Chanyeol o gün eve geldiğinde direk kendisini yatağa atmış, Baekhyun'u düşünürken bulmuştu. Onunla tanışalı birkaç ay olmuştu ama onu aslında küçüklüğünden beri tanıyordu. Genelde onu hep uzaktan izlemişti. Tabi bunların hepsi yaşadığı olaydan sonra olmuştu.
Aklını Baekhyun'dan ve onun muhteşem sesinden alamıyordu. Onun sesi yüzünden sahnede tıkanıp kalmıştı. Sanki büyülenmişti ve ağzından o muhteşem sesi bozacak hiçbir tını çıkarmak istememişti.
Neden böyle olduğunu anlamıyordu. Chanyeol meleklerden nefret ediyordu ve etmeliydi de. O unutamadığı zaman odasında tek başına karanlıkla yüzleşirken tekrar aklına gelmişti. Her ne kadar kulaklarındaki Baekhyun'un sesi o zamanları bastırmaya çalışsa da hayatını değiştiren bu olayı asla unutamıyordu.
Bu onun için çok zordu. Çok şey feda etmişti. Bunlardan biri de beyazlar içindeki hayatıydı. Ama kim o yaşta yaşadığı şeyi kaldırabilecek cesarete sahip olurdu ki? Chanyeol hiçbir zaman verdiği karardan pişman olmamıştı. Ama şimdi ise duyguları değişmek istiyordu.
Bundan yaklaşık on iki sene önce, melek bir çocuk vardı. Bir anneye ve bir babaya sahip olan bu melek çocuğun hayatı herkesin imreneceği türden bir hayattı. Mutluydu, sağlıklıydı ve hayatında istediği herkese sahipti.
Işık bu küçüğün hayatı olmuştu. Melek olmaktan çok mutluydu ve sürekli ışıklarıyla oynamayı çok seviyordu. Hatta ailesinin öğretmediği güçleri bile bu nedenle kendi keşfediyordu. Yaralandığında kendisini iyileştirebiliyordu, ışığıyla eşyaları kıpırdatabiliyordu ve daha bir çok şey yapabiliyordu.
Karanlıktan bu nedenle hiç korkmuyordu. Hatta en sevdiği hikayesi hep yanıbaşındaydı. Bir melek ve bir şeytanın aşkı.
Geceleri o kitabı eline alır ve bir gün herkesin birbirini böyle sevmesini dilerdi. Az çok insanların birbirini anlamasını isterdi. Onun en iyi arkadaşı da onun gibiydi. Bu nedenle çok iyi anlaşıyorlardı.
Günlerinin çoğunu birlikte geçiriyorlardı. Oyunlar oynuyorlar, yeni şeyler keşfediyorlardı.
Melek mutluydu. Hiç olmadığı kadar mutluydu ve her zaman iyiliğin gücüne inanıyordu. Gücüyle herkesi koruyabileceğine inanıyordu ve büyüdüğünde en sevdiği arkadaşıyla insanlara hep yardım edeceklerdi.
Bunun için söz vermişlerdi.
Ama bu durumları çok uzun sürmemişti. Meleğin kalbini yaralayacak o olay olduğunda her şey değişmişti.
Her zaman yaptıkları gibi iki arkadaş bulmuş oyun oynuyordu. Son zamanlarda arkadaşı pek iyi görünmüyordu ve bu meleği endişelendiriyordu. En sonunda dayanamadı ve sordu.
"Neyin var?"
Arkadaşı acıyla suratına baktı ama bir şey söyleyemedi. Bir süre sessiz kaldı.
"Sana söyleyemem." dediğinde melek şaşırdı.
"Ben senin en yakın arkadaşınım nasıl söyleyemezsin." diye bağırmıştı. Bu kalbini kırmıştı. Eğer bir sıkıntısı varsa ona yardım etmek istiyordu. O da melekti ve bu yardım hissini en iyi o anlardı. Ama arkadaşı başını salladı.
"Git. Bir an önce gitmelisin!" dedi.
Melek ne olduğunu anlayamadı ama bir yere de gitmedi. Arkadaşı onu ne kadar uzaklaştırmak istese de başaramadı. Sonunda melekten kaçtı. Melekse onu takip etti.
Koşarak evine geldiğinde melek hala onun peşindeydi. Ama buraya gelmeleri bir hata olmuştu. Arkadaşının babası hep iyi bir melek değildi. Kafayı çok çabuk bulurdu ve melek denmek için bin şahit gerekirdi. O gün her zamanki kötü günlerinden biriydi ve bu sonunda çocuklara patlamıştı.
Melekten nefret ediyordu baba. Onunla çocuğunun arkadaş olmasını hiç istemiyordu ve sonuçta evine koşarak gelen meleği görünce gözü dönmüştü.
Kendisini kaybeden meleklerde bu olurdu. Etrafta boş gezen şeytanların auralarına kapılırlardı. Ama bunu yapmak bir melek için günahtan beterdi.
Meleğe saldırdı.
Arkadaşı ise babasını durdurmak için küçük cüssesiyle elinden geleni yapıyordu ama başaramıyordu.
En sonunda baba sinirlendi ve meleği bırakıp kendi oğluna saldırdı. Bir meleğin asla yapmaması gereken bir diğer şeyi yaptı.
Işığını başka bir meleğe doğrulttu, kendi oğluna.
Arkadaşını kurtarmak için atılan melek, arkadaşının ışığı yemesine mani olmadı. Oradan uzaklaştıklarında kollarındaki küçük meleğe baktı.
Ağlamaya başladı. Kan kusan arkadaşına baktı. Bir melek bunu nasıl yapabilirdi? İnanamadı. O an melek olduğuna pişman oldu. Sonuçta kollarında can veren arkadaşını kurtarmak için hiçbir şey yapamamıştı.
Arkadaşı onunla birlikte meleklere olan güvenini de aldı. Gördüğü sahne dünyada asla saf iyiliğin olmadığının kanıtıydı. İnsanları bu elindeki güçle kurtaramazdı. Daha da güçlenmeliydi. Bir yolunu bulmalıydı. Bütün meleklerden intikam almalıydı.
Aslında o an bütün bunları düşünmesinin sebebi zihni zayıfladığı anda onu ele geçirmek için bekleyen şeytanların işiydi. Onun içindeki alevi görmüşlerdi ve istedikleri de tam olarak oydu.
Melek arkadaşını yere bıraktı ve gökyüzüne baktı. O anda ise içindeki gücün tamamen değiştiğini hissetti.
"Her şeyi geride bırakmaya razı mısın?" diye sordu bir ses.
Melek tam bir kesinlikle "Evet!" dedi.
O an melek şeytan oldu. Gökyüzünde Lucifer'i gördü. İçini tamamen karanlıkla kapladı.
Ailesini, ışığını her şeyi geri bıraktı ve tamamen bir kin ve nefretle tamamen yeniden doğdu. Tabi içinde hala az da olsa ışığın ve umudun olduğunu bilmeden...
Chanyeol aklına gelenleri geri gönderdi. Bütün hikayeyi tekrar hatırlamış ve meleklere olan nefreti tekrardan canlanmıştı.
"Bir melek istisna olamaz!" diye geçirdi içinden. Evet bir melek onu değiştiremezdi. Buna izin vermemeliydi.
Şeytan olduğu andan itibaren onu yanına alan şeytan ailesi, Chanyeol'a sadece bir görev vermişti. Daha doğduğu andan mühürlenen bir melek bebeğe bakıcılık yapmak.
Chanyeol şeytan olduğu andan itibaren sürekli Baekhyun'u gölgelerden izlemişti. İçinden hep bir ses o farklı dese de onu susturmuş ve görevini yerine getirmek için ber şeyi yapmıştı. Şimdi tek bir şey kalmıştı.
Baekhyun'u kendisine aşık etmek ve ona tamamen güvenmesini sağlamak.
Daha sonra ise hayalleri gerçekleşecekti. Bütün melekleri yok edeceği o hayaline az kalmıştı. Bunu tehlikeye atamazdı. Az kalmıştı. Baekhyun'u elde etmesine az kalmıştı.
Ama o esnada Chanyeol bilmiyordu ki kendisi aslında Baekhyun'un saf kalbine düşmüştü.
(●'ω`●)
Of sonunda Chanyeol'un geçmişini de öğrendik. Bazen en güçlü görünen insanlar, aslında en kırgın ve güçsüz olan insanlardır. Chanyeol da bunlardan biri.
Ama belki ileride birileri tarafından hayatı tamamen değişir. En azından öyle umuyorum yazarken bunu düşünmek lazım tabi 😂
Okuduğunuz için teşekkür ederiim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven ☆ Chanbaek
Fanfiction[Tamamlandı] "Ve sonra Şeytan, kendini bildiği bileli tanıdığı tek arkadaşına (düşmanına), Melek'e aşık oldu."