Aradan tam 1 ay geçmişti.
Ne chanyeol ne de ben jongin hakkında konuşmuştuk. Konuşmaya gerek duymuyorduk. Annemler çinden geldikleri için bazen evde sıkılıp onlar gidiyordum. Soo ile ilgili hiç bir bilgimiz yoktu. Annem öğrendiğinde çıldırmıştı.
Sabah chanyeol'ün işe gitmesiyle bende eve giriştim. Chanhyun bahçede kum havuzundaydı.
Ona özel basketbol sahası yaptıracaktık. Baba oğul oynamaya bayılıyorlardı. Mutfağı topladıktan sonra chanhyun'un acıkma ihtimaline karşı muz ve çilek püresi hazırladı. İki karışıma bayılıyordu.
E tabi babası gibi meyveli yoğurt yemeyi ihmal etmiyordu.
"Anne ben acıktım" ağlamıştı benim miniğim.
"Ne oldu niye ağladın" göz yaşlarını sildim.
"Sen beni duymadın ve koyktum"
"Özür dilerim chanhyun" kucağıma alıp püreyi yedirdim.
"Aşkım doydun mu?"
"Evet anne hemde çok fazya!" eliyle karnını ovdu.
Yanağına öpücük bırakıp yoladım.
Kapı çaldığında en başta şaşırsamda gidip açtım.
Xiumin... ne işi bardı burada???
"Xiumin!" birbidimize sarıldık.
"Baekhyun! Tanrım nasıl değişmişsin sen!"
"Sende öyle hayatım gel içeri"
"Ahh bekle" arabasına gidip birini indirdi. Minik bir çocuktu bu. Ne yani oğlu mu vardı???
"Xiumin senin oğlun mu o?"
"Evet tatlım. Gel hadi dae seni kiminle tanıştıracağım"
"Anne bu abi kim?"
"Bebeğim o benim arkadaşım"
Gerçekten evlenmişmiydi. Ne ara! Bana haber vermemisti. Ona soracaktım bunu!
Birlikte içeri geçtik. Mutfağa kahve koyup geldim. Chanhyun ve dae hemn anlaşmıştı.
"Xiumin sen evlendin mi?"
"Geçen yaz evlendim. Ve seni de görüyorum. Kiminle evblendin sen? Tanıyor muyum?"
"Yok tanımazsın sen. Bizimki ortaklık ile ilgili oldu ve aşık olduk"
"Oooo demek ortaklık ha!"
"Evet! Ya sen kiminle evlendin. Sakın bana suho ile evlendim deme!"
"Yok chen ile evlendim. Suho beni terk etti bakhyun. O zamanlar chen benim yanımdaydı. Sonradan birbirimizi sevdik ve evlendik işte"
"Ohaa gerçekten mi! Chen senden nefret etmiyormuydu ya!"
"Baek öyle bir şey yokmuş. Suho chen'in beni sevdiğini öğrenmiş ve chen'i tehtid etmiş. Yoksa chen bana mecburiyetten öyleymiş"
"Chen bana anlatmamak neymiş görecek. Görüşeceğiz chen-ssi"
"Ee soo nerde? Hiç arayıp sorduğu yok. Sende öylesin ama neyse" işte o an midem bulanmaya başlamıştı. Soo'nun yaptıklarından sonra ahh...
"Galiba herşeyi baştan anlatmalıyım sana" her şeyi tek tek anlattım. O da şok olmuşfu...
"Neler diyorsun sen!?"
"Her şey böyle oldu xiumin"
"İnanamıyorum baekhyun. Soobunu nasıl yapar!"
"Benimde aklım almıyor xiumin. Haber alamıyoruz ondan"
"Belki de öyle mutludur bırak. Zamanla anlar hatasını"
"Aynen öyle"
Kapïnın açılma seslerini duyduğumda saate baktım chanyeol neden erken gelmişti ki???
"Geliyorum"
Kapıya gittiğimde chanyeol ayakkabılarını çıkartıyordu.
Yanına gidip öpücük bıraktım.
"Hoşgeldin sevgilim neden erken geldin?"
"İşim yoktu geldim işte inceleme! Birisi mi var?"
"Ahh evet arkadaşım geldi. Üzerini çıkarda gel."
Chanyeol yukarı çıktıktan sonra bende salona geçtim. Xiumin montunu giyiyordu.
"Nereye?"
"Chen aradı eve gelmiş. Yemek yok evde"
"Ahh peki sonra görüşürüz" kapıya giderken chanyeol geldi.
"Nereye gidiyorsun daha tanışmadık"
"Ahh ben xiumin. Çocukluktan belli arkadaşız"
"Bende chanyeol ve galiba senin oğlun"
"Evet. Neyse baekhyun ben kaçıyorum chen sinirlenmesin daha fazla"
"Bay bay"
Xiumin gittiğinde chanyeol umursamazca içeri geçti. Bir sorun var gibiydi konuşacaktık tabii ki!
"Appaaaaa" chanhyun koşarak babasının kollarına atladı. Onların bu hallerine bayılıyordum.
"Appa bugün bir çocukla tanıştım. Çok tatlıydı"
"Bak sen. Benim oğlum aşık mı olmuş?"
"Galiba evet. Bilmiyorum" basını chanyeo'ün göğsüne yaslayıp gözlerini kapattı. Yorulmuş bir çocuk için fazla bile oturmuştu.
"Ver bana yatırıp geleyim"
Kucağından alıp odaya çıkardım. Uyanma ihtimaline karşı yanında bekledim. Sonunda uyuduğunda aşağı indim. Televizyon izleyen bir park görmeyi beklemiyordum.
"Ee nasılsın bakalım sevgilim"
Cevap gelmemişti...
Yanına yaklasıp yüzümü boynuna gömdüm.
Tepki yok...
Dudaklarımı boynuna sürttüm.
Sonuç yok... neler oluyor!!!
"Chanyeol neler oluyor! Şu an bana sarılman gerekiyordu."
"Baek yorgunum"
Beni kendinden uzaklaştırıp toparlandı. Koltukta en köşeye geçti. Hızla ayağa kalktım.
"Bana yalan söyleme park! İşim yoktu dedin! Neyin yorgunluğu bu!"
"Lanet olsun baekhyun bir şey yok dedim!"
"Lanet olsun ha! Bravo park!"
Hızla ayağa kalktı. Karşıma geçip sinirli gözlerle tepeden baktı.
Bakışları bile beni mahvetmişti.
"Bak baekhyun beni sorgulamayı kes tamam mı?! Kendine gel! Ben gidiyorum gece gelmdyebilirim yat ve uyu!"
"Chanyeol sen neler söylüyorsun. Ben... ben... olamaz yani...nereye gidiyorsun sen buraya gel hemen!"
Kapı kapanma sesiyle olduğum yere yıkıldım. Neler oluyordu böyle! Neden böyle davranıyorsun chanyeol neden!
-phiochanbaek-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shσtgun wєddíng || chαnвαєk
Fanfiction✎Poi Yapım Sunar Baekhyun zoraki bir evliliğe itiliyordu. Tehtid vardı, bahis vardı, nefret vardı. Ama sonra aşık olacağını tahmin bile edememişti. Kim zorla olan bir evlilikte aşık olabilirdi ki? © Tüm hakları saklıdır 12.06.2018 ---- Çift: ChanB...