Seni Seviyorum

505 20 0
                                    

Burak'ın Ağzından

Yusuf denen çocuğu araştırdım. Sosyal hesaplarından adresine, telefon numarasına yani ona ulaşabileceğim çoğu şeyi buldum. Defteri ona göndericektim. Okulda, yılda sadece 3 kere birşey gönderme hakkımız vardı. Ben ilk 2 hakkımı kullanmıştım. Ve şuanda Sevgi için son hakkımı kullanıyordum. Defteri bir kutunun içine koydum. Ve elime bir kağıt alıp yazmaya başladım:

"Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Ama bu satırları iyi okuman lazım! Ben Sevgi'nin en yakın arkadaşıyım. Sevgi Ankara'da belki biliyorsundur. Şuan senin yüzünden bu kız burada! Bu defterde onun günlüğü! Bunu sana gizli gizli gönderiyorum. Onun hiçbirşeyden haberi yok! Şimdi bu günlükte tüm cümleleri, tüm kelimeleri tek tek okuyorsun. Unutma bunu ikinizin iyiliği için yapıyorum. Çünkü bu defterde bilmediğin çok şey var.."

Bu kağıdı da kutunun içine koydum. Kutunun üstünü bantlarla kapladım. Ve kutu paketlenmişti. Müdüre getirdim kutuyu. Adresi ve telefon numarasını müdüre verip en yakın zamanda gönderilmesini ve acil birşey olduğunu söyledim. Ve bu iş burada halloldu.

Sevgi'nin Ağzından

Defterimi, günlüğümü kısaca herşeyimi kaybettim. Yusuf'u ilk gördüğüm andan beri yazdığım o defter yok! En yakın arkadaşım artık yok! Ağlamaktan artık gözlerimin için kıpkırmızı olmuştu. Herşeye rağmen ayakta durmaya çalışıyorum ama gerçekten artık başaramıyorum. Hayatım iğrenç gidiyor. Kalp acısı, kalp kırıklığı, yediğim kazıklar herşey iğrenç... Ailem ve arkadaşlarımdan çok uzağım. Onları göremiyorum. Belkide bu beni daha güçsüz yapıyo. Bazen keşke gelmeseydim Ankara'ya diyorum. Ama artık yılın sonu geliyordu. Ben hala buradayım. Bir sonra ki seneyi burada okuyup okumayacağıma dair hiçbir fikrim yok. Dönersem Yusuf için döneceğim ama ben artık Yusuf için birşey yapmak istemiyorum. Daha sonra farkettimde şimdi bunları düşünmenin vaktı değildi. Ardından saate baktım ve daha sonra kendime... Yine mi derse geç kaldım..?

Koşar adımlarla dersleri işlediğimiz binaya girdim. Kapıyı çaldım. Ve kısık bir sesle "hocam, girebilir miyim?" dedim. Öğretmende bana "girebilirsin" dermişçesine bir bakış attıktan sonra sınıfa adımımı attım. Burak'ın yanı boştu. Ama bugün Ceren olmadığı için onun yerine oturdum. Burak tam çarprazımdaydı. Ama beni ilgilendirmiyordu. Arkadaşlığımızı bitiren O'ydu. Ders boyunca uyudum diyebilirim. Ama dersin bitmesine 5 dakika kala kapı açıldı ve müdür yardımcısı içeri girdi. Ve aynen şunları söyledi: " Burak evladım o göndermek istediğin paketi İstanbul'a gönderemiyoruz. Ama şuanlık.. Sistemde bir sorun var. Bu yüzden uzun bir süre kimsenin paketini gönderemeyeceğiz." Bir an düşündüm. Burak neden İstabul'a paket göndermek istesinki... Ailesi İzmir'de... Ben kafamı yiyip bitirecek olan bu soruları düşünürken zil çaldı ve ders bitti. Yanımdaki kız hemen acelece kalkıp gitti. Ben daha hazır değildim. Ve tahtadaki notları daha geçirmediğim için hala yazmaya devam ediyordum. Yanım boştu ve tamda o sırada Burak yanıma geldi:

-Biraz konuşabilir miyiz? Yani işin bittiğinde...

Ona öyle sert bir bakış attım ki o an görmediğim halde ben bile kendimden korktum. Daha sonra biraz yumuşadım:

-Tabikide

O sırada sınıftaki herkesin bize baktığını gördük. Ve "kapının önünde konuşsak?" dedim. O da "tamam" diyince elimde ki kalemi defterin arasına koyup defteri kapattım. Beraber koridora çıktık.

Burak'ın Ağzından

Konuşmaya ilk ben başladım:

-Nasılsın?

-İyiyim sen?

-Bende iyiyim.

-Beni eğer buraya kararını verdin mi gibi birşey söyleyeceksen ben gidiyorum..

-Hayır, tam aksine sana söyleyeceklerim çok daha farklı..

-Ne söyleyeceksin?

-Sevgi, o gün sana arka bahçede söylediğim herşeyi unut lütfen. Ben orada neden öyle birşey yaptığımı bilmiyorum. Özür dilerim.

-Burak, ben seni hep bu okuldaki en yakın arkadaşım olarak gördüm. Ama sen...

-Tamam eskisi gibi olalım yine.. Arkadaş olalım. Birbirimize yeniden arkadaşım diyelim. Ama konuşalım,

-Tamam artık öyle olucağız. Ama bilmen gereken birşey var

-Neymiş o?

-Belki bana kızarsın, bilmiyorum ama Ceren seni seviyor. Hemde tahmin ediceğinden daha çok

-Biz onla birlikte olamayız. Olmuyacağız da..

-Neden?

Sevgi bana "neden" dedi. Nedenini bende bilmiyordum. O kıza neden acı çektirmek istediğimide.. Galiba bu bana zevk veriyordu. Aslında iyi olduğu kadar güzel bir kızdı Ceren... Ama onla birlikte olmak istemiyordum. O sırada Sevgi'ye vereceğim cevabı bende bilmiyordum. Uzun bir süre sessiz kaldıktan sora Sevgi konuşmaya devam etti:

-Bir deneseniz? Bir şans versen...

Aslında iyi bir fikirdi ama benim cevabın refleks olarak değişmedi.

-Hayır dedim. Bir daha bana böyle bir soru sorma!

-Peki...

Sevgi'nin Ağzından

Bugün Sena gelecek. Onu görmeye ihtiyacım vardı. Ve günlüğümü kaybettiğimi söylemek istiyordum. O ne yapar eder bukurdu bir çaresini. Onun gelmesini beklerken telefonuma bir mesaj geldi. Kimden geldiğine bakarken içimden "Off yine ne istiyorsun Burak?" demekten kendimi alamadım. Sonra mesajı okudum: "Lütfen arka bahçeye gel, lütfen" Acil birşeymiş gibi duruyordu. Hemen koşa koşa arka bahçeye gittim. Ve ne görüyim. Ceren elinde bir bıçağı karnına doğru getiriyo. Ve bağırarak ağlıyo. Buraksa Ceren lütfen diye bağırıyo. Ne yani Ceren intihar mı edicek? Avazım çıktığı kadar bağırdım:

-Ceerreeenn!!

Arkasına döndü. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızıydı. Sinir krizi geçiriyordu. Ve bana bakarak konuşmaya başladı:

-Üzgünüm...

Nefes nefeseydim. Ve gözlerimden benimde birkaç damla gözyaşı aktığını farkettim. Burak'a bakıyordum. O da ağlamak üzereydi. Bağırarak konuşmaya devam ettim:

-Ceren lütfen, Ceren kendine gel, Cereeenn...

Bıçağı daha çok bastırdı. Aniden diz kapaklarının üstüne düştü. Kanları görebiliyordum. Ayaklarım kilitlenmişti sanki.. Yanına gidemiyordum. Burak Ceren'i başından tuttu.

-Sevgi, koşşş. Sevgi, yardım et Sevgi..

Beraber Ceren'e baktık. Öldü mü diyip ağlıyordum? Hayır ölmedi diyordum. Bana ölmediğini söyle...

Ceren'in yere tam olarak kapaklandığı o anda Burak, Ceren'in kafasına ellerine almış ama Ceren hala konuşuyordu:

-Burak... s-seni... seviyorum... b-beni sak-sakın... unut-unutma...

Bu bölüm burada biter. Oyları ve yorum yazmayı unutmayın. Yeni bölüm daha yazmadım. Hepiniz öpüldünüz canlar.. :)

Siyahlı ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin