1

1.9K 124 46
                                    


"Ve sonra Şeytan, kendini bildiği bileli tanıdığı tek arkadaşına (düşmanına), Melek'e aşık oldu. Birbirinden tamamen farklı yollarda yürümüş bu ikilinin aşkı gerçekten imkansız mıydı?

Sonuçta bu zamana kadar Şeytan tek arkadaşını kaç kere incitmiş, aralarına milyonlarca duvar örmüştü. Ona yaklaşması iyi miydi, yoksa kötü mü?

Hoş kendisi o kadar temiz bir canlının başına gelebilecek en kötü şeydi. Kendisi kötü biriydi. Bunu biliyordu. Acaba o saf iyiliği kirletir miydi ki?

Unutmak istedi. Arkadaş olarak 'İyiyiz.' dedi.

Başaramadı.

O duvarları yıkmak istedi. Evet yıklamlıydı.
Elindeki bütün kuvvetle diktiği milyonlarca duvarı çıplak elleriyle yıktı. Elleri parçalansa da, kanasa da umursamadı, durmadı. Son duvara geldiğinde gücü tükenmek üzereydi.
Duvara vurdu. Ama duvarda sadece çatlak oluştu.

O çatlaklardan sızan azıcık ışık, karanlık dünyasını aydınlattı. Kendisinden vazgeçmek adına da olsa o duvara vurdu.

Duvarı kırdı. Gözleri karşısındaki saf ışık yüzünden görmez oldu. Bekledi. Gözlerinin alışması için ne kadar zaman geçerse geçsin bekledi.

Alıştığındaysa O karşısında duruyordu. Elini uzatmış ona gülümsüyordu. Nazik bir sesle "Seni bekliyordum." dedi.

"Ama ben kötü biriyim." diye cevap verdi Şeytan.

Melek kafasını salladı. "Farklı yollarda olsak bile kalbim her zaman senin olduğun yolda atmak istedi."

Şeytan Melek'in elini tuttu. Karanlık ve aydınlık birbirine karıştı. Şeytan ve Melek birlikte gökyüzüne yükseldi. Sonsuza kadar birbirlerinden ayrılmamak üzere geceyi aydınlatan yıldızlara dönüştüler.
Ve bundan sonra insanlar içlerinde iyiyi ve kötüyü yaşamaya başladı."

Baekhyun elindeki en sevdiği kitabı bırakmış, tekrardan bu imkansız aşkın gerçeğe dönüşmesiyle gözleri dolmuştu. En sevdiği hikayeydi bu Baekhyun'un. İmkansız, tatlı ve masum bir hikaye.

Baekhyun'un yaşadığı dünya da böyleydi. İnsanlar melekler ve şeytanlar olarak ayrılıyordu. Doğuştan içinde iyilik olan insanlar melek olarak anılırken, şansız ve ellerinde olmadan içlerindeki kötülükle doğmuş insanlar ise şeytan olarak anılıyordu.

Birbirilerinden bir farkları yoktu aslında Baekhyun'a göre. Herkes insandı sonuçta. Tek fark şeytanlar karanlıkta saklanıyordu. Melekler ise aydınlıkta. Güçleri ışık ve karanlıktan geliyordu.

Tabiki de kısıtlama vardı ama bir bakıma karanlık ve aydınlık ne isterlerse gerçekleştiriyordu onlar için. Bu nedenle hükümet öldürme, çalma gibi kötü şeyleri yasaklamıştı. Bu da şeytanların az da olsa sinirlenmesine sebep olmuştu.

Onlar da bu kötülükle yaşamak istemiyordu. Hatta içlerinden bazıları kendilerini bastırmanın yolunu bulmuştu. Nadir de olsa bir melek ve bir şeytan anlaştığı müddetçe birlikte olmalarına izin bile vardı. Ama genelde insanlar kendileri gibi birini tercih ediyordu.

Baekhyun da bir melek ailesinden geliyordu. İçi iyilik dolu tatlı bir çocuktu. Şu sıralar 23 yaşındaydı ve ailesinden ayrılıp arkadaşları ile başka bir şehirde eve çıkmıştı.

Hayatı güzel gidiyordu. Üniversiteye devam ediyordu ve arkadaşları ile güzel zamanlar geçiriyordu. Ama Baekhyun hep içinde bir sıkıntı ile geziyordu. Bunu ilk defa 6 yaşında hissetmişti. Bir gece annesi Baekhyun'un bunca zaman olduğu hikayeyi ilk defa okumuştu.

Baekhyun o zaman bu hikayeye aşık olmuştu. İçinden 'Ne kadar da güzel' diye geçirmişti. Annesi yanaklarından öpüp ışığı kapattığında bu his de başlamıştı. Hikaye ile gelen bir histi bu. Ne olduğunu tam kestiremiyordu.

İzlenmek miydi yoksa kötü şeylerin olacağına dair bir işaret miydi başta bilmiyordu ama sonra emin oldu. Karanlık onu izliyordu. Yada karanlıkta saklanan birileri izliyordu.

Bilmiyordu.

Ama sonuçta bunca zaman o karanlıktan ona bir zarar gelmemişti. Sadece son zamanlarda artık karanlık ona bir silüet gibi geliyordu. Sanki onunla birlikte büyümüş, derinlerde saklı bir gizemdi. Baekhyun hep merak etti ama hiç araştırmaya da kalkmamıştı. Belki hala da araştırmayacaktı. Çünkü bir bakıma bu karanlık ona güven de veriyordu.

Bunca zaman şeytanlardan bir kötülük görmemişti. Evet şeytanlar genelde meleklere çok bulaşırdı. Arkadaşları bunu hep yaşamıştı. Ama Baekhyun hiç böyle bir şey yaşamamıştı.

Belki de o karanlık onu koruyordu?

Hep bu şekilde düşünmüştü. Belki de bu karanlık bir gün onun hayatını tamamen değiştirecekti? Bilmiyordu Baekhyun ama sonuçta yaşayıp öğrenmek onun seçeceği ilk seçenekti.

Evet hep hayatında bir macera isterdi Baekhyun ve bir gün bu maceranın kendisine geleceğini biliyordu. Nasıl bir sonla karşılaşırdı bilmiyordu ama sonuçta içinden bir ses her şeyin güzel olacağını söylüyordu.

Sonuçta yeni okul dönemi başlamıştı. Baekhyun ev arkadaşları Chen, Kyungsoo, Jongin ve Minseok ile aynı bölümde okuyordu. O nedenle genelde birlikte gidip geliyorlardı. Ayrıca grup projeleri ve benzeri şeylerde birlikte yaşamaları da çok ile yarıyordu.

Yeni dönemin başlaması ile söylentilerin okulu doldurması çok kısa sürmüştü. Okula yeni birinin geldiğine dair söylentiler vardı. Son senede bu biraz saçma gözükmüştü herkese. Okul karmaydı ve gelen kişi de bir şeytandı.
Baekhyun bu gelen şeytanın hayatını değiştireceğini henüz bilmiyordu.

*・゜゚・*:.。..。.:*・'(*゚▽゚*)'・*:.。. .。.:*・゜゚・*

Of yeni hikayem ve anlatamayacağım kadar heyecanlıyım.
Umarım bu hikayemi de beğenirsiniz ve takip edersiniz.
Okuduğunuz için teşekkür ederim o(^-^)o

Heaven ☆ ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin