tarafa gitmiyor!" dedim. "Sen nereye gidiyorsun ki?" diyerek sordu. "Sanane! Anladın mı Sanane!" diyerek söylendim Hala kös kös oturuyordu. "Manyaksın işte ne olacak, Manyak!" diyerek bağırdım. Kemerini çıkarıp "Bana mı manyak diyon, sen asıl kendine bak be bir komşunu çarşıya götürmeye eriniyorsun." dedi yine gülümseyerek. Bak bak birde dalgaya alıyor söylediklerimi. "İn arabadan,Deyse çok kötü olur!"diyerek bağırmaya başladım tekrardan." İnmiyorum küçük hanım!"diyerek söylendi. "İnmiyorsun öyle mi?" dedim. "Hayır" dedi. Hemen arabadan inip dışarıya doğru bağırmaya başladım. "Sapık var, arabamdan inmiyor!, yardım edin lütfen" diyerek çığlıklar içerisinde bağırmaya başladım. İçeriden Berk "Kızım ne diyosun sen ya?" diyerek morali bozuldu, oradan geçen yaşlı teyzeler bastonları ile Berk'in kafasına kafasına vurmaya başladılar. "Utanmıyor musun sen in araban!" dedi gözlüklü olan teyze. Of ne biçim vuruyorlar Berk'e. Ama iyi oldu, oda inseydi. Kaç defa uyardım kim bilir! "Tamam canım teyzem, tamam bağırma iniyorum."diyerek arabadan indi ve bana doğru baktı. Sinirli bir şekilde gülerek" Senle sonra görüşücez nasıl olsa, sapıkmış! "oradan tam ben laf söyleyecekken teyzenin biri çantayla Berk'in kafasına vurarak" Bak birde sonra görüşücez diyor, tam bir manyak! Al sana al, al! "diyerek vurmaya devam etti. O sıra Berk'te koşa koşa gitti eve. Oh olsun valla, ben ona kaç defa söyledim" Arabadan İn " diye, kendi paşa gönlü bilir. Şu an arabadan zamanında inseydi dayak yemezdi. Teyzenin biri" İyi misin yavrum, o manyak sana bir şey yapmadı değil mi? "diyerek endişeli bir şekilde bana baktı. Kıyamam ya yurdumun insanı." Yok teyzem, yok. Bir şey yapmadı manyak, ama arabadan in dedim kaç kere dinlemedi"dedim. "Sen iyiysen bir durum yok o halde. Bak bir şey olursa söyle ben 3 sokak gerinizde ki pembe ev, mor kapılı, 4 katlı evde oturuyorum. Bir şey olursa söyle evladım" dedim. Ya ne kadar cana yakınlar. "Teşekkür ederim canım teyzem, asıl sana bir şey olursa gel bana söyle, bu arada ben Ceyda. Arkamızdaki apartmanda oturuyorum." diyerek elini öptüm teyzenin. "Berhudar ol evladım. Benim ismimde Güllü, ama sen bana kısaca Güllü Teyze de olur mu?" diyerek çok şirin bir şekilde gülümsedi. "Tamam, benim bir yere gitmem lazımda, sonra görüşürüz olur mu Güllü Teyzem" diyerek elini öptüm Güllü teyze'nin "Tamam evladım, dikkatli ol bak" diyerek gitti. Bende arabaya bindim tekrardan tabi..Yolda trafik kazası olmuş. Beyaz araba, kırmızı arabaya çarptı herhalde. Polisler vardı her yerde. Ee ben hangi yoldan gidicem? Çarşının oradan gitmem lazım ama orasıda kestirme değil. 20 dakikayı bulur spor salonuna gitmem. Neyse napıcaz artık gideyim Çarşı yolundan. Geriye doğru dönüp, yoluma devam ettim, o sırada kırmızı ışıkta dururken, yan tarafımda bir de kimi göreyim? Berk Sancak Bey'i. Bana baktı hemen "Yalancı, hani çarşıdan geçmiyordun?" diyerek söylendi yine ve yine. Bende "Kes sesini!" diyerek yeşil ışık yandığında onu geçtim. Zaten o sol tarafa gitti bende dümdüz. Valla salak ya, sanane ki! Radyodan bir müzik açtım. Öylece devam ettim yoluma. Nihayet spor salonu'na vardım. Ohoo "Pazar günü saat 20.00'de açığız. Oldu ya ben o kadar geldim of ya. Valla pes, ben o kadar geldim beh! Napıcam şimdi? Bugünde pazar, çok güzel. Niye herşey benim üzerime geliyordu? Sanki bile bile, eve gidiyim mi acep? Off başım felaket bir şekilde ağrıyordu. Hastane'ye gitmeyi hiç sevmem. Gitmicem zaten.
Arabaya bindim ve yola koyuldum. Eve doğru gidiyordum. Aklıma çantamda ki çikolatam geldi. Hemen çantadan çıkartıp aldım ve daha sonra yedim. Dünya varmış be çok güzel tadı. Anahtarı arabaya takıp, yola devam ettim. Eve giderken telefonum çaldı. Arayan Yağmur'du. Telefonu elime açıp "Alo" dedim. "Canım nerdesin, ben eve geldim bulamadım seni? Kötü bir şey olmadı demi? Ya cevap ver bak valla yine o Mert mi var yanında, onu yolda görsem zaten suratına tükürcem, bak ondan uzak dur Ceyda orda mısın?" İlk defa benden daha çok konuşan birisini buldum.Yağmur bir anda neden bu kadar hızlı ve kşn kusmuş gibi konuşmuştu? Resmen Yağmurun içinden ben çıktım" Tamam, Yağmur sakin ol, zaten başım ağrıyor eve geliyorum. Merak etme. " diyerek Yağmur'u dinledim." Oh ya valla içim rahatladı Ceyda hadi gel sana anlatıcaklarım var" Acaba niye anlatıcaklarım var dedi ki? "Yağmur sana bir şey olmadı demi, iyisin yani?" direk sözümü keserek "Ya canım benim ben iyiyim, sen gel işte tamam mı?" "Tamam" diyerek kapattım telefonu. Ne anlatıcak ki ya?