Uyandığında yerdeydi. Sırtında kocaman bir acı inlemesine neden olmuştu. Posterlerin, tamamını kaplayamadığı camdan içeri giren güneş tam gözlerine değiyor ve rahatsız ediyordu.
Ağrıyan boynunu tutarak yattığı yerden doğruldu. Tek gözüyle ortamı kontrol etti ve dükkanda olduğunu anladı. Buna anlam veremezken birden aklına gelenlerle iki gözü de açıldı ve dükkanı tekrar kontrol etti.
Oradaydı. Cidden oradaydı ve koltuğa uzanmış, tek elini yastık yapmış halde uyuyordu.
Do Kyungsoo... EXO'nun Do Kyungsoo'su... Hayran olduğu Do Kyungsoo... Dükkanının her yerini eşyalaryla doldurduğu Do Kyungsoo... Yurduna girip eşyalarını ödünç almış olduğu Do Kyungsoo... Dün gece boynuna bayıldığı Do Kyungsoo...
Jongin aceleyle toparlandı. İlk önce kapıya koşup 'kapalı' yazısını astı. Kapıyı da kilitleyip koltuğun yanına koştu ve uyuyan adama baktı. Şu an yere çöküp saatlerce onu izlemek istiyor olsa da isteğinden daha mühim bir mesele vardı ve hayranlık yapmanın vakti değildi, hiç değildi.
Yalnızca çöktü Kyungsoo'nun yanına. Bir eli ona, onu uyandırmak için uzandığın bir çift göz hızla açılmış ve ona korkunç bir şekilde bakıp hızla dikleşmişti koltuktu.
"Uzak dur benden." dedi Kyungsoo, Jongin korkuyla yeri boylarken. "Uyurken benden faydalanacağını mı sandın. Tek bir şey bile alamazsın!"
"Hayır, hayır, hayır..." Jongin sayıklarken dizleri üzerinde dikilip Kyungsoo'ya yalvarmaya başladı. "Öyle bir niyetim yok, gerçekten."
"Ne demek öyle bir niyetin yok! Bu mu öyle bir niyetinin olmadığı hali?"
Kyungsoo öfkeyle ayağa kalkıp Jongin'in tepesinde dikildi ve elleri dükkanın içini işaret ederek ne demek istediğini gösterdi.
"Hayır! Yani... Şimdi... Şu an... Aslında az önce... Demek istediğim uyurken senden faydalanmayacaktım."
Jongin, ağzından çıkan cümleyle başına bir fiske vurup gözlerini Kyungsoo'dan kaçırdı.
"Seni dava edebilirim." dedi başında dikilen adam. Kaçırdığı gözlerini ona tekrar çevirdiğinde Kyungsoo'nun dükkanını dolaştığını gördü.
"Hem benden aldıkların için hem de dün gece beni dövdüğün için!"
Jongin yerden hızla kalkıp arkası dönük Kyungsoo'ya koştu.
"Ama sen olduğunu bilmi-"
"KAPA ÇENENİ DE ŞU DONUMU GERİ VER!"
*****
Kyungsoo koltuğa oturmuş, dükkan sahibinin ona sunduğu kahveyi, genç kendisinden aldığı tüm eşyaları özenle poşete yerleştirirken keyifle yudumluyordu.
"Adım ne demiştin?" diye sordu.
Dükkan sahibi genç, yüzündeki ağlamaklı ifadeyle ona baktı. Elindeki kupayı istemeyerek kağıda sarışına ara verip konuştu.
"Jongin."
Kyungsoo kaşlarını kaldırıp anladım işareti vererek kahvesinden bir yudum daha aldı. Dudak büzerek iş yapan ve her poşete koyacağı eşyaya hüzünle bakan genci gördükçe sinirleri zıplıyordu. Boynunu esneterek sakin kalmaya çalıştı.
"Neden böyle bir şey yaptın?"
"Efendim?"
"Neden eşyalarımı çaldın?"
"Çalmak değil de..."
"Çaldın?!"
Jongin dudaklarını ısırarak itirazlarını kesti ve bir an için onun yüzüne daldı. Gencin üzgünce ona bakan gözleri yavaş yavaş hayran pırıltılarıyla dolmaya başlamışken Kyungsoo yerinde kıpırdandı ve boğazını temizleyerek Jongin'in kendisine gelmesini sağladı.
Jongin de boğazını temizleyip doldurduğu poşeti bir kenara bıraktı.
"Aslında... Sadece paraya ihtiyacım vardı."
"Ve hayran olduğun kişiyi soyarak para kazanmak sana oldukça makul geldi, öyle mi?"
Kyungsoo sesini git gide yükselttiğini ve her yükselişte koltuktan havalandığını, tamamen kalktığında adımlayarak gence yaklaştığını tam olarak onun dibine girince fark etti. Jongin'in yumruklarını sıkarak yüzüne siper almış olduğunu ve sıkıştığı duvarda kendisinden kaçmayı umduğunu gördüğünde sinirle açılıp kapanan burun deliklerini ondan uzaklaştırıp kollarını önünde bağlayarak karşısında dikildi. Gerçi bu durumdan pek hoşlanmamıştı. Jongin ondan hayli uzundu ve bu şekilde hesap soruyor olmak sinir bozucuydu.
"Sana diyorum çocuk!"
"Soymak olarak düşünmemiştim hiç. Sadece senden birer parçaları olsun isteyen hayranlara yardım ediyorum işte."
"BAK YA!"
Bağırışıyla Jongin duvardan kayarak yere çöktü. Koskoca genç, iki büklüm olmuş kendisinden korkuyordu iyi mi? Korkmalıydı zaten.
"ALIP BENİ SATSAYDIN! KOLUMU BACAĞIMI...!"
"Özür dilerim." dedi Jongin elleri başı üzerinde birleşmiş yalvarırken. "Özür dilerim, özür dilerim."
"Topladın mı her şeyi?" diye sordu Kyungsoo, onun yalvarışlarına aldırmadan.
Jongin ellerini indirip karnı üzerinde bağlarken usulca başını salladı.
"İyi. Kalk, gidiyoruz o zaman."
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D.O. Bank || KaiSoo
Fanfic"Daha geçen gün donu kaybolmuştu." Ağzındaki tüm yemeği sonuna kadar gösteren bir gülüş sergileyen Chanyeol, bu durumdan büyük bir zevk alıyor olmalıydı. "Telefon kabı da kayboldu." "Dudak koruyucusu." "Tişörtleri." "Kupası." "Ceketi." "Çoraplarını...