D.O. Bank -16

2.6K 258 68
                                        

"Ben bu dudakları mı öptüm şimdi?"

Jongin, yataktaki baygın Kyungsoo'nun üzerine eğildi ve gözlerini onun dudaklarına dikti. Kyungsoo'nun dediğine göre,bu dudaklardan öpmüştü. Jongin, kendi dudaklarını bu dudaklara dokundurmuştu. Dolgun, kalp şeklinde diye krizlere girdiği, pofuduk dudaklara...

Başını kolları arasına alıp ayaklarını yere vururken çığlıkları duyulmasın diye kendini, dudaklarından öptüğü adamın göğsüne gömdü. Ardından kalktı oradan, heyecanlanmış, sevinçlere boğulmuş, sıcaklamıştı. Odanın içinde turlarken yanaklarını elleriyle yelpazeliyor ve arada bir gelen sevinç krizlerini zapt etmekle uğraşıyordu.

"Jongin ne yapıyorsun?" diye ses duydu birden. Elleriyle yüzünü parçalamak üzereydi bu esnada ve halini bozmadan sese döndü. Parmaklarının yarısını kapattığı gözleri arasından, yatakta doğrulmuş ve ona yan yan bakan Kyungsoo'yu, yani sesin sahibini gördü.

"Ne yapıyorum?" dedi ellerini yüzünden çekip omuzlarını dik tutarken. Aklı sıra hiçbir şey olmamış gibi kendinden emin ve normal davranacaktı.

"Neden her uyandığım vakit seni görüyorum?" diye sordu Kyungsoo. Gence aldırmadı ve kollarını önünde bağlayarak yüzünü Jongin'in tersi yöne çevirdi.

"Neden, utanıyor musun?"

Jongin'den gelen çığlıklarla korkarak gence çevirdi gözlerini tekrar. Elleri yine yüzünde, derisini parçalamak istercesine geziyor; bir yandan da zıplıyordu genç.

"Ne yapıyorsun Jongin?" dedi şaşkınlık içerisinde.

Cevap alamadı. Yalnızca gençten gelen 'utanıyor, utanıyor' fısıltılarını duyuyordu ve bu durum karşısında, utanmasa bile az sonra domatese döneceğini düşündü.

"JONGIN KENDİNE GEL!" Diye bağırdı. Jongin anında sustu ve deminki dik duruşuna geçti.

"Kendimdeyim." dedi, lakin bağırmamak için dudaklarını ısırışından, hiç de kendisinde olmadığı anlaşılıyordu.

"Emin misin?" diye sordu kaşlarını çatıp şüphe ile onu süzerken. İyi olmadığı belliydi çünkü tuvaleti varmış da yarım asırdır gidememiş gibi davranıyordu.

"Evet."

"İyi."

Durdular. Uzunca bir süre birbirlerine baktılar. En sonunda Kyungsoo, bakışların sürekli diğerinin ısırdığı dudaklara kaydığını fark edince yutkunarak buna bir son verdi.

"Artık evine mi gitsen?" dedi boğazını temizledikten sonra.

"Beni evime göndermeye çalışmaktan vazgeç!"

"Ha ha! Niyeymiş?"

"Çünkü menajer yardımcınım."

"Su saçmalığa bir son ver artık."

Jongin, alaycı gülüşleriyle yatağa kadar koşup bedenini Kyungsoo'nun yanına attı ve ona sarıldı. Kyungsoo'nun kocaman olmuş gözlerini de görememişti böylece.

"Hem geceleri bana sarılarak uyumayı sevdiğini biliyorum."

"Kim sana sarılıyormuş? Senden bana fırsat kalıyor mu da? Yılan gibi sarıyorsun her yerimi!"

"Demek sarılmak istiyorsun?" Jongin kıkırdadı ve yüzünü Kyungsoo'ya çevirdi. "Öpmemi de istiyor musun tekrar?"diyip sırıttığında ise Kyungsoo'dan sert bir fiske kazanmıştı.

Akıllanmayan genç daha da sırıttı ve "Utanıyorsun, değil mi?" diye sorduktan sonra Kyungsoo'nun gözlerini devirişi ile "Biliyordum, biliyordum." diyerek yerinde hareketlendi.

Tabii iki saniye olmadan, itici bir kuvvet yüzünden ki bu kuvvet Kyungsoo'dan başkası değildi,  kendisini yerde bulmuştu Jongin.

******

"Affetin beni değil mi?"

Jongin, çubuklarla aldığı et parçasını Kyungsoo'nun pilavının üzerine koyarken ona otuz iki diş gülümseyerek bakıyordu.

"Neden böyle bir soru sordun şimdi?"

"Yaptıklarım yüzünden. İyi bir hayran olamadığım için özür dilerim."

Kyungsoo ağzındakileri çiğnemeyi bırakıp Jongin'e odaklandı. Genç, onun pilavı üzerine çeşitli şeyler koymakla uğraşıyordu ve yüz ifadelerinden gerçek anlamda üzgün hissettiğini anlayabilmişti.

Tekrar yemeğine döndüğünde pilavı üzerindeki yığıntıya baktı, bir de o yığıntıya gururla bakan Jongin'e.

"Bence beni yanından ayırma! Seni iyi besliyorum bak." dedi ellerini çenesine koyup sevimli sevimli sırıtırken.  Kyungsoo dayanamadı, güldü.

"Affettin değil mi?" diye tekrarladı genç. Israrla bakıyordu yüzüne, beklenti ile. Ne diyeceğini bilemedi.

"Bilmi-"

"Biraz daha et koysam affeder misin?" Jongin sözünü kesip çubukları arasındaki etleri onun pilavı üzerine bıraktı.

"Jong-"

"Benim yemeğimi de sana vereyim?"

Önündeki tabakaları Kyungsoo'ya itekledi Jongin.

"Ben bilm-"

"Borcumu ödeyene kadar menajer yardımcın olmaya devam ederim."

Jongin, askerler gibi elini alnına koyarak söz verdi aklınca. Kyungsoo'nun gülüşlerini duyunca da ona katıldı.

"İzin veri-"

"Sıkıldığın zaman bana kaçarsın, ha? Aslında aklıma iyi bir fikir geldi. Gelirken diğer üyelerin eşyalarını getirirsin ve birlikte satarız. Hatta site açıp onlar hakkında gerçekleri yazarsın. Feci tutar ha!"

"Hala böyle şeyler mi düşünüyorsun?"

"Hayır. Affettin mi?"

"Evet, evet. Sus artık."

"Vuhuuu..."

Jongin anında yerinden fırlayıp garip danslar yapmaya başladı. Arkasında, kahkaha atmaktan ağlamaya geçiş yapan bir adet Kyungsoo bıraktığından habersizdi.

"Kes artık şunu!" diye nefes nefese bağırıyordu Kyungsoo. Ne var ki, kanepeden kanepeye atlayan Jongin'in onu duyduğu yoktu.

"Affettin yani öyle mi?" diyerek yanına koşarak gelmişti genç ve onu omuzlarından kavrayıp yanağından uzunca öptü. Kyungsoo tüm işlevlerini yitirdi o an.

"Seni seviyorum, seni seviyorum..."diye etrafında dolanıyordu Jongin. Kyungsoo hareket edemediğini düşündü. Onu omuzlarından sarsan ve eğlencesine dahil eden Jongin'i gözleri görmüyordu şu an. Hala yanaklarına konan dudaklardaydı zihni. O anı tekrarlayıp tekrarlayıp yaşıyordu.

"Hey, hey Kyungsoo-ya? Beni duyuyor musun? Orada mısın Kyungsoo-ya? Ay öldü galiba."

Jongin, gözleri tek bir yere saplı kalmış adamı sarstı sarsabildiği kadar. Bir türlü dönüt alamıyordu. Korktu, endişelendi. Bu durumu nasıl düzelteceğini bilemedi.

"Fazla mı besledim seni? Çok mu geldi yemek? Kendine gel Kyungsoo-ya?"

Ağlamak üzereydi. Biraz daha salladı elinin altındaki omuzları. Artık ümidi kesmek üzereydi ki elleri üzerinde başka eller hissetti. Başını çevirip o ellere baktı. Kyungsoo'ydu.

Diğerinin gözlerine çevirdi gözlerini sonra. Kyungsoo ona bakıyordu. Hala donuk görünüyordu ama Jongin mutluydu. Sonunda bir belirti göstermişti diğeri.

"Jongin?" dedi Kyungsoo. Jongin kaşlarını kaldırarak yanıt verdiğinde, hayatın da belki de hiç duyamayacağı bir soruyu duydu ve o soruyu listesinden çıkardı.

"Beni öper misin?" diye sormuştu Kyungsoo.

Jongin, bayılmadan önce koca bir 'siktir' çekti.


D.O. Bank || KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin