Anlaşılan wattpad yine bozuldu çünkü kimisi bölümü görürken kimisi göremiyordu. O nedenle tekrardan paylaşıyorum. Umarım düzelmiştir. ☺️
Bir kez daha paylaşmak zorunda kaldım. 😔 artık düzeleceğini umuyorum.
"Üzgünüm Baekhyun!" Hala özür diliyordu ve bu beni sadece dellendiriyordu. Yakasındaki yumruklarımı daha da sıktım ve ona iyice yapıştım. "Lanet olsun Chanyeol benden özür dileme! Gerçekleri söyle!" dediğimde onu ittim ve tekrar hızlıca ona yaklaşarak bir bir yumruk attım.
Tökezledi ve arkasında bulunan kocaman taşa çarpmıştı. Hala bir ses dahi çıkarmadan sessiz kalmayı tercih ediyordu. Yumruğumu sıktım ve sakinliğimi korumaya çalıştım. "Neden buraya geldik?" diye sorduğumda kafasını kaldırdı ve yüzüme baktı.
"Pantolonundaki o şey ne?" diye sorduğumdaysa bakışları şaşkınlaşmıştı.
"Nereden fark ettin?" diye sorduğunda güldüm. "Buraya gelirken hissettim." dediğimde eli pantolonunun arkasında sakladığı hançere gitti.
Elinde ayın ışığı ile parlayan hançere bakıyordum. Muhtemelen yeni bir görev vermişlerdi ve bu görev bariz bir şekilde belliydi. "Yixing.. o sana anlattı değil mi? Neden burada olduğunu?" Kafamı onaylarcasına salladım.
"Bir meleğin kanını akıtmak için yapılan özel hançerler vardır. Bunlar meleklerin güçlerini kanları ile birlikte vücuttan uzaklaştırır." Anlatırken hançeri kınından çıkarmış süzüyordu.
"Bu görevi de sana mı verdiler? Hıh" küçük bir gülme tutmuştu bu durum karşısında. Olan olaylar o kadar üstüme geliyordu ki delirmiş gibi gülmeye başlamıştım. Hatta bu davranışımdan Chanyeol bile korkmuştu.
Hızla bana yaklaştı ve ben gülerken bileğimden tuttu. "Baekhyun kendine gel!"
Elimi çekip ondan kurtulmaya çalışıyordum. O sırada ise hala tuhaf tuhaf sesler çıkarıyordum. Gülüyor muydum ağlıyor muydum belli değildi.En sonunda kolumu hızlıca çektim ve ondan kurtuldum. Arkamı döndüğüm gibi gideceğim esnada Chanyeol tekrar beni kolumdan tutmuş ve durdurmuştu. Bu tutuşu farklıydı. Gitmemi istemeyen bir tutuştu. Bu tutuşla gülmem de durmuştu.
"Yapacak mısın?" diye sordum ona arkam dönükken. Bir ses çıkmadı.
"Sana diyorum Chanyeol! Bunu gerçekten yapacak mısın?" Yine ses çıkmadı ama bu sefer beni hızlıca kendisine çekti. Ama tam o esnada dengemin bozulması ile yere düştüm. Chanyeol da üzerime düşmüştü.
Kafamı çarpmamın verdiği hafif acıyla inlerken Chanyeol üzerimden doğruldu ve karnıma oturdu. Bir elinde hançerle bana bakıyordu. Eli titriyordu ama sanki bunu gizlemeye çalışıyordu.
"Her şey farklı olabilirdi Chanyeol. Bana güvenip söyleyebilirdin. Beni sevdiğin için bu kadar acı çek..."
"Sus Baekhyun!" Sözümü kestiğinde anlık olarak kalmıştım. Ama bu beni durduramazdı.
"Beni sevdiğin için bu kadar acı çekmezdin Chanyeol. Saklayamazsın benden. Hissediyorum anlıyor musun?" Sinirlendi ve elindeki hançeri kaldırıp gözlerime baktı. Tam boynumun hizasında tutuyordu.
"Baekhyun sus yoksa seni öldürürüm!" diye bağırdığında ne cevap vermemi beklerdiniz. 'Lütfen beni öldürme?' 'Yapma lütfen canımı bağışla?' Bunların hiçbirini söylememiştim. Ona verdiğim cevaba kendim bile inanamamıştım.
O an sadece karşımdaki görüntüye bakmıştım. Güzel gecede bana gözlerini dikmiş adama bakmıştım. Saçlarına, kulaklarına ve dudaklarına bakmıştım. Bunca zaman içimden söylediğim şeyi dile getirmiştim sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven ☆ Chanbaek
Fanfiction[Tamamlandı] "Ve sonra Şeytan, kendini bildiği bileli tanıdığı tek arkadaşına (düşmanına), Melek'e aşık oldu."