Sonuç olarak Chanyeol o gece bizde kalmıştı. Ertesi gün okul olmaması bir bakıma şansımızaydı. Zaten onun durumu kötüleşebilirdi tekrardan. Ayrıca ben de kanepede uyuduğumdan güne uykusuz bir şekilde başlamıştım.
Herkesten önce kalkıp odama gittim. Kapıyı sessiz bir şekilde açıp içeri girdim ve yatağa ilerledim. Chanyeol hafif mırıltılar ile hala uyuyordu. Elimi alnına koydum ve ateşi olup olmadığına baktım.
Ateşi kalmamıştı ve bu beni mutlu etmişti.
Yavaşça elimi çekip dışarı çıktım ve mutfağa ilerledim. Mutfakta uykulu gözlerle bana bakan Minseok'u gördüm. Saçları karışmıştı ve çok komik görünüyordu. "Baaaekkhnnn" esnerken konuşmaya çalışmamasını kaç kere söylemiştim ona ama beni dinlemiyordu. "Bu saatte napıyorsun?" diye sordum.
"Su içtim. Şimdi de güzel uykuma döneceğim." dedi ve hafif uykulu bir şekilde yanımdan geçip odasına gitti. Bende o esnada tezgaha yaklaştım ve uyuyamayacağımı bildiğimden kendime yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım.
Yarım saatin ardından sonunda kendime güzel bir omlet yapmış, masayı kurmuş çayımı da bardağa doldurmuştum. Buzdolabından salatalık almak için eğildim esnada arkamda bir ürperti hissetmiştim.
Elimden hafif bir ışık çıkarıp aniden arkamı döndüm ama hiçbir şey göremedim. Ama nedense içimdeki o ürperti geçmiyordu.
Acaba çok mu güçlerimizi bastırdık diye düşünmüştüm. Bir şekilde belki de bir şekilde çok savunmasız kaldığımızdan böyle hissetmiştim ama sonra o his yok olmuştu. Ben de oturup yemeğimi yemeye başladım.
Birkaç dakika sonra Chanyeol mutfak kapısında belirmiş bana bakıyordu. Ona döndüm ve baktım. Uyumaktan gözleri şişmişti ve daha iyi görünüyordu. "Erkencisin?" diye sorduğumda karşıma geçti ve sandalyeye oturdu.
"Dünden beri uyuduğum düşünülürse erkenci değilim pek de." dedi ve güldü. Onunla birlikte ben de güldüm.
"Daha fazla size zarar vermeden gitsem iyi olacak. Daha fazla gücünüzü bastırmanız sizin için iyi olmaz." yüzü ciddileşmişti.
Ona az önce hissettiğimi söylemeli miydim? Her ne kadar ona güvensem de bilemiyordum. "Chanyeol aslında şey.." sonuçta küçük bir tereddüt ardından devam ettim.
"Az önce bir şey hissettim. Sanki arkamda duruyordu ama sonra kayboldu."
Kaşlarını çatmış dirseklerini masaya koyup çenesini ellerinin üstüne koydu. Ardındansa gözlerini kapadı.
Ortamın hafif karardığını hissettim ama ardından Chanyeol'un gözlerini açması ile tekrar eski haline dönmüştü.
"Senin hissettiğini ben de hissettim. Buradan biri geçmiş ama şu an burada değil. Gitmiş." Yani gerçekten de doğruydu. Evde birini hissetmiştim.
Peki neden gelmişti? Yine benim yüzümden miydi?"Muhtemelen ben uyanınca gitti." dedi daha sonra. Bu olay giderek korkunçlaşmaya başlamıştı ve arkadaşlarıma zarar gelmesinden çok korkuyorum.
"Chanyeol üzgünüm be.."
"Daha fazla bastırma. Ben gittikten sonra burası güvenli olmaz." dediğinde içimdeki gücü serbest bıraktım. Ona zarar vermesini engellemeye çalışıyordum. Doğradığım salatalıklardan birkaç tane ağzına atıp ayağa kalktı.
"Her şey için teşekkür ederim Baekhyun." dediğinde kapıya yöneldi.
"Chanyeol dur ben bırakıyım seni. Bu şekilde gitme." Aniden durunca ona çarpmıştım. Geri döndü ve ben de kafamı kaldırdım. Çok yakın duruyordu ve bu aniden yaşadım kalbimdeki pam pamları geri getiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven ☆ Chanbaek
Fanfiction[Tamamlandı] "Ve sonra Şeytan, kendini bildiği bileli tanıdığı tek arkadaşına (düşmanına), Melek'e aşık oldu."