"Ben sana başından beri söylüyorum. Bu işe bulaşmaman gerektiğini bin defa söyledim. Ama sakalım yok işte. Lanet sakalım olmadığı için beni hiçbir zaman dinlemedin. Ne zaman sakal bırakmak istesem bana hep engel oldun. Bunların hepsini sözümü dinlememek için yaptığını biliyorum. Ah Jongin, ah!"
"Hiç çekilir değilsin, biliyor muydun!"
Dükkanında bulunan tek koltuğa yayılmış arkadaşının dırdırlarını çekmek için uygun bir zaman değildi ama bunu Luhan'a anlatmak fazlasıyla zordu. Sarıya dönük saçlarını yanaklarına indirmeye çalışarak sakal görünümü vermek için fazlasıyla çaba harcayan arkadaşına başını sallayarak baktı.
"Amacım, işi bu kadar büyütmek değildi ki! Sadece konserde ve imza günlerinde topladığım eşyaların fazla ilgi gördüğünü fark edince bunu neden paraya dönüştürmüyorum ki diye düşünmüştüm."
"Nasıl bir hayran bunu yapar!"
"Beş parasız bir hayran!"
Luhan, kendisini oldukça haklı bulan Jongin'e tam tersi bir ifadeyle karşılık verdi.
"Sonra düşündüm ki daha fazlasını yapmalıyım. Zaten çoğu kişi imza ve konserlerden benim topladıklarımı bulabiliyor. Daha fazlası için de yapmam gereken tek bir şey vardı..."
"Yurtlarına girmek, adamı soyup soğana çevirmek."
"Ben olaya böyle bakmıyorum bir kere. Hem o kadar da abartı şeyler almıyor ve aldıklarımın dikkat çekmemesine özen gösteriyordum."
"Ve gelip seni buldular ve üstelik sana göz dağı vermek için aldıklarıyla gösteri yaptılar. Hiç fark edilmemişsin cidden!"
"ÜSTÜME GELME!"
Gereksiz çıkışı karşısında Luhan sadece güldü.
"Peki, açmayacağım, açmayacağım deyip de neden dükkanı açtın bugün?"
"Dükkanı toparlamam lazım ama nereden..."
"Merhaba?" diyen ses sözünü kestiğinde korkuyla arkasını dönerek kapıya baktı genç.
"Üzgünüz, kapalıyız. Artık satış yok."
Gelen kişiye dikkat etmeye gerek bile duymadan onu kışkışlamak için hareketlendi. Gelen kişi büyük bir şaşkınlıkla ona bakıyor ve kendisini dükkandan atmaya çalışan oğlana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
"Ne, neden satış yok. Oysaki ben geçen gün için teşekkür etmeye gelmiştim."
Jongin hareketlerine son verdi. Ardından kişiyi inceledi ve incelemesinin her aşamasında ağzı açıldıkça açıldı.
"A-ama a-ma ama..."
"Sayende bu tişört, şapka ve pantolonla kendimi Do Kyungsoo'ya daha yakın hissediyorum."
Jongin, daha geçen gün sattığı giysileri, gelen çocuğun üzerinde görebiliyordu.
"Kendim gelemediğim için bir arkadaşımı göndermiştim ama o benden de utangaç çıkıp kendini baya gizlemiş."
Çocuk kıkırtısını, ağzına kapadığı eliyle kesti. Jongin hala şokta, öylece, konuşan çocuğu izliyordu.
"Ama hissettiğim bu yakınlık yüzünden bizzat gelip teşekkür etmek istedim. Böyle bir iş yaptığın için gerçekten çok teşekkürler. Çok teşekkürler. Çok teşekkürler."
Ve çocuk hızla çıkıp gittiğinde Jongin hala, heykel misali olduğu yerde bekliyordu. Ardından yanına yanaşmış Luhan'ı fark edince kendini silkeleyip ona döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D.O. Bank || KaiSoo
Fanfiction"Daha geçen gün donu kaybolmuştu." Ağzındaki tüm yemeği sonuna kadar gösteren bir gülüş sergileyen Chanyeol, bu durumdan büyük bir zevk alıyor olmalıydı. "Telefon kabı da kayboldu." "Dudak koruyucusu." "Tişörtleri." "Kupası." "Ceketi." "Çoraplarını...