D.O. Bank -9

2.7K 284 52
                                    

Jongin: Merhaba~

Selam~

Hu hu~~

Kyungsoo-shi?

"Sen de kimsin?"

Yanına gelenin sorusuyla başını telefondan kaldıran Jongin, adama baktı.

"Jongin."

"Peki Jongin, neden buradasın?"

"Onlarla geldim."

Jongin parmağıyla çekim için hazırlanan EXO üyelerini gösterdiğinde yanındaki adam onu süzmüş, şüpheyle incelemiş ve arka taraftan çağrılmasıyla Jongin'den uzaklaşmıştı.

"Jongin?"

Kyungsoo'nun sesini işitti. Gözleri ona döndü ve uslu uslu baktı kendisine sinirle yaklaşan diğerine.

"Efendim?"

"Telefon numaramı nerden buldun?"

"Sen verdin ya."

Kyungsoo ona kaşlarını çatarak baktı. Jongin ıslık çalma bahanesiyle gözlerini ondan kaçırırken göz göze geldiği üye Baekhyun'la yüzünde gülücükler açmış ve onun el sallamasına karşılık vermişti. Ardından 'her şey tamam' diyen yumruklarıyla selamlamasını bitirdi. Gözleri onu inceleyen Kyungsoo'yla buluştuğunda onun orada olduğunu unuttuğunu hatırladı. Nasıl unuturdu? Daha iki saniye önce konuşmuştu onunla.

Neden burada olduğunu unutma. Unutma Jongin, unutma.

İçinden söylenmelerini bitirip Kyungsoo'ya kocaman gülümsediğinde kendisinden kısa olan adam öfke kontrolü eşliğinde soludu.

"Gitmeni bir kez daha rica ediyorum."

"Olmaz."

"Burada işin yok."

"Evet var. Olmadığını nereden biliyorsun?"

"Söyle de bileyim o zaman, ne işiymiş bu?"

Jongin'in elleri başına çıktı ve saçlarını kaşıdı. Gözlerini Kyungsoo'dan bir kez daha kaçırdı. Olduğu yerde birkaç defa dönerek tuhaf bakışları üzerine çekti.

"Jongin, ne yapıyorsun?" diye sordu ve kollarından tutarak durmasını sağladı Kyungsoo. Burada olması bile dikkat çekmesine neden olan genç, bir de tuhaf hareketleriyle iyice göze batıyordu.

"Söylememem lazım. Yoksa ne anlamı kalır ki?"

"Tamam, söyleme ama git."

Bu işten hoşlanmadığını, yüzünün her mimiği ile belli eden Kyungsoo karşısında Jongin, durulduğunu hissetti. Merakına bile son vermiş ve neden burada olduğunu sorgulamayı bırakmıştı. Onu cidden rahatsız ediyor olmalıydı. Bunu görmek, anlamak Jongin için uzun sürse de farkına varışı üzülmesine neden oldu. İçindeki o kuruntu bir kez daha dürttü onu. Son kez gitmesini söyleyerek yanından ayrılan adamın arkasından düşük omuzlarıyla baktı.

*****

"Yaşın kaç senin?" telefonuyla meşgulken yanına gelen, ona kim olduğunu soran adam kamera karşısındaydı şimdi ve bu seferde yaşını dert edinmiş olmalıydı. Jongin de umarsız bir şekilde kameranın yanına gelip pozları için hazırlanan Kyungsoo'yu seyre almıştı.

"22." dedi.

Jongin bunu oldukça sakin bir şekilde karşılarken, birileri buna oldukça şaşırmış olmalı ki anında bağırıverdi.

"22 mi? Nasıl 22 yaşındasın sen?"

Chanyeol'dü. Şaşkınlığı ve inanamayışıyla hiddetle kalkmış, ondan bu hareketin beklenmediğini fısıldayan gözleri üzerine çekmişti.

"Neden olamıyormuşum?" dedi bir bacağına yüklenirken Jongin.

"Senin yaptığını ancak çocuklar yapar da ondan."

Jongin bu söz karşısında mağduriyetle yutkundu. Başı öne eğildi, yukarı kalkıp stüdyoyu inceledi. Ona bakan gözlerden olabildiğince kaçtı.

"Chanyeol!" demişti uyarıcı bir ses. Kyungsoo'ydu. Arkadaşına 'sus' dercesine bakıyordu. Chanyeol de ne demek istendiğini anlayarak yerine oturdu çok geçmeden. Bunları konuşmanın yeri ve zamanı değildi.

"Daha önce modellik falan yaptın mı?" diye sordu etrafını pek de umursamayan kamera başındaki adam. Jongin yan gözle ona bakıp böyle bir sorunun neden sorulduğunu adamın yüzünde tartarken omuz silkti. Sorulmuştu işte.

"Hayır."

"İyi bir yüzün ve iyi bir vücudun var." dedi adam. Jongin'in gözleri gelen iltifatlarla büyürken sonrasında içinde oluşan gururla göğsü kabardı ve çapkın bir gülüş vererek saçlarını arkaya attı. Atmaya çalıştı daha doğrusu. Bandana takıyordu ve rastaları vardı. Farkına varışıyla bozulmuş olsa da belli etmemeye çalıştı.

Yanlarına gelen ve fısıldayarak bir şeyler anlatan kızla adamın tüm dikkati Jongin'den uzaklaştı. Kabuk değiştirerek tamamen işine odaklanan bir adam çıktı ortaya ve kamera karşısında poz veren üyelerle tüm bilgisiyle ilgilendi. Demek o mükemmel fotoğrafların sebebi sensin, diye geçirdi içinden bilgince işini yapan adama yan gözle bakarak.

"Kyungsoo... Lütfen kamera karşısına."

Sonunda Kyungsoo geliyordu. Kamera karşısına geçtiğinde orada dikilmekte olan Jongin'e bir kez bakmamıştı. Jongin birazcık hüzünlense de amacını gerçekleştirmek için moralini yüksek tutmaya programladı kendini.

"Fighting Kyungsoo!" diye bağırdı heyecanla.

Kyungsoo utanırcasına ondan kaçırırken gözlerini Jongin umursamadı.

"Voaah..! Çok yakışıklı!"

Jongin yine bağırdı ve bu, poz verirken karakter değiştiren Kyungsoo'daki güzelliği, Jongin fark edene kadar devam etti. Nihayetinde, onun etrafından uzaklaşmış bir şekilde kamera ile bütünleşmesine hayranca baktı genç. Yalandan hayranlıklarına bir son verdi. Suskunlaştı. İçindeki kuruntu dürtülerini artırdı. Canını acıttı. Hayrandı bu adama önceden. Seviyordu. Gülümsemesini sağlıyordu bu adam. Onu mutlu ediyordu. Dertli hayatında gülümsemesine neden olan tek adamdı.

"Hey, kendine gel, niye buradasın hala?"

En son kamera arkasında gördüğü adam şimdi karşısındaydı. El sallıyordu.

"Neden el sallıyorsun bana?" diye sordu dalgınlığından çıkarak.

"Dalmışsın çünkü. Bir tek sen kaldın, evine git istersen."

Jongin o an idrak etti. Stüdyo boştu. Işıklar sönmüştü.

"İyi akşamlar sana." dedi adam. O da gitti ve Jongin orada, karanlıkta yalnız kaldı.



D.O. Bank || KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin