Günlüğüm

443 20 0
                                    

Odada Sena vardı. Saate rağmen uyumamıştı daha.. Hemen koşarak ona sarıldım. Sarılırken gözyaşlarımın akmasıyla geri çekildim. Bir baktım Senada ağlıyor.

Uzunca olayı anlattım ona. Ceren'in kendini bıçaklamasını yani kısaca herşeyi. O yokken başıma gelen herşeyi..

En sonda en değer verdiğim şeyi yani günlüğümü kaybettiğimi söyledim. Büyük bir şoka girdi. Konuşmaya başladı:

-Birisi gelip almış olamaz mı?

-Sanmıyorum, kim gelip almış olabilir ki?

-Oda da tek başınaydın

-Olabilir ama...

Cümlemin devamını getiremedim. Ama dedim ve kaldı. Ama ne? Kim almış ki? Aslında birisinin almış olması mantıklıydı. O defteri masanın üstüne koyduğumdan emindim. Bunları düşünürken Sena ani bi tepki verdi:

-Benim bir planım var.

-Ne planı?

-Güvenliğe gidicez ve gizli gizli kameralara bakıcaz.

-Onu nasıl becericez

-Onu ben halledicem. Şimdi sen uyu yarın plan tıkır tıkır işleyecek!

-Sana güveniyorum. İyi geceler

-İyi geceler

********************

********************

Sabah uyanır uyanmaz direkt Sena'nın yatağına baktım. Tahminde ettiğim gibi yoktu. Bu kız acaba ne yapacaktı? Umarım mantıklı birşey yapıyordur. Saat daha çok erkendi. Henüz sabah 6'ydı. Güneş henüz yeni doğmuştu. Üstümü giydim ve birden Sena geldi. Elinde büyük bir kavanoz. Ve kavanozun içinde fare. Fareyi görür görmez çığlığı bastım. Sena beni susturmak için eliyle ağzımı kapattı.

-Ne yapıyorsun sen? Bütün okulu uyandırıcaksın. Sessiz ol!

-O elinde ki ne?

-Görmüyor musun fare?

-O neden burda?

-Planımızda bize yardım edicek!

-Saçmalama yaa nerden buldun bunu?

-Biraz daha soru sorarsan defterine ne olduğunu öğrenemeyeceksin!

-Tamam sustum. Şimdi bana planı anlat. Hey ne yapıyorsun o kavanozun kapağını açarsan çok kötü olur.

-Şimdi üç dediğimde bağırıcaksın ve koşa koşa kapıda ki güvenliğe gideceksin.

Çaresiz bir şekilde kafamı salladım

-Bir, iki, üç!

-İmdaaaaattttt!!

Daha önce hiç bu kadar bağırmamıştım. Koşa koşa güvenliğe gittim. Arkama baktım. Sena da arkamdaydı. O da bağırıyordu. Güvenlik sesimizi duydu

-Heyy! Ne oluyor orda?

-F-fareeee

-Nerde?

-Koridorun sonudaki odada lütfen gidip yakala onu...

Adam koşmaya başlayınca Sena sinsice gülmeye başladı. Hemen odaya girdi. Ve kameralara baktı. Bizim kapının önümdeki bütün kameralara baktı. Çarşamba gününe basınca ödüm patladı. Hey heyy bir dakika oda neydi! Saat sabahın 5'in de odama bir erkek girmişti. Sena yakınlaştırdı kamerayı ve bir de ne görüyim?

-Burakk?!?

********************

O an beynimden Burak'ı öldürmek için kurduğum planları anlatsam herhalde buz kesilirsiniz. Dayanamayıp ağladım. Ama güvenliğin geldiğini görünce ayağa kalktık. Sena hızlıca kolumdan tuttu. Beni sandalyeden kaldırdı. Güvenlik elinde kavanoz ve kavanozun içindeki fareyle geliyordu. Adam tam konuşmaya başlayacaktı ki Sena teşekkürler deyip beni sürükleye sürükleye odadan çıkardı. Ve kendi odamıza geldik. Ağlamam kesilmemişti ve konuşmaya başladım:

-Demek Burak ha?

Ağlamam dahada artmıştı. Bir nevi sinir krizi geçiriyordum. Bağırıyordum. Çığlık atıyordum. En güvendiğim insan beni sırtımdan vurmuştu. Bağırma krizlerim devam ederken telefonum çaldı. Açmadım. Tekrar çaldı bu sefer Sena aldı açmak için:

-Efendim Burak?.. Sevgi yok.. Nerde olduğunu bilmiyorum.. Tamam.. Görüşürüz...

Son kez çığlık attıktan sonra kendimi yatağa attım. Kafama kadar çektiğim yorganı Sena açtı.

-Kendine gel!

-...

-Bana bak! Ya gidip Burak'la konuş ya da...

-Ya da ne?

-Ya da böyle sürekli ağla! Ne yapıyosan yap!

-...

-Şimdi gidip Burak'la konuşacaksın yoksa gidip ben konuşuyorum. Karar senin..

-Tamam. Ben konuşucağım. Ama ne diycem gidip "hırsız" mı diyim? Odama gizli gizli giren pis sapık mı diyim? Beni kandıran aşağılık çocuk mu diyim? Ne söyliyim ne?

-Sadece gidip defterinin onda olup olmadığını sor!

-Çok aptalca..

-Pardon ama gecenin bi vakti odana girip günlüğünü çalan kişi aptal değilde sen mi aptal oluyorsun?

Bu sözleri üzerine yatağımdan kalktım. Yüzümü yıkayıp kapıyı sertçe çarpıp koridora çıktım. Telefonumu almayı unutmuştum. Kapı kolunu açtığım an Sena bana telefonumu getirmek için doğruluyordu. Telefonumu alıp direkt Burak'ı aradım. İlk çalışta açmadı. İkinci üçüncü kez derken sonunda açtı:

-Alo Sevgi nerdeydin? Telefonu Sena açtı.

-Evet telefonumu odada unutmuştum. Sen neden aradın?

-Dün biraz kötüydün. Nasıl oldun diye aramıştım.

-İyiyim ben şimdi ama seninle konuşmam lazım

-Ne konu hakkında?

-Konuşucaz dedim ya sana

-Tamam kızma. Arka bahçede mi?

-Evet yarım saat sonra orda ol! Görüşürüz!

-Görüşürüz

Arkadaşlar votelar neden bu kadar düşük? O kadar düşük ki bir an hikayeyi silsem mi diye düşündüm? Oy verinde bende kim okuyo kim okumuyo diye anlıyim dimi? Bu arada yeni kapak nasıl? :)))))

Siyahlı ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin