Dance? (Yoonkook)

20.(M)

Min Yoongi

Şaşkınlıkla bana bakan Jungkook şaşırmakta çok haklıydı. Çünkü bende şaşkındım. Sadece bir anda gelen arzuyla dolmuştum ve şuan fazlasıyla onu istiyordum. " N-ne? " Sadece akışına bırakacaktım. Yapacağım hiçbir şeyden pişman olmayacağımı biliyordum. Çünkü kalbini bana tamamıyla açmış biriydi karşımda ki. Ve hadi ama o Jeon Mükemmel Jungkook'tu.

Oturduğum yerde hafifçe ona doğru kaydım. Zaten bu aramızda ki olmayan mesafeyi iyice sıfırlamıştı. Elimin birini bacağına koydum ve nefesimi yüzüne üfledim. Gözlerim şaşkınlıktan aralık olan kırmızı dudaklarına kaydı ve gülümseyerek dudaklarına bir öpücük kondurdum. Alt dudağını emdim ve geri çekildim. Hâlâ aynı ifadeyle bana baktığını gördüğüm de kahkaha attım. " Ne var? Yoksa sevişmek istemiyor musun? " kaşlarımı kaldırıp ona baktığımda hafifçe öksürdü ve bana doğru döndü tamamen. " öyle değil de. Bana sevişme teklifi edebileceğin aklıma gelmemişti. " güldüm ve hafifçe uzaklaştım ondan. " istemiyorsan gideyi- " bir anda dudaklarıma yapışmış ve üzerime çıkıp beni yatağa yatırmıştı. Bu kadar seri hareket etmesi bende hayranlık hissi uyandırmıştı. Gülümseyerek dudaklarımı araladım ve dillerimizi buluşturmasına izin verdim. Yavaşça ama fazlasıyla arzulu bir şekilde önce dudağımı, sonra da dilimi emdi. İnleyerek ellerimi ensesine çıkarttım ve saçlarını çektim.

İki hafta önce kaçtığım adamla onun odasında ve onun yatağında sevişmek üzereydim. Karma denen şey cidden korkunçtu. Dudaklarımızı bir kaç saniye ayırmış ve tişörtünü çıkartmıştı. Siktir bu fazlasıyla ateşli bir görüntüydü. Sırıtarak beni  biraz daha yukarı çıkarttı ve ellerini sırtıma koyup beni hafifçe doğrulttu. " tişörtünü ağzımla yırtıp çıkartsam ilk seferimiz için fazla mı abartmış olurum? " gülerek tişörtümü çıkarttım ve odanın herhangi bir yerine fırlattım. " şimdilik ellerimizi kullanalım. " gülerek dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı ve açıkta olan boynuma yönelip emdi. Tanrım boynumdan aşırı derece de zevk alırdım. İnleyerek kafamı geriye attım ve ona yer açtım. Boynumdan biraz aşağı kaydı ve köprücük kemiklerimi öptükten sonra ısırdı. Daha sesli bir şekilde inlediğim de güldüğünü duydum. " sanırım bundan sonra sevişmek istersem nereye çalışmam gerektiğini biliyorum. " kafasını boynumdan kaldırdım ve dudaklarına yapıştım. Ellerimi sırt kaslarında dolandırdım. Fazla morluk bırakmaya gerek yoktu. Üstüne çıktım ve çenesine bir öpücük kondurup dilimle aynı yoldan aşağı kaymaya başladım. Göğüs boşluğunda durdum ve kafamı kaldırıp zevkten kapattığı gözlerine baktım. Fazlasıyla tapılası duruyordu şuan. Sağ göğsüne kadar dilimle ilerledim ve göğüs ucunu öptüm. İnlediğini duyduğumda aynı noktadan ilerlemeye karar verdim ve göğüs ucunu emdikten sonra hafifçe ısırdım. Neredeyse hırlar gibi inlediginde sırıttım. Artık bende nereye çalışmam gerektiğini biliyordum. Ellerini kalçalarıma bastırdı ve kendini bana sürttü. Fazlasıyla sertleştiğini hissedebiliyordum pantolonuma rağmen. Kasıklarına gelene kadar minik öpücükler kondurdum. Elimle hafifçe onu okşadığım da beni kollarımdan tutup tekrar altına almış ve pantolunu çıkarmaya başlamıştı. Sadece baksırla kaldığında nasıl bu kadar mükemmel olabildiğini düşünmek yerine pantolonumu çıkartmasına yardım ettim. Düşünme işini daha sonraya ertelemiştim. Bacaklarımı iyice açtı ve arasına yerleşti. " sanırım Dansçı olmamız sekste fazlasıyla işe yarıyor. " esneklikten bahsettiği anlayıp güldüm tabi bir anda baksırımı çıkarınca gülmem yarımda kalmıştı. Sikeyim karşısında tamamen çıplaktım. " Sanırım seni her gün çıplak görmem gerekecek. Bundan nasıl bunca yıl maruz kalabildim ki? " eğilip kasıklarıma öpücük kondurduğunda inleyerek kafamı geri attım. Daha da aşağı kayıp diliyle bana dokunduğunda neredeyse çığlık atarcasına inlemiştim. Tanrım bunu kaldıramazdım. Zaten onunla sevişmek bile hala inanılmaz geliyordu bir de bana...