Sabah yerimden kalkıp saate baktığımda 08.08 idi. Ne kadarda güzel bir zamanlama. Üstümü giyinip çantamıda hazırlayıp kahvaltı ettikten sonra anahtarı ve çantayı alıp evden çıktım. Yağmur'a da not bıraktım "Ben antrenmandayım" diyerek.
Arabaya bindim,yola koyuldum. Ama aklım hâla koç konusundaydı. Ama Berk benim damarıma bastığında göre bence Anıl'ı koç seçme zamanı geldide geçti bile. O görecek ama. Ben o üzülmesin diye elimden geleni yapayım, Berk Bey gelsin seni isteyen yoktu zaten desin. Yok öyle dünya!
Saate baktığımda 08.47 geçiyordu. Arabadan inip içeri girdiğim zaman direk içeride Anıl'ı gördüm. İçeride antrenman yapıyordu. Kulağındada kulaklık vardı. Ama Berk nerede ki acaba ya? Neyse ya ben işime gücüme bakayım en iyisi.
İçeriye gidip Anıl'ın omzuna dokunarak "Selam" diyerek gülümsedim. Anıl "Kararını çok çabuk vermiş olmalısın" dedi ve kulaklıklarını çıkarıp kenara koydu. "Evet çabuk verdim. Hadi başlayalım" dedim. Anıl "Çok işimiz var seninle yalnız" dedi. Kaşlarımı çatarak " Ne gibi?" diye sorunca gülümsedi. "Hadi üzerini değiştirde sonra konuşuruz" dedi. Kafamı sallayarak "Peki, bekle giyinip geliyorum" dedim. Gülümsedi. Yukarı doğru çıktığımda giyinmeye çıktım. Bu sırada fotoğraf çekip ınstgrama koymaya karar verdim.
Birde Anıl'ı etiketledim. Sonuçta şu an onun ile beraber çalışıyorum.
Üstümü giyindikten hemen sonra aşağı indim. Anıl beni bekliyordu.
Yaklaşık aradan 1 saat geçti ve ben baya terlemiş bir hâle gelmiştim. O sırada Anıl soğuk içecek almak istediğini söyledi. Banada teklif etti. Bende sadece soğuk su almasını arz ettim. O giderken Berk geliyordu. Üstelik yanındada bir tane kız vardı. Kızında maşallahı falan var böyle. Ama Berk'in yanında ne geziyor? Anlayamadım. Berk beni görmedi tabi. O sırada kızda üzerindeki hırkayı çıkararak ellerine box eldiveni taktıktan sonra Berk ile konuşmaya başladı. Hiç bir şey anlamış değildim. Tamam belki bu kızı Berk çalıştırabilir. Yani en azından oda bir Koç olarak gözüküyor.
Amaaan ya şimdi kesin o kız Berk ile çalışır. Sonrada kız Berk'e aşık olur. Berk'te başka bir kıza sonra kavga ederler. Sonrada tekrar barışırlar sonrada Berk kıza evlenme teklifi eder kızda tabi kabul eder en sonundada boy boy çocukları olur. Oohhh hayat Berk'e güzel valla...
Ay ben ne diyorum ya? Ceyda kendine gel..
Anıl yanıma geldi ve çalışmaya başladık.
Aradan yaklaşık 1 saat geçtikten sonra ben biraz dinlenmeye karar verdim.
Saat 10 olmuştu bile.
Telefonuma baktığımda paylaştığım resmi Berk ilk defa beğenmemişti ama hikayemi görmüştü.
Yani bu demek oluyor ki hâla bana kızgın veya kırgın. Hayır yani ben napıyım? Üstelik ben ona naptım ki? Karı gibi küsüyor ya...
Karnım baya acıkmıştı ve artık çok yorulmuşum. Giyindim ve merdivenlerden indim. Anıl bana bakarak "Suyunu getirdim. Hey! Nereye gidiyorsun?" diyerek yanıma geldi.
"Biraz midem bulandı eve gitsem iyi olacak." dedim. Anıl şaşkın gözler ile bana bakarken kapıdan çıktım.
Arabaya bindim ve yola koyuldum. Durduk yerde midem bulamıyordu. Galiba sabah kahvaltı yapmadığım için.Eve geldim ve zile bastım. Cidden çok zor yürüyordum.
Kapıyı Meriç açtı ve bana baktı.- Bu kadar erken geleceğini bilmiyorduk. İçeri girsene.
İçeri girdim ve çantamı yere attıktan sonra direk banyoya kendimi kilitledim.
Elimi yüzümü yıkadım ve yere oturdum. Ayağa kalktığım an midem bulanıyordu. Biraz bekledim sonra ayağa kalktım yine midem bulanıyordu. Yere oturdum.
Kapıyı birisi tıklattı. Bu ses Yağmur'un sesiydi.
-Ceyda iyi misin?
+ Evet...
- Bir sorun mu var?
+ Hayır.
- İçeri girmemi ister misin?
+ Yağmur git başımdan.
- Of tamam ya..
Yağmur gittikten hemen sonra ayağa kalktım midemin bulantısı gitmiş gibiydi. Kapıyı açtım ve içeri gittim. Koltuğa uzandım. Yanıma Yağmur ve Meriç geldi.
Yağmur karşı koltuğa oturdu ve " Cidden iyi olduğundan emin misin?" dedi. Diğer tarafa doğru yattım ve yasıkla yüzümü kapladım.
Meriç "İstersen hastaneye gidelim" dedi.
Hiçbir şey demedim.Meriç ile Yağmur'da tost yapıyolardı galiba. Midem iyice bulandı.
- Ne yaptınız mutfakta?
+ Tost. Yemek ister misin? (Yağmur)
- Ya benim midem kötü durumda. Çok kötü kokuyor içerisi iyice midem kötü oldu.
+ Ya gel işte hastaneye götürsün seni Meriç.
- Hastaneleri sevmediğimi biliyorsun Yağmur.
+ İyi o zaman Ceyda böyle otur. Gel Meriç biz kahvaltı yapalım.
* Ceyda gel işte götüreyim hastaneye.
- İstemiyorum Meriç anlamıyorsunuz herhalde.
İkisi birlikte kahvaltı yapmaya gittiler ve bende o sırada gözlerimi kapattım.
Gözümü açtığımda hastanedeydim.
- Kim getirdi beni buraya be?
+ Biz getirdik Ceyda.
- Yağmur ben buraya nasıl geldim?
+ Bayıldın bizde seni buraya getirdik serum bağladılar zaten az kaldı.
- Ben bayılmadım ki uyumuştum.
+ Ölü gibiydin ne bileyim öyle uyku mu olur..!
- Benim uykum ağır canım...
+Tabi...
O sırada doktor içeri girdi ve "Geçmiş olsun" dedi.
Serum bitmişti ve serumu çıkarmak için içeri hemşire geldi. O sırada doktor bana "Merak etmeyin öyle bir hastalık görülmüyor. Fakat çok yoruluyorsunuz sanırım. Bu hafta sonu dinlenin. Yorgun düşüp bayılmışsınız üstelik kahvaltı yapmadığınız içinde hastalığa yenik düşmüşsünüz." dedi.
Artık midem bulanmıyordu ama karnım çok acıkmıştı.
Doktara teşekkür ettikten hemen sonra arabaya doğru yürüdük. Meriç
" Senin araban ile geldik sorun olmaz demi? "dedi." Yok olmaz sağolun"dedim. Arabayı Meriç sürdü.Eve gelmiştik ve ben Yağmur'a dönüp "Ben çok acıktım" dedim. Yağmur güldü ve "Biliyorduk böyle yapacağını o yüzden sanada tost yapmışım hemde karışık sen seversin. Bide onu ısıtayım iyice sıcak sıcak yersin" dedi. Yağmur'a bakıp gülümsedim ve içeri girdim. Üstümü değiştirdim daha rahat şeyler giydim. Telefonumu bulamadım ve Yağmur'a sordum. Oda bilmiyordu.
Etrafa baktım telefonumu yinede bulamadım.
Mutfağa gidip tostumu yedim ve içeri geçtim. Yağmur'a "Beni bi arasana" dedim. O sırada Yağmur aradı ama telefonum çalmadı.
Acaba telefonum nerede?
![](https://img.wattpad.com/cover/112240844-288-k468478.jpg)