Min Yoongi
Yorgun bedenimi evin içine atmış ve anahtarlarımı aynanın oraya koyduktan sonra içeride olduğunu tahmin ettiğim annemi görmemek adına hızla kendimi merdivenlere attım ama sanırım ışık hızını yakalayamadığım için annem beni görmüştü.
" Yoongi. " ismimi tükürürcesine seslenmiş ve merdivenlerin başında donup kalmamı sağlamıştı.
" neden bu saate eve geliyorsun? " çok ilgili bir anneydi değil mi? Birazdan gerçek yüzünü görecektiniz. " işim vardı. " diye umursamazca ve soğuk bir tavırla konuştum. Histerik bir şekilde güldü ve hafifçe bana döndü. " senin gibi boş birinin ne işi olabilir ki? Sana değer veren kimsenin olmadığı bu hayatta nasıl işin olabilir? Taehyung denen o aptalla mı beraberdin? " o sırada gözlerim babasının yanında oturan Jungkook'a kaymıştı. Bana yine o anlamlandıramadığım bakışlarından atıyordu. Bende bu bakışları acıma duygusu olarak algılardım. Hızla gözlerimi ondan kaçırdım.
Taehyung'un yanından geliyordum, bunu anneme söylersem büyük ihtimalle beni döverdi. Yinede söylemek için ağzımı açmıştım ki Jungkook sakince benim sesimi bastırdı. " ben dans çalışması için ona ödev vermiştim. Proje zamanı biz eş seçildik, Bayan Min. " annem ona nazikçe gülümseyip tekrar sert bakışlarını bana yöneltti. Hiçbir zaman bana şefkatle veya sevgiyle bakmamıştı. Benden hep iğrenmişti. Babamı bulmak istemiş ve çok aramıştım ama bulamamıştım.
Sinirle kolumu sıktı ve tırnaklarını geçirdi. Tenimde ki acıya kolumda hissettiğim sıvı eklenince kanadığına emin olmuştum. Yinede yüzümü ifadesiz tutarak ona baktım. " bir daha gözümün senin gibi bir şey yüzünden kirlenmemesi için, gözüme görünme. " tırnaklarını çekti ve kolumu sertçe ittirip, koltuğa kocasının yanına oturdu. Zavallı adam annemin gerçek yüzünü bilmiyordu. Jungkook bizi görse de eve ilk geldikleri zamanlar ona annemin caniliğini babasına söylememesi için ona yalvarmıştım.
22 yaşındaydım ve annemi engelliyebilirdim ama ben yapmıyorum. Çünkü benimle kurduğu tek iletişim bu zamanlardı.
Hızla merdivenleri çıkıp kendimi odama attığım gibi ifadesiz yüzümü bozup ağlamaya başlamıştım. Yatağımın yanında ki duvara yaslanarak yere oturdum ve ağlamamın şiddetlenmesine izin verdim. Canım acıdığı için ağlamıyordum. Kalbim acıyordu. Jungkook olan o gülümsemesi aklımda canlanıyor ve gözümün önüne bur perde gibi düşüyordu.
Bir anda saçlarımı okşayan eli hissettiğimde irkilerek kafamı kaldırdım. Jungkook'tu. Bana acıdığı tamamen kesinleşmişti. Elinde ki ilk yardım çantasını yere koydu ve kanın kuruduğu kolumu kendine çekti. Sessiz ve mayışmış bir şekilde onu izliyordum. Yorgundum. Hem ruhen, hem bedenen.
Kolumdaki kurumuş kanı temizledi ve üzerine mikrop kapmasın diye müdahale ettikten sonra bandajla sardı. Hassas tenim sanki bıçakla kesilmiş gibi zarar görmüştü.
Yaradan kafasını kaldırıp bana bakınca mırıldandım. " teşekkür ederim Jungkook, sen iyi bir çocuksun. "
ÖNEMLİ
arkadaşlar sınav haftam olacağı için bir süre bölüm gelemeyebilir.
Ayrıca diğer hikâyelerime de bakarsanız pişman olmayacağınıza eminim:) Yeni bir Yoonkook yayınladım ve Vmin hikaye mi de okuyabilirsiniz.
Bu bölüm azucuk depresif oldu sankim dkkfkfj geçer geçer jfkfjv
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance? (Yoonkook)
Fanfiction" Daha önce dans ederken ne kadar mükemmel olduğunu söyleyen oldu mu Min Yoongi? " Az önce herkesin hayran olduğu Jeon Jungkook kibrini unutup bana itlifat mı etmişti? #Dance içinde 2 #Dance içinde 1 #suga içinde 1