PİSKOPAT

8 0 0
                                    

Yeni bir gün yeni unutlar her zaman insanın hayallerinde var olmuştur biz insanlar başkalarına yaptığımız yanlışı görmeyip hatta görüp görmemezlikten gelip kendimizce hesaplaşmadan başkaların bize yaptığı yanlışı ödetmeye çalişiyoruz kim haklı kim haksız kime göre değişir su her zamanki gibi yine iş diyip sıcacık yatağından kalkıp bironun yolunu tutmaya hazırlanıyordu evde derin bir sessizlik hakimdi odanın kapısı açıp mutfağa doğru yürüdü kimse yok terasa çıktı yine kimse yok kendince bu saate kadar bunlar kalmiş olmaları lazım diyip Eylül ve sadem in oda kapılarına iki parmağıyla vurdu ses seda yok halla halla diyip kafasını sallayıp odaların kapısı açtı kimse yoktu her iki odada bunlar nere gittiler sabah sabah diyip döndü odasına üzerini giyip ev den çıktı sokağın köşe başinda güzel bir pastahane vardı oraya doğru yürümeye başladı içeri girip şurdan 5 yada 6 poğaça alabilirmiyim dedi tezgahtar tabikide hanım efendi 5 mi ? 6 tımı? Kafana göre dedi etrafına bir göz geçirdi pastahane 2 bölümden oluşuyordu bir giriş tezgah diyer taraf masa sandalye bulunan bölüm cam kenarında bulunan masada bir adam dikkatini çekti tezgahtara dönüp sen siparişlerimi hazırla bir fincan kahve verirmisin diyip masaya oturdu adamı baştan ayağa süzmeye çalişti sanki bir yerden hatırlıyorum diyip adama baktı siyah tişört siyah gözlük hafif kirli sakal buz mavisi bir kot altına siyah renkten bir spor ayakabı giyen elinde işlemeli bir tespih sağ eliyle çay bardağını tutmuş ufak yudumlar alıp dışarıyı gözlüyordu adam su yapmiş olduğu meslek refklesiyle  bir süre gözetledi  sonra masadan kalktı tezgahtara doğru yürüyüp borcum ne kadar dedi tezgahtar 16 lira  diye cevap verdi su 20 lira çıkarıp uzattı üstü kalsın diyip dışarıya çıktı tekrar evin orada park eden arabasına doğru yürüdü kısa bir süre sonra arabaya bindi iş yerine gitti koltuğuna oturup kısa bir süre sonra sekreteri Asu geldi Asu'dan çay rıca edip 2 poğaça kendine bırakıp gerisi Asu'ya verip elini çantasına atıp Eylül'ü aradı telefon 3 kere çaldı Eylül cevap vermedi çayı geldi 1 şeker atıp karıştırıp poğaçadan bir parça kopardı ağzına attıp bir yudum çaydan alacaktı telefonu çaldı arayan eylül
Su: efendim diye cevap verdi
Eylül : canım beni aramıssın duymadım o anda
Su : önemli değil abla neredeydiniz erken çıkmışsınız
Eylül: evet canım sadem'i işe ben bırakmak istedim
Su : anladım abla iyi yapmısın
Eylül : sıkıntı yok demi su
Su : yok abla sonra konuşuruz
Eylül : tamam canım birazdan çıkıp sana gelirim olurmu biraz laflarız
Su : olur abla bekliyorum gel öğle yemeğini beraber yiyelim
Eylül : tamam diyip telefonu kapattı
Su halen o adamı düşünüyordu içinde kötü bir his vardı bunu Eylül ile paylaşmaya karar vermişti bu adamı sanki görmüş gibiyim diyordu ama gözlerinde gözlük olduğundan dolayı emin değildi ama sağ kolunda tesbih sanki ona tanıdık gibi geliyordu kafasına yer etti adamı bu adamı bir daha bulursam o ne pahasına olursa olsun kim olduğunu çıkaracam diye kendince düşünüyordu o anda zil çaldı Asu kapıyı açtı buyur diye ses işitti su avukat hanım buradamı diye sordu erkek ses tonuyla biri evet diyip haber verelim kim diyelim savcı derseniz sevinirim Asu aniden afalladı savcımı diye sordu adam anladı isim azizliği yine yaşandı sık sık oluyordu adam tatlı bir tebessüm le öyle savcı değil adım savcı ha diyip k b mayın hemen haber veririm diyip Asu kapıyı çalıp avukat hanım bir beyefendi sizinle görüşmek istiyor su kimmiş savcı diye biri tamam gelsin dedi buyurun diyip adam içeri geldi Asu kapıyı kapatıp çıktı ....

ŞEYTANLA ANLAŞAN KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin