"Daha geçen gün donu kaybolmuştu." Ağzındaki tüm yemeği sonuna kadar gösteren bir gülüş sergileyen Chanyeol, bu durumdan büyük bir zevk alıyor olmalıydı.
"Telefon kabı da kayboldu."
"Dudak koruyucusu."
"Tişörtleri."
"Kupası."
"Ceketi."
"Çoraplarını...
Jongin herkese dağıtılan kağıtlardan bir tane alıp hemen Kyungsoo'nun önüne koydu. Sonra bir koşu mutfağa gidip su, atıştırmalık ve içecek alıp geri geldi ve hepsini bir bir dizdi onun önüne. Kyungsoo ise bunları yaparken sürekli önüne eğilen, onun dibine giren Jongin'e bakmakla meşguldü. Aslında dudaklarına bakıyordu da diyebiliriz.
Biraz sonra Jongin önüne dizdiği şeylerin son rütüşlarını yapıp çekilme kararı aldı, Kyungsoo'nun yüz hizasına geldiğinde ona döndü ve aralarındaki birkaç santimi umursamadan gülümsedi. Kyungsoo'nun, kendisine büyük ve endişeli gözlerle baktığını fark etmemişti.
"Başlayabilir miyiz artık?" demişti lider Suho. Hafifçe öksürmüş ve bunu imayla yaptığını belli edercesine Jongin'e dikmişti gözlerini.
"Evet, evet.. Başlayabilirsiniz artık." dedi Jongin Kyungsoo'nun önüne hazırladıklarına bakarak.
Ve masa başına toplanmış üyeler toplantı düzenine girdiler. Suho tam ağzını açmıştı ki hışır hışır sesler duymasıyla dudaklarını geri kapadı, sesin kaynağına baktı.
Jongin getirdiği paket paket bisküvileri açmış ve birer birer Kyungsoo'ya uzatıp yeyip yemeyeceğini soruyordu. Kyungsoo ise başıyla hayır diyordu fakat Jongin'i durdurmak imkansızdı. Bu seferde pipetlerini taktığı meyve sularını ona sunmuştu.
"Hayır Jongin, hayır, istemiyorum." dedi gencin ellerini itekleyerek. Bir gözü ise Suho'da, korkuyla ona bakıyordu. "Müsaade et artık." dedi Jongin'e ve gencin dudak bükerek kabullendiğini gördü. Dudaklarını bükmesi iyi olmamıştı tabii. Kyungsoo, Suho bir kez daha imayla öksürmese akşama kadar onlara bakacaktı herhalde.
Sonunda konuşmaya fırsatı olan Suho, edindiği bilgileri arkadaşlarıyla paylaşıp, programları hakkında konuştu. Tüm bu süreç boyunca onu birkaç kez bölen Jongin'den başkası değildi. Yok Kyungsoo'nun hava alması gerekiyormuş, yok Kyungsoo'nun tuvalete gitmesi gerekiyormuş, yok Kyungsoo'nun yemek yemesi gerekiyormuş da yok uyumaları gereken bir konu varmış.
Eğer ki Kyungsoo onu kolundan tutup odasına götürdükten sonra oraya kititlemeseydi, Baekhyun bu toplantının bir yıl falan sürmüş olabileceğinden söz etmişti.
Jongin: Kyungsoo-ya~~~
Kyungsoo titreyen telefonuna göz ucuyla baktı ve gelen mesajı gördü. Sırıtması anında yüzünde belirirken ne yaptığını anlayınca eski ifadesine geri döndü.
Jongin: Kyung Soo Ya~~~~~
Birkaç kez daha titredi telefonu. Kyungsoo bir kez daha merakına yenik düştü ve bir kez daha sırıtması yüzünde yer aldı.
Jongin: Yarın giderken ne giyeceğine karar verdim. Dudaklı bir tişörtünü buldum, onu giy. 💋💋💋💋
Dayanamayıp telefonuna tekrar baktığında sırıtmaktan çok uzaktı artık. Yüzü şaşkınlık ve korkuyla harmanlanmış bir ifadeye bürünmüşken yutkundu. Aklına dün gece geldi ve yanaklarını ateş bastı.
Bilerek mi yapıyor acaba? Diye düşündü. Halbuki Jongin yaptığının farkında değil gibiydi.
Jongin: Benim dudaklarıma benziyor bu. 😂💋
Kyungsoo elini yakasına götürerek açtı onu. Jongin söylediğinde değilse bile, şu an için hava almaya ihtiyacı vardı.
Jongin:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nasıl? Profesyonel kamerayla çekilmişti.
Kyungsoo telefonu uzak bir yere fırlattı. İyi halt etmişler, diye geçirdi içinden. Bu çocuk ne yaptığını ya çok iyi biliyordu ya da dudaklarından bahsetmek için çok doğru(!) bir zamanı bulmuştu.
Odaklanmaya çalışarak toplantıya kulak verdi. Sürekli nefes egzersizleri yapıyor ve sakin olması gerektiğini içinden tekrarlayıp duruyordu.
Neden bu kadar çok umursamıştı ki bunu? Ya da neden heyecanlanıp duruyordu? Alt tarafı, farkında olunmadan gerçekleşen bir öpücüktü. Neden tekrarlanmasını istiyordu?
Tokat attı kendine Kyungsoo. Çıkan ses tüm başları kendine çevirdiğinde, ne yaptığını o da yeni idrak etmişti. Acıyan yanağını ovuştururken gözlerini kaçırdı. Baktı olmuyor, izin alarak ayrıldı odadan ve kendi odasına doğru adımladı.
İçeri girmemesi gerekiyordu fakat başka çaresi yoktu. Cebindeki anahtarı zoraki çıkardı, zoraki bir halde açtı kapıyı. Neyse ki Jongin arkası dönük bir şekilde yatağının ucuna oturmuş ve dergilerini karıştıryordu.
Ne bekliyordun? diye düşündü. Kendisine azar çekip boğazını temizledi
"Ben yemek yemeğe gidiyorum. Gelecek misin?" dedi. Jongin anında kendisine dönüp kalp kalp olmuş gözlerle ona bakıp yanına koştu, koluna girdi.
"Nereye gidiyoruz? 😍"
"Mutfağa. 🙄"
"Dışarı çıkalım. Menajerinden para koparmıştım, ben ısmarlarım. 😂"
"Doğru ya, menajer hyung nerede?"
"Tatile gönderdim."
"Gönderdin?"
"Soo Man amca yani."
"Neyin kafasını yaşıyorsun, gerçekten merak ediyorum. 😅"
Jongin onu bir dükkana sokup köşede bir masaya oturttu ve ne istediğini sormadan siparişleri vermeye gitti. Gittiği hızda geri gelmişti Jongin. Ellerini ovuşturarak karşısına oturdu ve kocaman sırıttı.
"Bu yemeği gerçekten seveceksin." dedi elleriyle muazzam işareti yaparken. Tabii sonunda parmak uçlarını öpmesi Kyungsoo'nun aleyhine bir hareketti.
"Jongin?" diye seslendi. Jongin ona baktığında ise o gözlerde durmak zor gelmişti. Ellerini masaya koydu, gözlerini de ellerine dikti.
"Dün yanına geldiğimi hatırlıyor musun?"
"Ne zaman?" şaşkınca sordu genç. Kyungsoo ise, Jongin'in gerçekten de hatırlamadığını düşündü ve bu konuyu açtığı için pişman oldu.
"Yurda geldiğimde direk yatmıştım, sen de..."
"Haa.. Hatırlıyorum canım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Temsili Kyungsoo 😂)
"Nasıl hatırlıyorsun? Ne hatırlıyorsun?"
"Sana sarıldığımı işte. Geçen günkü gibi. Her gece öyle yatsak ne güzel olur."
Jongin başını eline yaslayıp hayallere daldığında Kyungsoo'nun aklı bambaşka yerlerdeydi. Ve Jongin'in hayal aleminden çıkıp gözlerini ona dikerek tokat gibi gelen "Sonra seni öptüm." cümlesiyle sandalyeden uçacağını düşündü.
"Bile bile öptün yani." dedi fısıldayarak bağırdığında. "Dudaklarımdan öptün." dedi teyit etmek istercesine.
Keşke istemeseydi çünkü Jongin aynen şöyle demişti:
"DUDAKLARINDAN MI ÖPTÜM?" Elleri yanaklarındaydı gencin büyük bir şok ile.
Ve Kyungsoo, bayılmadan önce koca bir 'siktir' çekti.
