DUVARDAKİ KARANLIK

209 5 5
                                    

Su son bir haftadır korku dolu rüyalar içindeydi yine o günlerden bir gündü su aniden çığlık atip uyandı karşisındaki duvara bir an baktı duvar karanlık ve ürkütücü bir yansımayla hayal gibi bir kaybolup bir görünüyordu.hızlı bir şekilde yorganı üzerine atıp ayaklarını karnına çekip elleriyle yüzünü kapatıp bir müddet durdu yorganı altında hızlı nefes alıp veriyordu sanki oda onun nefes alıpverişi balon misali şişip iniyordu hem merak hemde korkularını üzerinde atması için bir şeyler yapması gerekiyordu yorganı aralayıp ilk önce duvara bakmaya başladı o gözünde görünen tılsım duvarda mıydı yoksa gitmiş mi kendince çaktırmayıp işiği yakmak için bir şeyler yapması gerekiyordu çünkü bu korkuyla daha fazla durması imkansızdı yorganın biraz ucunu aralayıp karşi duvarda işiğin anahtarın bulunduğu duvara bakmaya başladı artık dayanamıyordu kalbi sanki boğazından çıkacak gibi ani bir refklesiyle hızlıca yorganın altından firlayıp işiğin anahtarı olan duvara koşar adımlar atıp anahtara eliyle basıp ışığı yaktı nefes nefese kalmıştı tılsımın bulunduğu duvara doğru adımı attı elini duvara titreye titreye elini sürmeye başladı korkuları vardı içinde kimseye anlatma ne cesareti nede bulacak gücü vardı ama sırlarla dolu bir geçmişi vardı şeytan insanı en güçsüz anında ona güç veren karekter olarak ansızın çıkıp.İçe nifak tohumlarını ekmeye cesaret eder.İlkez yansımada olsa yüzünü göstermişti su geçmişini hatırlamak istemezdi 3 katkı bir binanın en üst katında yanlız yaşiyordu güzel bir terası vardı.Hergün oraya çıkıp herşeyden vazgeçer ama tek vazgeçmediği elinde düşürmediği bir kadeh içki birde sigarasını yakıp uzun uzun geceyi izlerdi başi boş olan kimsesiz hayvanları izler içten içe iç çekerdi bir bedende iki karakter.Taşiyordu gündüzleri ofisine giden ünlü bir avukat tı saçları kızıla boyamiş kirpikleri uzun gözleri koyu kahve rengi boyu 170 civarında kilo65 bakımlı okadarda ince ve zarif bir vücut hatlarına sahipti bakan bir daha bakar.melek görünümlü tam bir serseri ağlamamaya yemin eden tüm iyi duygularını sevmelerini özlemlerini göz yaşlarını bir bavula koyup unutulmaya yüz tutmuş sonsuzluğa dek hiç hatırlamamak üzere kuytu bir köşeye bırakmıştı eskiye ait ne varsa o bavuldaydı bir insan bu kadar olumsuz ne yaşıyabilirki sadece içinde nefret ve intikama yemin eden bir vahşi gibiydi neyin kafasını yaşiyordu neyin öfkesiydi kime karşi saat akşam 6 gösteriyordu vahşi görünüme girme zamanı gelmişti son model bir arabası vardı ona binip eve geldi hızlıca kapıyı açıp evine girdi aynanın karşisina geçti üzerindeki elbiseleri çıkardı sadece üzerinde kırmızı bir geceliği kalmişti onuda çıkardı göbeğin üzerinde sırtına kadar uzun bir yara izi vardı vücudunun belli bölümlerde ayni yaralar mevcuttu her gece ona bakmadan uyumazdı sağ elini atıp yaralara dokunup kabuk tutan yaralarını kaldirip her gün ayni şeyleri yapardı yaralar kan kırmızı akardı parmağıyla akan kana batırıp annına sürüp ağzına kadar indirip dudaklarıyla parmağını yalayıp duşa girip bir müddet yıkandıktan sonra çıkıp yatak odasına gidip kardolabını açıp sadece kırmızı ve siyah iç çamışır dan başka renk giymezdi gündüz kırmızı akşam siyah iç çamaşırını giyip üzerine deri kısa bir çeket altına ayni deriden bir pantolon giyip gözlerine belirgin bir göz kalemi çekip saçlarını üzerinde topuz yapip uzun olan bacakları daha güzel görünmesini istiyordu onu istediğide oydu dikkat çekmek eline sıyah bir çanta alıp evden çıkıp hergece başka bir gece kulübünde takılıyordu sanki bir şeylerin peşinde idi bir şeyleri kovalıyordu bu davranışları ona avmı avcımı olacak bilinmez ama çok tehlikeli bir oyun oynuyordu arkadaş yok sevgili yok aile yok sadece bir diploması vardı karanlık olan bir geçmişe sahipti bir insanla müvekilleri hariç oda iş için para kazanmak için tahammül ediyordu diyer insanlarla 5 dk uzun konuşmazdı barda bir kadeh viski içip çıkmaya karar verdi aradığı neydi bilinmez ama hoşuna gitmemişti o gece kulübü aradığını bulmamıştı kalktı hesap edöyip diyer sokağa doğru yürümeye karar verdi karanlık bir sokağa vardı o sokakta terk edilmiş evlerle dolu idi biraz yürüyüp sokağı yarılamiştı bir evden çığlık sesini duyar gibi oldu soğuk kanlığını kaybetmeden büyük adımlar atıp bir an önce oradan uzaklaşmak istiyordu ama o yürüdükçe ses daha fazla olmaya başladı bu Sefer dayanmayıp durmaya karar verip geri döndü arkasına bakıp o ses olan yere kısa süreliğine bakıp o sese doru yürümeye başladı biraz ilerledikten sonra karşisinda terk edilmiş okadarda ürkütücü bir ev vardı kararsızlık yine hakim kurdu zihnine eve girip girmemek konusunda ama kararlıydı vazgeçemem bismillah diyip adımını attı sarhoşların her gece mekan tutuğu içki şişelerin çöp haline gelen çoğuda kırılmış parçalarla dolu okadarda nahoş koku vardı karşisindaki tam belirgin olmayan kapıya yaklaştı bastığı her adımda kırılan şişelerin gıcırtısı sesi geceye müzik gibi eşlik ediyordu mavi renkli tahtadan kapıyı tam fark etti karşisinda elini kapıya atıp hızlıca geriye doğru itekleyip gicirt diye bir sesle kapı arkaya doğru açıldı adımını attı içeriye doğru çok karanlık ama sadece duvarlar vardı üstü açık bir araba gibi ev ara ara gökyüzündeki bulutların arasında ara ay işiği evi aydınlatıyordu yürümeye kararverdi karşi duvarda rüyasındaki karanlığın aynısı yansımayı gördü durakladı bir an nesin sen neee diyip senden korkmuyorum çıkkk karşima duvardaki tılsım çoğaldı daha belirgin hale doğru geldi tedirgin içinde izledi aslında içten içe çok korkuyordu ama insan korkularıyla yüzleştiğinde o korkular.sonsuza kadar.seni be nedenini terk eder.ama eğer ona teslim olursan sonsuza kadar seninle olur.

ŞEYTANLA ANLAŞAN KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin