18.bölüm

1.4K 75 7
                                    

Şirketten çıkıp chanyeol'ün şirketine gittim. Chanhyun ne kadar korksada onu görüp araları düzelmeliydi.

"Bebeğim babaya gidelim mi?" ilk başta bir şey demese de sonradan kafasını kaldırıp gülümsedi.

"Beyki babam saykinleşmiştiy. Gideyim anne" her ne kadar hoşuma gitsede bir şey demedim. Sonuçta chanyeol hala kendinde olmayabilirdi.

Chanhyun'u arabaya bindirip bende sürücü koltuğuna geçtim. Kendi olmasını umarak arabayı sürdüm.

Holdingin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Eğer ben bunları tekrar yaşayacaksam abime uyacaktım.

Asistanın haber vermesini beklerken chanhyun elindeki oyuncağı ile oynuyordu. Abim yine ona oyuncak almıştı.

"Efendim bay park müsait olmadığını söyledi" ne yani bizi görmek istemiyor muydu?

"Ne demek müsait değil çekil şurdan" chanhyun'u alıp hızla içeri girdim. Asistan ne kadar beni durdurmaya kalksada bizi ve oğlunu görmemek için bir sebeb olmazdı!

İçeri girmeden chanhyun 'u asistana verdim.

"Chanhyun'u al ve götür oyala!" onlar giderken bende hızla içeri girdim. Ki girmez olaydım. Chanyeol sen ne yaptın!

Kucağında bir kız vardı!

"Baekhyun senin burda ne işin var!" ikiside toparlanırken ben hala iğrenmis bakışlar atıyordum. Ne hakla beni aldatabilirdi!

"Ne demek ne işim var! Bu kız kim chanyeol! Neler oluyor!" gözlerimin dolmasına izin verdim! Ne olirsa olsun bana, bize bunu yapmaya hakkı yoktu!

"Sanane baekhyun sanane! Şimdi hemen buradan gidiyorsun! Duydun mu beni!" beni, sevgilisini kovmuştu. 3 yıldır hasretini yaşadığım sevgilim beni kovuyordu!...

"Tamam gidiyorum chanyeol! Ama eve değil! Koreden gidiyorum anladın mı! Bu kadarı fazla! Ben bunları hak etmedim! Tanrı seni kahretsin chanyeol başka bir şey demiyorum! Sürtüklerle yatıp kalkıyormuşsunda heberim yokmuş!" tam kapıdan çıkacakken kolumdan çekildim

"Hiç bir yere gitmiyorsun baekhyun! Eve git konuşacağız! Ben gelmedende o velet uyusun!" oğluna velet dedi! Ona hakaret etti. Ben duymayacağım şeyleri duymak zorundamıydım!

"Vay be oğluna velet dediğini de duydum! Helal olsun chanyeol! Eve gelme yeol sakın gelme!" odadan koşarak çıktım. Gözüm yaşlarla dolarken oğlumu da alıp eve gittim. Kimseye şimdilik bir şey demeyecektim ama zamanı geldiğinde bu evliliğide bitirmeye de niyetliydim.!

Arabaya binip eve gittik. Ama chanhyun'u abime bırakıp gittim. Biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı. Kafam allak bullaktı. Midem bulanıyordu sürekli? Başım dönüyordu. Nefes alamıyordum. Gerçekler sürekli yüzüme tokat gibi çarpıyordu.

Yaşama sebebimi kaybetmiştim ben! Sevdiğim adamı kaybettim ben. Jongin den keşke kaçmasaydım diyorum bazen. Bana bu şelilde davranacagını bilseydim gelirmiydim. Bu arada acaba kyung soo ne yapıyordu. Arasam sinirimi ondan çıkkaracaktım. Sakin olmalıydım, ayağa kalkıp mutfağa gitmek kstedim ama başımım dönmesiyle olsuğum yere yığıldım. Neler oluyordu böyle. Ne yapacaktım ben. Luhan ı mı arasam acaba. Telefonumu alıp numarayı çevirdim.

"Alo buyrun?" sesini duyarduymaz konuşmaya başladım.

"L-luhan ben baekhyun... abime belli etmeden yanıma gel çok kötüyüm ben" nefes nefese konuştum. Mide bulantımda başlamıştı.

"Tamam baek hemen geliyorum ben konum at!" telefonu kapatıp konumu attım. Gelmesi uzun sürmeseydi bari. Hiç normal değildi bunlar. Midem bulanıyor. Başım dönüyor. Ayakta duramıyorum. Yoksa...yoksa... ahh hayır olamaz bir çocuk daha olmaz!

shσtgun wєddíng || chαnвαєkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin